taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Taşeronun sözleşme konusu eseri sözleşme ile eklerine ve ondan beklenen amaca uygun olarak tamamlayıp teslim ettiğini, bedele hak kazandığını, yüklenicinin ise bu işler için kararlaştırılan bedeli ödediğini kanıtlaması gerekir. Anılan Yasa’nın 364. maddesi gereğince, eserin tamamlanıp teslim edilmesiyle iş bedeli muaccel olur. Aksi kanıtlanmadıkça sözleşmeye konu imalâtların yükümlenen tarafından gerçekleştirildiği kural olarak kabul edilmektedir. Somut olayda davacı davalının işleri eksik bıraktığını, ayrıca asıl iş sahibine gecikme cezası ödediğini iddia etmiştir. İşin eksik bırakıldığını ve asıl iş sahibine ceza ödendiğini ispat yükü davacıdadır. Mahkemece bu hususlarda herhangi bir araştırma yapılmayıp, davacının dilekçesinde bildirdiği talep kalemleri aynen kabul edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır

<![CDATA[T.C. Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi
  Esas No:2013/5609 Karar No:2014/3892
  1. Tarihi:5.6.2014
  Mahkemesi       : Boyabat Asliye Hukuk Hakimliği Tarihi     : 26.03.2013 Numarası            : 2011/2267-2013/771   Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:   – K A R A R –   Dava, eksik işler bedeli ve gecikme cezasının tahsili istemiyle açılmış, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında imzalanan 10.01.2011 tarihli sözleşme ile, davacı yüklenici tarafından üstlenilen S. ili D. ilçesinde 288 kişilik öğrenci yurdu inşaatına ait elektrik imalatlarının davalı taşeron tarafından 13.000,00 TL iş bedeli karşılığında yapımı kararlaştırılmıştır. Davacı yüklenici açtığı dava ile, davalıya 12.600,00 TL ödeme yapılmasına rağmen işleri eksik bıraktığını ve iş sahibince bu nedenle gecikme cezası kesildiğini belirterek 12.600,00 TL’nin tahsilini istemiş, bilahare sunduğu 09.01.2013 tarihli dilekçe ile de işin gecikmesi nedeniyle asıl işsahibi tarafından kesilen 133 günlük gecikme için 3.828,78 TL, 17 günlük geçici kabul eksiklerinin yapımı sırasındaki gecikme için 163,13 TL gecikme cezası ile, taşeronun eksik bıraktığı işlerin tamamlanması için harcanan 4.000,00 TL olmak üzere toplam zararının 7.991,00 TL olduğunu belirterek bu miktar zararının yasal faiziyle tahsilini istemiştir. Davalı cevabında, işin büyük kısmını yaptığını, davacının kendisine borçlu olduğundan bahisle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece herhangi bir araştırma yapılmaksızın davacının dilekçesinde belirttiği istem aynen kabul edilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme, düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355. maddesi hükmünde tanımı yapılan bir eser sözleşmesidir. Davacı şirket yüklenici; davalı ise taşerondur. 6100 sayılı HMK’nın 190 ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Taşeronun sözleşme konusu eseri sözleşme ile eklerine ve ondan beklenen amaca uygun olarak tamamlayıp teslim ettiğini, bedele hak kazandığını, yüklenicinin ise bu işler için kararlaştırılan bedeli ödediğini kanıtlaması gerekir. Anılan Yasa’nın 364. maddesi gereğince, eserin tamamlanıp teslim edilmesiyle iş bedeli muaccel olur. Aksi kanıtlanmadıkça sözleşmeye konu imalâtların yükümlenen tarafından gerçekleştirildiği kural olarak kabul edilmektedir. Somut olayda davacı davalının işleri eksik bıraktığını, ayrıca asıl iş sahibine gecikme cezası ödediğini iddia etmiştir. İşin eksik bırakıldığını ve asıl iş sahibine ceza ödendiğini ispat yükü davacıdadır. Mahkemece bu hususlarda herhangi bir araştırma yapılmayıp, davacının dilekçesinde bildirdiği talep kalemleri aynen kabul edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. O halde yapılması gereken iş; tarafların iddia, savunma ve delilleri incelenip toplandıktan, gerektiğinde 6100 sayılı HMK’nın 266 ve devamı maddelerine uygun şekilde seçilecek bilirkişiler marifetiyle bilirkişi incelemesi de yapılarak denetime elverişli rapor alındıktan sonra sonucuna uygun hüküm verilmesinden ibarettir. Eksik incelemeyle verilen karar, usul ve yasaya aykırı olmuş, bu nedenlerle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 05.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.  ]]>