taşınmazın 19 yıllığına 400.500,00 TL muhammen bedelle kiraya verilmesine ilişkin ..sayılı ..Belediye Encümen kararının, .. sayılı ..Belediye Encümen kararıyla iptal edildiği ve bu işleme karşı açılan dava

İzmir BİM, 6. İDD, E. 2016/635 K. 2017/99 T. 24.1.2017

 

İSTEMİN ÖZETİ: Davacı Şirket adına 440.547,85 -TL tutarındaki alacağın tahsili amacıyla düzenlenen 08.10.2015 tarih ve 393 cilt, 250 sicil nolu ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davada; uyuşmazlık konusu olayda, Mahkemelerinin 06.01.2015 tarihli ara kararıyla, savunma dilekçesinde, ödeme emrinin dayanağının Aydın – Nazilli Devlet Karayolunda, Umurlu Belediyesi, A1 Mahallesi, 164 ada, 9 parselde kayıtlı ve mevcut imar planına göre akaryakıt ve F1 tesisi olan taşınmazın bedeline ilişkin muaccel hale gelmiş borçlar olduğu belirtilmekle beraber, ekli belgelerden; söz konusu taşınmazın 19 yıllığına 400.500,00 TL muhammen bedelle kiraya verilmesine ilişkin 08/09/2011 gün ve 118 sayılı Umurlu Belediye Encümen kararının, 10/09/2014 gün ve 191 sayılı Efeler Belediye Encümen kararıyla iptal edildiği ve bu işleme karşı açılan davada Aydın 2. İdare Mahkemesinin 08.07.2015 tarih ve E:2014/1154, K:2015/421 sayılı kararıyla Efeler Belediye Encümen kararının iptal edildiği, öte yandan, aynı taşınmazın, kira ilişkisi devam ederken ve kira sözleşmesi sonlandırılmadan 27/03/2014 gün ve 9 sayılı Umurlu Belediye Encümen kararıyla ihaleyle davacı şirkete satılmasına karar verildiği bu kararın da 10/09/2014 gün ve 190 sayılı Efeler Belediye Encümen kararıyla iptal edildiği, bu hukuki süreç gözününde bulundurulduğunda uyuşmazlık konusu taşınmazla davacı şirketin kiracılık ilişkisinin devam ettiği görüldüğünden, taşınmaz bedelinden neyin kastedildiğinin tam anlaşılamadığı, (kira bedeli mi yoksa satış bedeli mi) muaccel hale gelen borcun ne olduğunun ve nasıl muaccel hale geldiğinin sorularak buna ilişkin bilgi ve belgeler ile dava konusu ödeme emrinin düzenlenmesinden önce, uyuşmazlık konusu alacağın tahakkuk ettirilip davacıdan istenmesine ilişkin bir işlem (ihbarname, tahakkuk fişi vs.) tesis edilip edilmediğinin açıklanarak, tesis edildiyse bu evrakın ve davacıya tebliğ tarihini gösteren tebliğ evrakının onaylı bir örneğinin istenilmesine karar verildiği, bu karar doğrultusunda 27.01.2015 tarihinde Mahkemeleri kayıtlarına giren davalı idareye ait dilekçede, ödeme emrinin dayanağının taşınmaz satış bedeli olduğu ve ödeme emrinden önce davacıya herhangi bir tahakkuk fişi, ihbarname gönderilmediğinin belirtildiği, bu durumda, ödeme emrine konu taşınmazla ilgili yukarıda bahsedilen hukuki süreç gözününde bulundurulduğunda uyuşmazlık konusu taşınmazla davacı şirketin kiracılık ilişkisinin devam ettiği görüldüğünden, yani satışa ilişkin geçerli bir işlem bulunmadığından taşınmazın satış bedeline ilişkin muaccel hale gelmiş borçların tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı, ayrıca, dava konusu ödeme emrinden önce davacıya herhangi bir tahakkuk fişi, ihbarname gönderilmediğinden, ödeme emrinin tanzim edildiği tarih itibarıyla idari açıdan henüz kesinleşmiş bir kamu alacağı bulunmaması karşısında, kesinleşmeyen kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinde bu yönü itibariyle de hukuka uygunluk bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesiyle işlemin iptali yolunda verilen Aydın 1. İdare Mahkemesi’nin 29/09/2016 gün ve E: 2015/1063, K: 2016/817 sayılı kararının; Kurumlarınca ilçeleri X1 Mahallesi, 164 ada, 9 parselde kayıtlı benzin istasyonunun F2 Akaryakıt Ürünleri San. Ve Tic. Ltd. Şti’ye satışına dair 27.03.2014 tarih ve 22 sayılı Umurlu Belediye Encümeni kararının iptaline dair 10.09.2014 tarih ve 190 sayılı kararın alındığı, davacı Şirketin iş bu kararın iptali için açtığı davanın Aydın 1. İdare Mahkemesi’nin 2014/1309 E, 2015/963 K sayılı kararı ile reddine karar verildiği, bu kararın henüz kesinleşmediği, bu kararın kesinleşmesinin beklenilmesi gerektiği, diğer taraftan, dava konusu ödeme emrinin davacının muaccel hale gelmiş borcuna ilişkin olduğu, dolayısıyla Kurumlarınca ödeme emrinin düzenlenmesinin zorunlu olduğu ileri sürülerek istinaf yoluyla kaldırılması istenilmektedir.

 

SAVUNMANIN ÖZETİ: Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek belirtilerek istinaf başvurusunun reddi gerektiği savunulmaktadır.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren İzmir Bölge İdare Mahkemesi Altıncı İdare Dava Dairesi’nce işin gereği görüşüldü:

 

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İstinaf” başlıklı 45. maddesinde, “… İstinaf, temyizin şekil ve usullerine tabidir…

 

Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir. Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı verir…

 

Bölge idare mahkemelerinin 46 ncı maddeye göre temyize açık olmayan kararları kesindir…” kuralına yer verilmiş; “Temyiz” başlıklı 46. maddesinde Bölge İdare Mahkemeleri’nin kararlarının tebliğini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay’da temyiz edilebileceği öngörüldükten sonra temyize tabi kararlarının hangileri olduğu sayma yoluyla sınırlanarak belirlenmiş, “temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 2. fıkrasında, “a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” bozma nedenleri olarak sayılmıştır.

 

Dosyadaki belgeler ile başvuru dilekçesindeki iddiaların incelenmesinden, istinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın kaldırılmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

 

Açıklanan nedenlerle; Aydın 1. İdare Mahkemesi’nce verilen 29/09/2016 gün ve E: 2015/1063, K: 2016/817 sayılı karara karşı yapılan istinaf başvurusunun REDDİNE, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderlerinin istinaf isteminde bulunan üzerinde bırakılmasına, yatırılan posta gideri avansından artan miktarın kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere 24/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.