Taşımalı Eğitim Kapsamında Olan toplam 1807 Öğrenciye 182 İş Günü 328874 Öğün Sıcak Sulu Öğle Yemeği Verilmesi (Malzeme Dahil Yemek Pişirme, Dağıtım ve Yemek Sonrası İşler) İşi ihalesine ilişkin olarak davacı şirket tarafından yapılan itirazen şikayet başvurusunun süre yönünden reddedilmesine ilişkin

<![CDATA[Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2016/364 E.  ,  2016/1606 K. * İçtihat Metni T.C. DANIŞTAY ONÜÇÜNCÜ DAİRE Esas No:2016/364 Karar No:2016/1606 Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): H İstemin Özeti: Ankara 8. İdare Mahkemesi nin 23.10.2015 tarih ve E:2015/2626, K:2015/1534 sayılı kararının; itizaren şikayet başvurusunun süresinde yapıldığı, hangi sürede hangi merciye başvuru yapılacağı yolunda bilgilendirme yapılmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır. Danıştay Tetkik Hakimi n Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi nce, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü: Dava; Salihli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından 16.07.2015 tarihinde açık ihale usulü ile gerçekleştirilen 2015 – 2016 Eğitim Öğretim Yılı Taşımalı Eğitim Kapsamında Olan toplam 1807 Öğrenciye 182 İş Günü 328874 Öğün Sıcak Sulu Öğle Yemeği Verilmesi (Malzeme Dahil Yemek Pişirme, Dağıtım ve Yemek Sonrası İşler) İşi ihalesine ilişkin olarak davacı şirket tarafından yapılan itirazen şikayet başvurusunun süre yönünden reddedilmesine ilişkin 26.08.2015 tarih ve 2015/UH.IV-2360 sayılı Kamu İhale Kurulu (Kurul) kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesi nce; ihalenin uhdesinde kaldığı, en uygun ikinci teklif sahibi olan davacı tarafından, ihale uhdesinde kalan isteklinin sunmuş olduğu bilanço ve iş hacmini gösteren belgelerin eksik olduğu, yine aynı istekli tarafından sunulan işletme kayıt belgesinin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı nca pasif konuma getirildiği iddialarıyla 31.07.2015 tarihinde yapılan şikayet başvurusuna, 07.08.2015 tarihinde, iddiaların incelendiği ve kurum içi yazışmaların devam ettiği şeklinde cevap verildiği, 20.08.2015 tarihli yazı ile de başvurusunun reddedildiği, davacının ise 20.08.2015 tarihli şikayet başvurusunun reddine ilişkin işleme karşı 21.08.2015 tarihinde itirazen şikayet başvurusunda bulunduğu, davacının idareye şikayet başvuru tarihi olan 31.07.2015 tarihinden itibaren idarenin on günlük karar verme süresinin bitimini takip eden on günlük süre içinde en geç 20.08.2015 günü Kuruma itirazen şikayet başvurusunda bulunması gerekirken, bu süre geçtikten sonra 21.08.2015 tarihinde Kuruma itirazen şikayet başvurusunda bulunması nedeniyle başvurusunun süre yönünden reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı şirket tarafından temyiz edilmiştir. Anayasa nın Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü başlıklı 11. maddesinde, Anayasa hükümlerinin, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğu; Hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesinde, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu hükümlerine yer verilmiştir. Anayasa nın Temel hak ve hürriyetlerin korunması başlıklı 40. maddesine, 03.10.2001 tarih ve 4709 sayılı Kanun un 16. maddesiyle eklenen ikinci fıkrada ise, Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır. hükmü yer almıştır. Bu ek fıkranın gerekçesinde, değişikliğin, bireylerin yargı ya da idarimakamlar önünde sonuna kadar haklarını arayabilmelerine kolaylık ve imkan sağlanması amacıyla ve son derece dağınık mevzuat karşısında kanun yolu, mercii ve sürelerin belirtilmesinin hak arama, hak ve hürriyetlerin korunması açısından zorunluluk haline gelmesi nedeniyle yapıldığına değinilmiştir. Anayasal düzenlemeler ve değinilen gerekçeden, Devletin, kurumları vasıtasıyla tesis edilen her türlü işlemlerinde, bu işlemlere karşı başvurulacak yargı yeri veya idari makamlar ile başvuru süresinin gösterilmesinin bir anayasal zorunluluk haline getirildiği anlaşılmaktadır. Anayasa nın bağlayıcılığı karşısında, bu zorunluluğa; yasama, yürütme ve yargı organlarının, idare makamlarının ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının uymakla yükümlü oldukları kuşkusuzdur. Anayasal düzenlemeler, kural olarak doğrudan uygulanacak hükümlerden olmayıp, yasalarda gerekli düzenlemeler yapılarak yaşama geçirilirler. Ancak, öğretide ve Anayasa Mahkemesi nin kimi kararlarında, yürürlüğe konulması gereken yasal düzenlemede yer verilmesi gereken konuların Anayasa metninde açıkça kurala bağlandığı durumlarda, bir özel yasa ya da yürürlükteki yasalarda uygun değişiklik yapılması gerekmeksizin Anayasa hükümlerinin doğrudan uygulanacağı kabul edilmektedir. Nitekim Anayasa Mahkemesi, Anayasa nın 40. maddesinin ikinci fıkrasının doğrudan uygulanması gerektiğini, 08.12.2004 tarih ve E:2004/84, K:2004/124 sayılı kararında; 5225 sayılı Kanun da, başvurulacak kanun yolu ve süresinin