taşeron şirket tarafından yapılan asfalt çalışması sonrasında yüzeyden daha üstte kalan rögar kapağına sigortalı aracın alt kısımlarının çarpması sonucu hasar meydana geldiği ekspertiz raporunda hasar bedelinin *TL olarak saptandığı bu kapsamda oluşan hasar bedelinden davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olmaları gerektiği Belediyenin sorumluluk sahasında bulunan yolda trafikte araçların güvenliğini tehlikeye sokacak vaziyette bulundurması yolda sürücüleri uyarmak için gerekli uyarıcı işaret ve levhaları bulundurmaması araç ve sürücüler için alınması gereken güvenlik tedbirlerinin alınmamış olması sebebiyle hasardan sorumlu olduğu hk dava kararı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/669
KARAR NO : 2021/551
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 11/10/2018
NUMARASI : 2017/416 Esas – 2018/1080 Karar
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 24/03/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava ve birleşen dava da ki dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından ticari genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan … ait … plakalı aracın sürücü … sevk ve idaresindeki araçla 11/09/2015 günü saat 06:10 sıralarında … Caddesi … A.Ş. Önünden Levent istikametine doğru seyir halindeyken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının sorumluluğunda bulunan yolda … San. Tic. Ltd. Şti. taşeron şirket tarafından yapılan asfalt çalışması sonrasında yüzeyden daha üstte kalan rögar kapağına sigortalı aracın alt kısımlarının çarpması sonucu hasar meydana geldiğini, ekspertiz raporunda hasar bedelinin 8.964,91 TL olarak saptandığını, bu kapsamda oluşan hasar bedelinden davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olmaları gerektiğini, Belediyenin sorumluluk sahasında bulunan yolda trafikte araçların güvenliğini tehlikeye sokacak vaziyette bulundurması, yolda sürücüleri uyarmak için gerekli uyarıcı işaret ve levhaları bulundurmaması, araç ve sürücüler için alınması gereken güvenlik tedbirlerinin alınmamış olması sebebiyle hasardan sorumlu olduğunu belirterek şimdilik 8.964,91 TL’nin sigortalıya ödeme tarihi olan 02/10/2015 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı İstanbul Büyükşehir Belediye vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından hasar bedelinin tahsili talepli olarak açılan davanın hizmet kusuru nedeniyle meydana geldiğinin iddia edildiğini, bu sebeple davanın İdare Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, dava konusu yerde davalı … San. Tic. Ltd. Şti. tarafından asfalt kaplama işi yapıldığını, sözleşme kapsamında yüklenici firmanın oluşan zararlar neticesinde kendisinin mesul olacağının kararlaştırıldığını, bu kapsamda müvekkili Belediyenin bir sorumluluğunun oluşmadığını, hasarın oluşumuna sürücünün dikkatsizliği ve tedbirsizliği neden olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı …. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan ihale sonucu en avantajlı teklifi veren müvekkilinin asfalt kaplama işini … A.Ş.’ye taşere ettiği ve … ise …. Ltd. Şti’ne taşere etmesi nedeniyle işyerinde meydana gelebilecek bütün kazalarda sorumluluğun sözleşme uyarınca … ait olduğunu ve müvekkilinin dava konusu olayda herhangi bir kusurunun bulunmadığını, ayrıca dosyada mevcut fotograflar incelendiğinde kazaya karışan aracın otobüs sınıfına giren ve aracın resmi internet sitesinden alınan bilgilerden de görülebileceği üzere yere en yakın olduğu bölge olan ön tarafının bile yerden yüksekliğinin 41 santimetre olduğu anlaşılmakla otobüsün altının rögar kapağına vurma ihtimalinin bulunmadığını, araç sürücüsünün yol durumunu kontrol etmeden tedbirsiz bir şekilde sürüş yapması nedeniyle %100 kusurlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Asıl ve birleşen 2018/472 E. Sayılı davanın kısmen kabulü ile; 6.275,43 TL’nin asıl ve birleşen dosya davalılarından 02/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı ve davalı İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin kararının bilirkişi raporuna dayandırdığı ve bilirkişi raporuna yapmış oldukları itirazların dikkate alınmadan hüküm tesis edildiğini, dava