tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin imzaladığını, buna göre kendilerine verilmesi gereken dairelerin teslim edilmediğini, 92.730,00 TL eksik ve kusurlu işlerden ayrıca kira alacaklarının da 275.984,00 TL olduğunun tespit edildiğini belirterek bu alacakların tahsili için yaptıkları icra takibine davalının itirazının iptâline karar verilmesini istemişlerdir

  1. Hukuk Dairesi         2018/1877 E.  ,  2018/2765 K.
  •  

“İçtihat Metni”

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi’nden kaynaklanan alacak ile ilgili yapılan icra takibine itirazın talebine ilişkin olup, mahkemece Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2012/4088 Esas, 2012/6901 Karar sayılı bozma ilâmına uyularak davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı davasında murisleri ile davalı yüklenici arasında 28.12.1992 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin imzaladığını, buna göre kendilerine verilmesi gereken dairelerin teslim edilmediğini, 92.730,00 TL eksik ve kusurlu işlerden ayrıca kira alacaklarının da 275.984,00 TL olduğunun tespit edildiğini belirterek bu alacakların tahsili için yaptıkları icra takibine davalının itirazının iptâline karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece davacıların eksik ve kusurlu işler ile gecikme bedeli dahil 93.790,00 TL alacaklı olduğu, davalı kooperatifin 62.600,00 TL fazla yapılan imalâttan ve nakit ödemeden iadesi gereken 199,02 TL olmak üzere toplam 62.799,02 TL alacağının bu miktardan çıkarıldığında bakiye davacılar alacağının 30.990,98 TL olduğu gerekçesiyle davanın bu miktar üzerinden kabulüne karar verilmiş, bu kararın davacılar tarafından temyizi ile Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2012/4088 Esas, 2012/6901 Karar sayılı bozma ilâmı ile sözleşme konusu inşaatın takip tarihi itibariyle sözleşmesine ve kullanılmaya uygun şekilde davacılara teslim edilmediği, arsa sahiplerinin sözleşmeye göre kararlaştırılan teslim tarihinden sonra makul sürede BK’nın 106/2. (TBK 125/I) seçimlik haklarını kullanmaya zorlanamayacağı, davacıların 01.03.1998 ile takip tarihi arasındaki dönemde oluşan gecikme tazminatı alacaklarının tahsiline karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmasına karar verilmiştir
Mahkemece bozmaya karşı direnme kararı verilmiş, direnme kararının HGK tarafından bozulmasından sonra bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda verilen kısa kararda “davanın kısmen kabulü ile takibin 298.518,98 TL’lik kısmına yönelik itirazın iptâline” karar verildiği belirtilmiş ancak gerekçeli kararda “davanın kısmen kabulüne takibin 245.118,98 TL’lik kısmına yönelik itirazın iptâline” karar verilmiştir. HUMK’nın 382. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nun 294. maddesi gereğince sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun olması gerekir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı ilâmında da kısa kararla gerekçeli kararın çelişik bulunmasının bozma nedeni olacağı belirtilmiştir. Somut olayda mahkemece bozma ilâmına uyularak dava kısmen kabul edilmiş ise de kısa kararda kabul edildiği belirtilen miktar ile gerekçeli kararda hüküm kısmında belirtilen miktar farklı olup bu hali ile kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olduğu açıktır. Mahkemece yapılacak iş bozmadan sonra önceki kısa karar ile bağlı olmaksızın vicdani kanaate göre yeni bir karar vermekten ibarettir.Kararın bu nedenle bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 28.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.