özel olarak düzenlenmemiş olmasının, Anayasa nın 40. maddesine aykırılık oluşturmadığını belirterek benimsemiş ve kararında; bireyler hakkında kurulan işlemlere karşı kanun yolları, başvurulacak merciler ile sürelerin belirtilmesi yönünden Devlete verilen görevin bir zorunluluk içerdiğine, bu zorunluluk nedeniyle her yasada özel bir düzenleme yapılması gerekmediğine değinerek, Anayasa nın 40. maddesinin ikinci fıkrasının, doğrudan uygulanır nitelik taşıdığını kabul etmiştir. Tüm bu açıklamalar sonucunda; Devletin, işlemlerinde, bireylerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğunu öngören Anayasa nın 40. maddesinin ikinci fıkrasının, ayrı bir yasal düzenlemenin varlığını gerektirmeyen, doğrudan uygulanabilir nitelik taşımasından dolayı, yasama, yürütme ve yargı organlarının, idare makamlarının ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının işlemlerinde, bu işlemlere karşı başvurulacak idari mercileri ve kanun yolları ile sürelerini belirtmesinin zorunlu olduğu ortaya çıkmaktadır. 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu nun İhalelere Yönelik Başvurular başlıklı 54. maddesinin 1. fıkrasında, ihale sürecindeki hukuka aykırı işlem veya eylemler nedeniyle bir hak kaybına veya zarara uğradığını veya zarara uğramasının muhtemel olduğunu iddia eden isteklilerin, Kanun da belirtilen şekil ve usul kurallarına uygun olmak şartıyla şikayet ve itirazen şikayet başvurusunda bulunabileceği kuralına yer verilmiş; aynı Kanunun İdareye Şikayet Başvurusu başlıklı 55. maddesinin 3. fıkrasında, İdare, şikayet başvurusu üzerine gerekli incelemeyi yaparak on gün içinde gerekçeli bir karar alır. Alınan karar, şikayetçi ile diğer aday veya istekliler ile istekli olabileceklere karar tarihini izleyen üç gün içinde bildirilir, ilan ile ihale veya ön yeterlik dokümanına yönelik başvurular dışında istekli olabileceklere bildirim yapılmaz. ; 4. fıkrasında ise, Belirtilen süre içinde bir karar alınmaması durumunda başvuru sahibi tarafından karar verme süresinin bitimini, süresinde alınan kararın uygun bulunmaması durumunda ise başvuru sahibi dahil aday, istekli veya istekli olabilecekler tarafından idarece alınan kararın bildirimini izleyen on gün içinde Kuruma itirazen şikayet başvurusunda bulunulabilir. hükümleri yer almıştır. Davadosyasının incelenmesinden, Salihli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından açık ihale usulü ile yapılan 2015-2016 Eğitim Öğretim Yılı Taşımalı Eğitim Kapsamında Olan Toplam 1807 Öğrenciye 182 İş Günü 328874 Öğün Sıcak Sulu Öğle Yemeği Verilmesi (Malzeme Dahil Yemek Pişirme, Dağıtım ve Yemek Sonrası İşler) İşi İhalesine ilişkin olarak ihale uhdesinde kalan istekli teklifinin uygun olmadığı iddialarıyla davacının 31.07.2015 tarihinde yaptığı şikayet başvurusuna, 07.08.2015 tarihinde, iddiaların incelendiği ve kurum içi yazışmaların devam ettiği şeklinde cevap verildiği, 20.08.2015 tarihli yazı ile de başvurusunun reddedildiği, kararın aynı gün tebliği üzerine davacının 21.08.2015 tarihinde kayda giren dilekçe ile itirazen şikayet başvurusunda bulunduğu, 31.07.2015 tarihinden itibaren idarenin on günlük karar verme süresinin bitimini takip eden on günlük süre içinde en geç 20.08.2015 gününe kadar itirazen şikayet başvurusunun yapılmadığından bahisle başvurunun süre yönünden reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır. Bakılan davada, kesinleşen ihale kararına karşı davacının 10 gün içerisinde ihaleyi yapan idareye şikayet başvurusunda bulunduğu, ihaleyi yapan idarenin 07.08.2015 tarihli yazısında şikayet başvurusu üzerine incelemenin devam ettiğinin belirtildiği, 10 günlük yasal süre içerisinde şikayet başvurusunun sonlandırılmadığı, bu süre bittikten sonra cevap vermek suretiyle davacıyı yanılttığı, öte yandan şikayetin reddine ilişkin işlemde de itirazen şikayet mercii ve süresinin belirtilmeyerek Anayasa nın 40. maddesinin ihlal edildiği görülmektedir. Bu durumda, davacının na yapmış olduğu itirazen şikayet başvurusunun süresinde olduğunun kabulü gerektiğinden dava konusu işlemde ve davanın reddi yolundaki Mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin kabulü ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu nun 49. maddesi uyarınca Ankara 8. İdare Mahkemesi nin 23.10.2015 tarih ve E:2015/2626, K:2015/1534 sayılı kararının BOZULMASINA, DAVA KONUSU İŞLEMİN İPTALİNE, dosyanın anılan Mahkeme ye gönderilmesine, aşağıda ayrıntısı gösterilen 102,50-TL yargılama gideri, 264,30-TL temyiz yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1000-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine, kullanılmayan 45,60-TL yürütmeyi durdurma harcı ile 48,10-TL temyiz yürütmeyi durdurma harcının istemi halinde davacıya iadesine, 2577 sayılı Kanun un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 12.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. Başkan Vekili]]>