taraflardan her birinin yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği belirtilmiştir. Islah, HMK'nın * maddesinde belirtilen iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının bir istisnası olup en nihayet HMK *.maddesi uyarınca tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir. * tarih * Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ise, Yargıtay'ın bozma kararından sonra tarafların ıslah yapabilmeleri mümkün değildir. Somut olayda da, mahkemece verilen ilk karar Dairemizin * tarihli kararıyla bozulmuş, bozma kararından sonra davacı * tarihli dilekçesiyle * TL'lik talebini ıslah ederek * TL'ye çıkarmıştır. Sözü edilen İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararından sonra ıslahla müddeabihin artırılması mümkün olmadığından davanın * TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmeliyken ıslah talebi dikkate alınarak daha fazla miktarda kar kaybının hüküm altına alınması doğru olmamış, açıklanan nedenle kararın bozulması gerekmiştir

<![CDATA[T.C. Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi
  Esas No:2015/5336 Karar No:2016/3289
  1. Tarihi:8.6.2016
    Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:   – K A R A R –   Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağı ile uğranılan kar kaybının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin davanın kısmen kabulüne dair kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün olmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Davacı taşeron şirket davasında, 10.000,00 TL imalât bedelinden kaynaklanan alacağı ile 6.000,00 TL kâr kaybının davalı yüklenici şirketten tahsilini istemiş, yargılama sırasında kar kaybı dışındaki istemlerini atiye terk etmiştir. Mahkemenin davanın kısmen kabulü ile 6.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair kararı taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemiz’in 21.06.2012 gün 2011/ Esas, 2012/ Karar sayılı kararıyla kar kaybının hesabında izlenen yöntemin doğru olmadığı, kesinti yöntemine göre kâr kaybını hesap eden ek rapor alınması gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra bilirkişi kurulundan 11.03.2014 tarihli ek rapor alınmış ve alınan bu ek raporda davacının isteyebileceği kâr kaybı miktarının 25.892,40 TL olarak belirlenmiştir. Bu ek raporun dosyaya sunulmasından sonra davacı vekili 08.10.2014 dilekçesiyle talebini ıslah ederek ilave 19.892,40 TL daha olmak üzere toplam 25.892,40 TL kâr kaybının tahsilini istemiştir. Daha sonra itiraz üzerine alınan 03.04.2015 günlü ek raporda davacının alabileceği kâr kaybının 24.494,40 TL olduğu saptanmış ve saptanan bu miktar üzerinden de davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Islah tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 176. maddesinde; taraflardan her birinin yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği belirtilmiştir. Islah, HMK’nın 141. maddesinde belirtilen iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının bir istisnası olup en nihayet HMK 177/1.maddesi uyarınca tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir. 04.02.1948 tarih 1944/10 Esas 1948/3 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ise, Yargıtay’ın bozma kararından sonra tarafların ıslah yapabilmeleri mümkün değildir. Somut olayda da, mahkemece verilen ilk karar Dairemizin 21.06.2012 tarihli kararıyla bozulmuş, bozma kararından sonra davacı 08.10.2014 tarihli dilekçesiyle 6.000,00 TL’lik talebini ıslah ederek 25.892,40 TL’ye çıkarmıştır. Sözü edilen İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararından sonra ıslahla müddeabihin artırılması mümkün olmadığından davanın 6.000,00 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmeliyken ıslah talebi dikkate alınarak daha fazla miktarda kar kaybının hüküm altına alınması doğru olmamış, açıklanan nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca diğer temyiz itirazlarının kabulüyle kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 08.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.]]>