taraflar arasında imzalanan Avukatlık ücret sözleşmelerinin ücret ile ilgili bölümünün davalıların 2006 yılında dava dışı U.. İnşaat şirketi ile noterden yaptıkları kat karşılığı inşaat sözleşmesindeki hisselerinin yükleniciye devrinde esas alınan emlak beyan değerinin %10 + KDV' si dikkate alınarak belirlenmesi nedeniyle geçerli olduğu ve bu duruma göre yeniden alanında uzman bilirkişi yada bilirkişi heyeti marifetiyle taraf ve yargı denetimine esas olacak şekilde davacının vekalet ücreti alacağının ödenen ücretler ve alınan fakat harcanmayan avans miktarları düşülerek hesaplama yapılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken mahkemece az yukarıda yazılı yanlış gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

T.C.
Yargıtay
13. Hukuk Dairesi

Esas No:2014/141
Karar No:2014/36610
K. Tarihi:20.11.2014

MAHKEMESİ : Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/03/2013
NUMARASI : 2011/734-2013/175

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde temyiz eden davacı A.E.. C.. vekili avukat E.. Ö.. ile davalı vekili avukat H.. D..’ın gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, avukat olduğunu, davalıların içinde binlerce meyve ağacı bulunan yaklaşık 80.000.00.m2 miktarındaki taşınmazda hissedar olduklarını, bu yerin imara açılması üzerine ifrazının yapıldığını ve 54.464.53.m2 miktarında arsa vasfına kavuştuğunu ve 2006 yılında dava dışı yüklenici U.. İnşaat şirketi ile 8 adet kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmeye göre arsa sahiplerine 201,5 daire ile 6 işyerinin verildiğini, dava dışı yüklenici U.. İnşaat şirketinin inşaata başlayarak %3-4 oranında yaklaşık 1.500.000.00.TL’ lık imalat yaptıktan sonra mahkeme kararı ile iflasına karar verilmesi üzerine davalılar ve dava dışı hissedarların bürosuna geldiğini ve birlikte dava dışı yüklenici aleyhine kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi davası açmayı kararlaştırdıklarını, davalılardan avans alarak 02.12.2009 tarihinde sözleşmenin feshi davası açtığını, yargılama sırasında ayrıca İflas İdaresi ile 1.741.372.50.TL istenirken yaklaşık %40′ lara indirip 696.548.00.TL’ ya haricen anlaştırıp sulh ettirdiğini ve davalılarla 05.03.2011 Tarihinde ayrı ayrı Avukatlık ücret sözleşmesi imzaladığını ve ücret olarakta her bir davalı yönünden dava dışı yüklenici ile 2006 yılında imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesinde esas alınan asgari emlak beyan değeri esas alınarak bu değerlerin %10 + KDV’ si dikkate alınarak kararlaştırıldığını, davalıların sulh ile çözülen bu davadan sonra dava dışı başka yüklenici ile anlaşmaları üzerine kendisini devre dışı bırakmak için haksız olarak 26.07.2011 tarihinde azlettiklerini, her bir davalı yönünden avukatlık ücret sözleşmesi üzerinden alacaklı olduğu bakiye vekalet ücretlerinin tahsili için ayrı ayrı icra takibi yaptığını ancak davalıların haksız olarak takibe itiraz 2014/141-36610
Ettiklerini ileri sürerek vaki itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davacının talep ettiği vekalet ücreti için önceden 18.780.00.TL, harç ve masraflar için 21.470.00.TL ödendiğini, çok fazla avans almasına rağmen bu hususta hesap vermediğini, kendileri yönünden sözleşmelerde çok ağır yükümlükler bulunduğunu, sonradan imzalanan kat karşılığı yapım sözleşmesi imzalanırken zorluklar çıkardığını, sözleşmelerin geçersiz olduğunu ve azlin haklı olduğunu savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, azlin haksız olduğu ancak sözleşme ile belirlenen değer üzerinden değilde daha düşük miktarda dava değeri belirtilerek inşaat sözleşmesinin feshi davasının açılmasından dolayı avukatlık ücret sözleşmesindeki ücret kararlaştırmasının geçersiz olduğu ve dava dilekçesinde belirtilen değer üzerinden AAÜT’ ne göre alması gereken ücretin, ödenen ücretten az olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacının temyiz itirazı yönünden; Somut uyuşmazlıkta, Davalı tarafından davacı avukatın haksız olarak azledildiği mahkemece kabul edilmiştir. Haksız azil nedeniyle davacı avukat ücretin tamamını isteme hakkına sahiptir. Taraflar arasında imzalanan 05.03.2011 tarihli Avukatlık ücret sözleşmelerinin 2. maddesinde belirli birer miktarın belirlendiği, ve bu ücret belirlemesinin de 2006 yılında dava dışı Uludağ İnşaat şirketi ile noterden yaptıkları kat karşılığı inşaat sözleşmesinde hisselerin yükleniciye devrinde esas alınan emlak beyan değerinin %10 + KDV’ si dikkate alınarak yapıldığı ancak davalılar adına başlangıçta daha az harç ödenmesi için 124.500.00.TL üzerinden inşaat sözleşmesinin feshi davasının açıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’ nun ücrete ilişkin 163 ve 164. maddeleri, vekil ile müvekkil arasındaki ücrete ilişkin düzenlemeleri getirmiştir. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nda, 20.1.2004 tarihinde 5043 sayılı Kanunla değişiklikler yapılmış ve Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinin dördüncü fıkrası değişikliğe uğramış ve “Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde, değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarının incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır.” düzenlemesi getirilmiştir. Aynı Yasanın 164/2. madde ve fıkrasında da tarafların “yüzdeyirmibeşi aşmamak üzere dava veya hükmolunacak değeri yahut paranın belli bir yüzdesinin avukatlık ücreti olarak kararlaştırabilecekleri” belirtilmiştir.
Az yukarıdaki yasal mevzuat ışığında öncelikle taraflar arasında imzalanan Avukatlık ücret sözleşmelerinin ücret ile ilgili bölümünün davalıların 2006 yılında dava dışı U.. İnşaat şirketi ile noterden yaptıkları kat karşılığı inşaat sözleşmesindeki hisselerinin yükleniciye devrinde esas alınan emlak beyan değerinin %10 + KDV’ si dikkate alınarak belirlenmesi nedeniyle geçerli olduğu ve bu duruma göre yeniden alanında uzman bilirkişi yada bilirkişi heyeti marifetiyle taraf ve yargı denetimine esas olacak şekilde davacının vekalet ücreti alacağının ödenen ücretler ve alınan fakat harcanmayan avans miktarları düşülerek hesaplama yapılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken mahkemece az yukarıda yazılı yanlış gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan 24,30 TL. temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda dökümü yazılı 944,15 TL kalan harcın davalıdan alınmasına, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.