Taraflar arasındaki sözleşmenin ödeme planı başlıklı maddesinde aşamalı olarak ödenecek miktarlar gösterildikten sonra 2. paragrafında gecikme halinde iş bedeline aylık %5 oranında gecikme zammı işleyecek şekilde düzenleme yapılmıştır Yapılacak ödeme miktar ve imalat aşamaları alacağın muaccel olmasıyla ilgili olup, kesin vade niteliğinde değildir. Belirtilen aşamalardaki iş ve imalatların yapılıp teslim edilmesiyle alacak muaccel hale gelir ise de kesin vade olmadığı takdirde teslimle birlikte muaccel hale gelen alacağa temerrüt faizi, gecikme zammı uygulanması mümkün değildir Mahkemece teslim tarihiden fesih tarihi tarihine kadar geçen süre için hakediş bedelinin %5’i oranında gecikme zammı hesaplanarak alacağa katılmış ise de birleşen dosya davalısı iş sahibinin teslim ve fesih tarihinde yürürlükte bulunan BK maddesine göre temerrüt ihtarı olmayıp usulüne uygun temerrüt ihtarı mahkemenin gecikme zammı hesabı yaptığı dönemden sonra * tarihindedir Bu durumda mahkemece kesin vade bulunmaması ve temerrüt ihtarının da mahkemenin gecikme zammı hesaplandığı dönemden sonra yapılmış olması sebebiyle teslim tarihinden fesih tarihine kadar geçen süre için hesaplanan gecikme zammı ile ilgili istemin reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile gecikme zammı üzerinden de davanın kabulü doğru olmamış verilen kararın iş sahibi yararına bozulması uygun görülmüştür

  1. Hukuk Dairesi         2019/3065 E.  ,  2020/2168 K.
  •  

“İçtihat Metni”

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mah. Sıf.)

Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı-birleşen dosya davalısı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat … ile davalı vekili Avukat … geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Asıl dava, eser sözleşmesi gereğince ödenen iş bedelinin iadesi ve cezai şart alacağının tahsili, birleşen dava ise iş bedeli, gecikme zammı ve cezai şart alacağının tahsili ile teminat senedinin iadesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece harç yönünden Yargıtayca verilen bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı birleşen dosya davalısı vekilince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı-birleşen dosya davalısı iş sahibi kooperatifin asıl davaya yönelik tüm, birleşen davaya ilişkin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Birleşen dosyada davacı yüklenici, taraflar arasında imzalanan 07.11.2009 tarihli proje sözleşmesi gereğince sözleşmeden doğan bir kısım işlerin yapıldığını, bakiye iş bedelinin talep edilmesine rağmen ödenmediğini, davalı tarafın taraflar arasındaki sözleşmeyi fesihte haksız olduğunu, ödenmeyen iş bedeli, cezai şart bedeli, gecikme zammı olmak üzere toplam 510.120,00 TL alacağın tahsili ile iş sahibi elinde bulunan 07.11.2010 tarihli ve 60.000,00 TL bedelli 1 adet teminat senedinin iadesine karar verilmesini istemiş, davalı cevabında sözleşmenin imkânsızlıkla malul olduğu ve feshin haklı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir
Mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile 364.980,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte asıl dava davacısı, birleşen
dosya davalısından alınarak birleşen dosya davacısına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 60.000,00 TL’lik 07.11.2010 vadeli teminat senedinin birleşen dosya davacısı, asıl dava davalısına iadesine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin ödeme planı başlıklı 6. maddesinde aşamalı olarak ödenecek miktarlar gösterildikten sonra 2. paragrafında gecikme halinde iş bedeline aylık %5 oranında gecikme zammı işleyecek şekilde düzenleme yapılmıştır. Yapılacak ödeme miktar ve imalat aşamaları alacağın muaccel olmasıyla ilgili olup, kesin vade niteliğinde değildir. Belirtilen aşamalardaki iş ve imalatların yapılıp teslim edilmesiyle alacak muaccel hale gelir ise de kesin vade olmadığı takdirde teslimle birlikte muaccel hale gelen alacağa temerrüt faizi, gecikme zammı uygulanması mümkün değildir. Mahkemece teslim tarihi 29.05.2010 dan fesih tarihi 30.09.2010 tarihine kadar geçen süre için hakediş bedelinin %5’i oranında gecikme zammı hesaplanarak alacağa katılmış ise de birleşen dosya davalısı iş sahibinin teslim ve fesih tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK 101/I maddesine göre temerrüt ihtarı olmayıp, usulüne uygun temerrüt ihtarı mahkemenin gecikme zammı hesabı yaptığı dönemden sonra 09.06.2011 tarihindedir.
Bu durumda mahkemece kesin vade bulunmaması ve temerrüt ihtarının da mahkemenin gecikme zammı hesaplandığı dönemden sonra yapılmış olması sebebiyle teslim tarihinden fesih tarihine kadar geçen süre için hesaplanan gecikme zammı ile ilgili istemin reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile gecikme zammı üzerinden de davanın kabulü doğru olmamış, birleşen davada verilen kararın iş sahibi yararına bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı-birleşen dosya davalısı iş sahibinin asıl davaya yönelik tüm, birleşen dava ile ilgili diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile birleşen davada kurulan hükmün birleşen dosya davalısı iş sahibi Kooperatif yararına BOZULMASINA, 2.540,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalı-birleşen dosya davacısı yüklenici şirketten alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan davacı birleşen dosya davalısı iş sahibi kooperatife verilmesine, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacı-birleşen dosya davalısına geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 08.07.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.