Taşeron alacağının varlığı ve bedele hak kazandığını ispatlaması için fatura düzenleme şartı olmadığından mahkemece davalıya ve dava dışı iş sahibine ait sözleşme konusu işlerle ilgili davacı ve bildirdiği elemanların şantiye giriş çıkış ve çalışma saatlerini gösteren kayıtlar getirildikten sonra bilirkişiden her iki sözleşme hükümleri, tespit dosyası göz önünde tutularak davacının itirazlarını da karşılar şekilde rapor alınarak davanın sonuçlandırılması gerektiği belirtilmiştir Dairemizin bozma kararında yapılacak iş kısmı özetlenerek bozmaya uyulduğuna göre bozmaya uygun inceleme yapılması zorunludur Mahkemece bozma ilamında belirtilen belgelerin süre verilerek ibraz ettirildikten ve dava dışı iş sahibinden bozmada belirtilen belgeler ve kayıtlar istenip dosyaya sunulması sağlandıktan sonra, esas raporu düzenleyen bilirkişi kurulundan, davalının itirazlarını karşılayacak şekilde dava dışı iş sahibiyle davalı tarafından sunulacak belgeler ve davacı tarafından yaptırılan delil tespitinde dahi eksik ve kusurlu işler bulunduğu dair itirazlarının da göz önünde tutularak ve kanıtlanan ödeme düşüldükten sonra, kalan alacak miktarı konusunda, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, bozmaya uyulmasına rağmen bozmaya uygun araştırma yapılmaksızın sadece davacının sunduğu belgelere itibar edilerek hesaplama yapan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru olmadığı gibi kabule göre ihtarnamede ödenmesi istenen miktar belirtilmediğinden temerrüde esas teşkil etmeyeceğinden kabul edilen kısmın ve ıslah tarihlerinden itibaren avans faiziyle tahsiline karar verilmesi gerekirken tüm alacağı bu ihtar tarihinden itibaren avans faizi uygulanması da doğru olmamıştır

  1. Hukuk Dairesi         2019/3303 E.  ,  2020/2475 K.
  •  

“İçtihat Metni”

Mahkemesi:Ticaret Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat … ile davalı vekili Avukat … geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen kararın davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 06.06.2017 tarihli 2016/3306 Esas 2017/2428 Karar bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı davasında davalı ile aralarında düzenlenen 13.02.2013 ve 01.03.2013 tarihli sözleşmelere göre dava dışı … Alüminyum … fabrikasında davalının taşeronu olarak boru montajı ve boru kaynağı işlerinin yapımını üstlendiklerini, işlerin bitme aşamasında davalının 17.05.2013 tarihinde, tek taraflı olarak sözleşmeyi feshettiğini, yapılan işlerin başlangıcından itibaren hem davalı şirket hem de asıl işveren …A.Ş mühendis ve yetkililerinin kontrol ve denetimi altında sürdürüldüğünü, Akyazı Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/14 D. iş sayılı dosyası ile keşif yaptırarak yapılan imalâtları tespit ettirdiklerini, işi bırakana kadar tahakkuk etmiş alacaklarının 425.602,40 TL olduğunu, bunun 160.081,42 TL’sinin davalı şirket tarafından ödendiğini, ödenmeyen kısmın 265.520,98 TL olduğunu, belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 100.000 TL’nın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Yargılama sırasında 27.05.2014 tarihli dilekçe ile dava değeri 265.520,98 TL üzerinden harçlandırılmıştır.Davalı savunmasında, davacının yaptığı imalâtların ayıplı ve gecikmeli olarak yapıldığını, bunları ekstra ücretler ödeyerek tamamladıklarını, ayıplı ifayı kabul etmek zorunda olmadıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiş, Mahkemece, alınan bilirkişi raporlarına göre zaman zaman davalı firma ve onun bağlı olduğu …’ın davacıya malzeme vermekte sıkıntı çektiği, işin uzamasına neden olduğu, bazen de projedeki boru çaplarını büyüterek davacının kusuru olmaksızın farklı montajlara gidildiği, buna göre sözleşme konusu işin uzamasında davalı ve dava dışı iş sahibinin davranışlarının etkili olduğu, bu nedenle akdin feshinin haklı olmadığı, bu nedenle davacının fesih anına kadar yapmış olduğu işlerin bedelini ödemekle yükümlü olduğu, ancak davacının fesih anına kadar ne miktarda iş yaptığını ispata yönelik belgeleri dava dosyasına sunmadığından davacının ne miktarda iş yaptığı hususunun bilirkişilerce tespit edilemediği, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Bu kararın davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 06.06.2017 tarihli 2016/3306 Esas 2017/2428 Karar bozma ilamında “…Taşeron alacağının varlığı ve bedele hak kazandığını ispatlaması için fatura düzenleme şartı olmadığından mahkemece davalıya ve dava dışı iş sahibine ait sözleşme konusu işlerle ilgili davacı ve bildirdiği elemanların şantiye giriş çıkış ve çalışma saatlerini gösteren kayıtlar getirildikten sonra bilirkişiden her iki sözleşme hükümleri, tespit dosyası göz önünde tutularak davacının itirazlarını da karşılar şekilde rapor alınarak davanın sonuçlandırılması”….. gerektiği belirtilmiştir.Dairemizin bozma kararında yapılacak iş kısmı özetlenerek bozmaya uyulduğuna göre, bozmaya uygun inceleme yapılması zorunludur. Mahkemece, bozma ilamında belirtilen belgelerin süre verilerek ibraz ettirildikten ve dava dışı iş sahibinden bozmada belirtilen belgeler ve kayıtlar istenip dosyaya sunulması sağlandıktan sonra, esas raporu düzenleyen bilirkişi kurulundan, davalının itirazlarını karşılayacak şekilde dava dışı iş sahibiyle davalı tarafından sunulacak belgeler ve davacı tarafından yaptırılan delil tespitinde dahi eksik ve kusurlu işler bulunduğu dair itirazlarının da gözönünde tutularak ve kanıtlanan ödeme düşüldükten sonra, kalan alacak miktarı konusunda, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, bozmaya uyulmasına rağmen, bozmaya uygun araştırma yapılmaksızın sadece davacının sunduğu belgelere itibar edilerek hesaplama yapan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru olmadığı gibi, kabule göre de 16.09.2013 tarihli ihtarnamede ödenmesi istenen miktar belirtilmediğinden, temerrüde esas teşkil etmeyeceğinden, kabul edilen kısmın ve ıslah tarihlerinden itibaren avans faiziyle tahsiline karar verilmesi gerekirken, tüm alacağı bu ihtar tarihinden itibaren avans faizi uygulanması da doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2.540,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödenenden 5766 sayılı Kanun’un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davalıya iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 18.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.