konusu yer ve tarihte diğer davalı …İnş. tarafından yapılan kaplama işi kapsamında, alınması gereken bütün güvenlik önlemleri ve işaretlendirmelerin yüklenici tarafından yapılması gerektiğinin açıkça ortada olduğunu, bu nedenle idarenin kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, kamu hizmeti sunumunda hizmetin ihale usulüyle, müteahhit firmaya gördürülmesi durumunda da taraflar arasındaki ihale sözleşmesinin eser sözleşmesi niteliğinde olduğunu, eser sözleşmesinin ise eseri yapan müteahhit, eseri yaptıranın emri ve talimatı altında olmadığını, emir ve talimat altında olunmaması yönüyle eser sözleşmesi, emir ve talimatla bağlı olunan hizmet sözleşmesinden ayrıldığını, dolayısıyla eser sözleşmesinin niteliği gereği, eseri yaptıran ile müteahhidin eseri yaparken oluşturacağı zararlar arasındaki illiyet bağı kesildiğinden, eseri yaptırana müteahhidin oluşturacağı zararlar sebebiyle husumet yöneltilemeyeceğini, illiyet bağı kesildiğinden herhangi bir tazminat sorumluluğunun da doğmayacağını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı vekili katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kaza tespit tutanağında “kazanın oluşumunda kusur kanaatine varılmamıştır” şeklinde açıklanarak sigortalı araç sürücüsüne herhangi bir kusur izafe edilmediğini, bilirkişi heyeti tarafından belirlenen kusur oranlarına hangi verilere dayalı olarak ulaşıldığı anlaşılamadığını, hiçbir somut veriye dayanılmaksızın bilirkişilerce sigortalı araç sürüsüne kusur izafe edilmiş olmasının kabulü mümkün olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf itirazının incelenmesinde ;HMK’nın 341/2.fıkrasına göre miktar veya değeri Üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. HMK’nın 341/4.fıkrasına göre ise alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü  üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2018 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 3.560,00 TL olacaktır. Dava dilekçesinde, 8.964,91 TL üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi talep edilmiş; Mahkemece davanın 6.275,43 TL üzerinden kabulüne karar verilmiştir. Bu halde davanın ret edilen miktarı kararın verildiği tarih itibarı ile 2018 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesince verilen karar için HMK’nın 341/4.maddesi gereğince istinaf hakkı yoktur. Yerel mahkemece, karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddeleri gereğince reddine karar verilmiştir.Davalı İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı vekili istinaf itirazının incelenmesinde ise;Eser sözleşmesinde kural olarak, iş sahibi, üçüncü kişilerin zarar görmesinden sorumlu tutulamaz. Ancak iş sahibi ile yüklenici arasında yapılan sözleşmede, iş sahibinin, yükleniciyi denetleme ve kontrol yetkisi bulunduğunu belirten hükümlerin varlığı halinde, üçüncü kişilere verilen zararlardan iş sahibi de zincirleme sorumluluk ilkesine göre sorumlu olması gerekmektedir.Mahkemece kazanın meydana geldiği yerin ana arter yol olması, kazanın yüklenici firmanın asfalt çalışması sırasında meydana gelmesi nedeniyle davalı idare asıl işveren olarak kendi sorumluluğu altında bulunan yapımla alakalı olmak üzere 3. kişilere verilen zararlar nedeniyle doğrudan sorumlu olduğu, asfalt kaplama yapılması işinin diğer davalı firmaya ihale edilmiş olması ve zararın yol yapım çalışmaları neticesinde meydana gelmesi nedeniyle de davalı firmanın yüklenici sıfatıyla kusuru nispetinde sorumlu tutulması gerektiği ve davalıların aralarındaki akdi ilişki ve sorumsuzluk hükümleri kendi aralarındaki rücu ilişkisini ilgilendirdiğinden bilirkişi raporunda belirlenen hasar miktarından davalıların müteselsilen sorumluluğuna karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddeleri gereğince reddine ve davalı İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddeleri gereğince reddine ve davalı İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 428,67 TL harçtan peşin alınan 857,34 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 428,67 TL harcın davalı İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığına tahsiline,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.24/03/2021