taraflar arasında kurulan sözleşme ilişkisinde yazılı bir sözleşme ve bu sözleşmede yer alan teslime dair bir delil sözleşmesi niteliğinde teslim vakıasının ispatına dair bir hüküm bulunmadığından davacı yüklenici teslim vakıasını her tür delil ile kanıtlayabilecektir Davacı vekili dava dilekçesinde ve cevaba cevap dilekçesinde sevk irsaliyesine delil olarak dayanmış ve yargılamanın oturumunda her iki taraf vekili tanık olarak  dinlenmesini talep etmiş olmakla usulüne uygun şekilde teslim vakıasına dair olarak bu tanık dinlenmeli ve diğer deliller de gözetilmek suretiyle teslim yapılıp yapılmadığı hususu hiç bir duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli buna göre uyuşmazlık hükme bağlanmalıdır Tarafların delilleri toplanmaksızın ve bu konudaki taraf vekillerinin talepleri reddedilmek suretiyle esasa dair hüküm kurulması, Anayasa Avrupa İnsan Hakları Sözleşme maddelerinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenme hakkının ve dolayısıyla savunma hakkının ihlali niteliğinde değerlendirilmiş usul ve yasaya aykırı hükmün bozulması gerekmiştir

“Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili talebi ile yapılan icra takibine itirazın iptâli talebinden ibarettir. Davacı yüklenici davalı ise iş sahibidir. davacı yüklenici vekili; müvekkili şirketin, davalı şirketle ticari ilişkisi olduğunu, bu çerçevede, davalı şirkete müvekkili tarafından mal/hizmet verildiğini, ancak bakiye borcunu ödemediğini, alacağın tahsili için (….) Genel olarak eser sözleşmelerinde yüklenicinin sadece eseri meydana getirmesi, aslî edim borcunu yerine getirdiği anlamına gelmemektedir. Yüklenici, sözleşmeye uygun meydana getirdiği eseri teslim borcu altındadır. Yüklenici üstlendiği eseri meydana getirecek ve meydana getirdiği bu eseri, iş sahibine usul ve yasaya ve sözleşme hükümlerine uygun olarak teslim edecektir. Eseri teslim borcu yüklenicide olduğundan eserin teslim edildiğini kanıtlama borcu da yükleniciye düşmektedir. Bir başka deyişle yüklenici, eseri, iş sahibine sözleşmeye uygun teslim ettiğini kanıtlamak zorundadır. Davacı yüklenici bedele hak kazanabilmesi için, eseri iş sahibine süresi içerisinde iş sahibinin iş yerinde teslim ettiğini kanıtlamakla yükümlüdür.

Eser sözleşmelerinde teslim, yüklenicinin tamamladığı eseri sözleşmeyi ifa etmek niyeti ile iş sahibinin fiili hakimiyetine geçirmesi olarak tanımlanmaktadır. Teslimi kanıtlama yükü davacı yüklenicide olmakla bu teslimin nasıl kanıtlaması gerektiği davanın çözüm noktasını oluşturmaktadır. Eserin teslim edilip edilmediğinin ispatında taraflar ispatın hangi delillerle yapılacağı hususunda sözleşmeye hüküm koyabilirler ve teslim konusunda bir delil sözleşmesi yapabilirler. Böyle bir delil sözleşmesi yoksa yüklenicinin meydana getirdiği eseri teslim ettiği vakıasını, teslim, hukuki işlem değil, hukuki fiil olduğundan kural olarak her tür kanıtla bu arada tanıkla dahi ispat edebilir.

Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; taraflar arasında kurulan sözleşme ilişkisinde yazılı bir sözleşme ve bu sözleşmede yer alan teslime dair bir delil sözleşmesi niteliğinde teslim vakıasının ispatına dair bir hüküm bulunmadığından davacı yüklenici teslim vakıasını her tür delil ile kanıtlayabilecektir. Davacı vekili dava dilekçesinde ve cevaba cevap dilekçesinde sevk irsaliyesine delil olarak dayanmış ve yargılamanın 09.02.2016 tarihli oturumunda her iki taraf vekili tanık olarak Sedat Avcı’nın dinlenmesini talep etmiş olmakla, usulüne uygun şekilde teslim vakıasına dair olarak bu tanık dinlenmeli ve diğer deliller de gözetilmek suretiyle teslim yapılıp yapılmadığı hususu hiç bir duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, buna göre uyuşmazlık hükme bağlanmalıdır. Tarafların delilleri toplanmaksızın ve bu konudaki taraf vekillerinin talepleri reddedilmek suretiyle, esasa dair hüküm kurulması, Anayasa’nın 36. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. ve 6100 Sayılı HMK’nın 27. maddelerinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenme hakkının ve dolayısıyla savunma hakkının ihlali niteliğinde değerlendirilmiş, usul ve yasaya aykırı hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle davacının karar düzeltme isteminin kabulüyle Dairemizin 15.12.2016 tarih ve 2016/6210 Esas 2016/481 Karar sayılı ilâmının kaldırılarak kararın BOZULMASINA…” (YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ E. 2017/526 K. 2017/1199 T. 20.3.2017)