Taraflar arasındaki akdi ilişki sözleşme tarihinde yürürlükte olan mülga BK'nın *maddesinde tanımlanan eser sözleşmesi niteliğinde olup bu sözleşmeler karşılıklı borçlar doğuran tam iki yanlı sözleşmelerdendir. Kural olarak, Borçlar Kanunu hükümlerine göre, akdin feshine ilişkin irade beyanı tek taraflı bozucu yenilik doğuran haklardan olup, karşı tarafın kabulüne bağlı olmaksızın ona ulaşmasıyla hüküm doğurur. Bu durumda taraflar arasındaki hukuki ilişkininde tasfiyesine karar vermek gerekir. Somut olayda davacı tarafından sözleşmenin tek yanlı olarak feshedilip davalıya bildirildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece sözleşme eki yapım işleri genel şartnamesi * maddeye göre fesih kesin kabul tarihinin * tarihi olması gerektiği dava tarihi itibarıyla kesin hesabın tasdik olmadığı kabul edilmiş ise de aynı şartnamenin 48. maddesinde fesih halinde hesabın genel hükümlere göre tasfiye edileceğinden bahsedilmektedir. Bu hüküm ve davacı idare tarafından sözleşmenin feshedildiği hususu dikkate alındığında mahkemece tasfiye hesabının çıkarılmasının gerekirken olayda uygulama yeri olmayan YİGŞ *maddesine dayanılarak davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Yapılması gereken iş konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyetinden alınacak rapor ile tüm hakedişler ve sözleşme hükümleri birlikte değerlendirilmek suretiyle tasfiye hesabının çıkarılarak davacının alacaklı olup olmadığının belirlenip sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir. Açıklanan bu gerekçeye kararın bozulması gerekmiştir

<![CDATA[

T.C. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi

Esas No:2014/2246 Karar No:2014/7712 K. Tarihi:31.12.2014 Mahkemesi :İzmir 11. Asliye Hukuk Hakimliği Tarihi :31.01.2013 Numarası :2012/288-2013/40 Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat …. geldi. Davalı …… İnş. ve Tic. Ltd. Şti. ile ihbar olunan S.. M.. vekili gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı avukatı dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla, dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü: – K A R A R – Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı davasında, davalının 08.04.2009 tarihli sözleşme ile Narlıdere 112 Komuta Kontrol Merkezi ve Toplum Sağlığı Merkezi Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi İnşaatı işinin yapımını üstlendiğini, ancak verilen ek süreye rağmen işi tamamlamadığını, bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini belirterek parası ödendiği halde davalı tarafından götürülen malzemeler için 20.845,14 TL, gecikme cezası 244.417,88 TL, teminat güncelleme kesintisi için 80.417,38 TL, nefaset 6.070,35 TL,işçi alacakları için 57.706,00 TL,şantiyenin terkedilmesi nedeniyle güvenlik için yapılan gider 19.835,68 TL toplam 429,752,43 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkemece işin fesih geçici kabulünün yapıldığı ancak kesin hakedişin tasdik olmadığı, fesih hakedişinin 06.08.2011 tarihinde düzenlendiği, sözleşme eki yapım işleri genel şartnamesi 43. maddesine göre fesih kesin kabul tarihinin 06.08.2012 olması gerektiği bu nedenle davacı idarenin kesin hakedişten kestiği bedeli kesin hesap tasdik olmadan mükerrer olarak talep etmesinin yersiz olduğu gerekçesi ile dava reddedilmiştir. Dosya kapsamından davacı idare tarafından fesihten sonra tek yanlı olarak fesih hakedişinin düzenlendiği, bu hakedişte davada talep edilen yüklenici tarafından götürülen malzeme kalemi dışındaki kalemlerin mahsup edilerek yüklenici alacağının hesaplandığı anlaşılmakta olup dairemizin geri çevirme kararı ile gönderilen 13 ve 14 nolu hakedişlerde yüklenicinin borçlu göründüğü anlaşılmaktadır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda ise tasfiyeye yönelik herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın kesin hakedişte kesintilerin yapıldığı belirtilmiş sözleşme eki yapım işleri genel şartnamesi 43. maddesine göre kesin hesabın dava tarihi itibariyle tasdik edilmediği bu nedenle davanın reddi gerektiği açıklanmış, davacı tarafından bu rapora ayrıntılı gerekçe gösterilmek suretiyle itiraz edilmiş yüklenicinin alacağı olmadığından davaya konu alacakların tahsil edilemediği bildirilmiş ancak bu itirazlar cevaplandırılmaksızın davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasındaki akdi ilişki sözleşme tarihinde yürürlükte olan mülga 818 sayılı BK’nın 355. maddesinde tanımlanan eser sözleşmesi niteliğinde olup bu sözleşmeler karşılıklı borçlar doğuran tam iki yanlı sözleşmelerdendir. Kural olarak, Borçlar Kanunu hükümlerine göre, akdin feshine ilişkin irade beyanı tek taraflı bozucu yenilik doğuran haklardan olup, karşı tarafın kabulüne bağlı olmaksızın ona ulaşmasıyla hüküm doğurur. Bu durumda taraflar arasındaki hukuki ilişkininde tasfiyesine karar vermek gerekir. Somut olayda davacı tarafından sözleşmenin tek yanlı olarak feshedilip davalıya bildirildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece sözleşme eki yapım işleri genel şartnamesi 43. maddeye göre fesih kesin kabul tarihinin 06.08.2012 tarihi olması gerektiği dava tarihi itibarıyla kesin hesabın tasdik olmadığı kabul edilmiş ise de aynı şartnamenin 48. maddesinde fesih halinde hesabın genel hükümlere göre tasfiye edileceğinden bahsedilmektedir. Bu hüküm ve davacı idare tarafından sözleşmenin feshedildiği hususu dikkate alındığında mahkemece tasfiye hesabının çıkarılmasının gerekirken olayda uygulama yeri olmayan YİGŞ 43.maddesine dayanılarak davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Yapılması gereken iş konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyetinden alınacak rapor ile tüm hakedişler ve sözleşmehükümleri birlikte değerlendirilmek suretiyle tasfiye hesabının çıkarılarak davacının alacaklı olup olmadığının belirlenip sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir. Açıklanan bu gerekçeye kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 31.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.        ]]>