Davacı taşeron iş tamamlanmadan davalı tarafından işten el çektirildiğini iş bedelinin bir kısmının ve şantiye bedelinin kendisine ödenmediğini ileri sürerek alacağının tahsiline karar verilmesini istemiştirYargılama sırasında alınan bilirkişi kurulu raporunda davacının hakettiği iş bedeli sözleşmedeki birim fiyatlara uygun olarak hesap edilmiş ve * TL olarak saptanmıştır Belirlenen bu bedele ise KDV ilave edilmemiştir sözleşmenin *maddesi uyarınca iş bedeline KDV ilave edilerek davacının hakettiği iş bedeli saptanmalıdır Bu durum karşısında davacının yaptığı imalâtlara göre hakettiği iş bedeli *TL olmaktadır Bu nedenle davacının alacağı tespit edilirken KDV’nin iş bedeline ilave edilmemiş olması doğru değildir Öte yandan, sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunnun maddesi uyarınca eserin meydana getirilmesinde kullanılacak araç ve gereçleri taşeron kendisi sağlamak zorunda ise de sözleşme ifa ile sonuçlanmadan feshedildiğinden ve davacı tarafından yapılan bina ve ekleri sökülüp götürülmeyip davalının kullanımında kaldığından davacı bu imalâtların bedelini de sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği davalıdan isteyebilir. İmalâtının bedelinin ise imalatın davalı yüklenicide kaldığı yıl yıl serbest piyasa rayiç fiyatlarına göre belirlenmesi gerekir

T.C.

Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi

 

Esas No:2015/5930

Karar No:2016/2569

  1. Tarihi:4.5.2015

 

Mahkemesi  :Ticaret Mahkemesi

 

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

 

– K A R A R –

 

Dava, eser özleşmesinden kaynaklanan iş bedeli ile davacı tarafından yapılıp davalının kullanımında kalan şantiye binasının bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin; davanın kısmen kabulüne dair kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.

2-Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarına gelince;Uyuşmazlık, 03.01.2013 tarihli taşeronluk sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı bu sözleşmenin taşeronu, davalı ise yüklenicisi konumundadır. Sözleşmenin 2. maddesinde yapılacak işin, … Podyum Nilüfer Yaşam ve Rekreasyon Alanı İnşaatının kaba işçiliği olacağı belirtilmiş; yine sözleşmenin 10. maddesinde işin bedeli, kalıp malzeme+işçiliği: 10,50 TL/m2 + KDV, beton döküm işçiliği: 3,50 TL/m3 + KDV ve demir işçiliği 250 TL/ton + KDV olarak saptanmıştır. Davacı taşeron eldeki davada, iş tamamlanmadan davalı tarafından işten el çektirildiğini, iş bedelinin bir kısmının ve şantiye bedelinin kendisine ödenmediğini ileri sürerek alacağının tahsiline karar verilmesini istemiştir.Yargılama sırasında alınan bilirkişi kurulu raporunda davacının hakettiği iş bedeli sözleşmedeki birim fiyatlara uygun olarak hesap edilmiş ve 370.653,82 TL olarak saptanmıştır. Belirlenen bu bedele ise KDV ilave edilmemiştir. Oysa ki, yukarıda sözü edilen sözleşmenin 10. maddesi uyarınca iş bedeline KDV ilave edilerek davacının hakettiği iş bedeli saptanmalıdır. Bu durum karşısında davacının yaptığı imalâtlara göre hakettiği iş bedeli 437.371,51 TL olmaktadır. Bu nedenle davacının alacağı tespit edilirken KDV’nin iş bedeline ilave edilmemiş olması doğru değildir.Öte yandan, sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 471/4. maddesi uyarınca, eserin meydana getirilmesinde kullanılacak araç ve gereçleri taşeron kendisi sağlamak zorunda ise de, sözleşme ifa ile sonuçlanmadan feshedildiğinden ve davacı tarafından yapılan bina ve ekleri sökülüp götürülmeyip davalının kullanımında kaldığından davacı bu imalâtların bedelini de “sebepsiz zenginleşme” hükümleri gereği davalıdan isteyebilir. İmalâtının bedelinin ise, imalatın davalı yüklenicide kaldığı yıl yıl serbest piyasa rayiç fiyatlarına göre belirlenmesi gerekir. Oysa, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda davalının kullanımında kalan şantiye ve mutfak binasının bedeli sözleşme hükümlerine göre belirlenmiştir. Bu nedenle bu yönden de bilirkişi raporunun yerinde olduğundan söz edilemez.Bu durum karşısında mahkemece yapılacak iş, bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak davacı tarafından imâl edilen şantiye ve mutfak binasının yapıldığı yıl serbest piyasa rayiç fiyatlarına göre bedeli hesap ettirilmeli, bu suretle belirlenecek alacağa hakedilen 437.371,51 TL tutarındaki iş bedeli ilave edilerek davacının toplam alacağı saptanmalıdır. Yine mali müşavir bilirkişiden alınacak ek raporla bu işe ilişkin olarak davalı tarafından yapılan toplam ödeme denetime elverişle şekilde hesap ettirilip, hakedilen alacaktan mahsup edilerek varsa davacının kalan alacağı saptanıp hüküm altına alınmalıdır.Yukarıda açıklanan yönteme uygun düşmeyen ve eksik incelemeye dayalı mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca diğer temyiz itirazlarının kabulüyle kararın BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 04.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.