Yüklenici firma ihale konusu işe ait Hizmet verdiğini, işin eksiksiz ifa edildiğini, sözleşme gereğince işin sonunda idareye ve SGK Başkanlığı’na borcunun olmaması durumunda iade edilmek üzere müvekkilinin davalıya Bankadan aldığı * TL bedelli teminat mektubunu verdiğini, davalının talebi doğrultusunda Teminat mektubunun süresinin * tarihine kadar uzatıldığını, ayrıca * tarihinde müvekkili teminatından davalının *TL haksız yere kesinti yaptığını, teminat mektubunun kısmi olarak nakde çevrildiğini belirterek dava konusu teminat mektuplarının davalı idare tarafından nakde çevrilmesi ihtimali göz önüne alınarak teminat mektubu bedelinin davalı idareye ödenmemesi hususunda dava sonuna kadar ihtiyatî tedbir kararı verilmesine, teminat mektubunun müvekkil şirkete iadesine, haksız kesilen * TL’nin avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar ihtiyati tedbir kararı, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâlleri konusunda dava kararı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1929 Esas
KARAR NO : 2020/1828
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 02/03/2020
NUMARASI : 2020/90 Esas
DAVANIN KONUSU: Banka Teminat Mektubunun İadesi Ve Depo Edilmesi (Depo Edilmesi İstemli)
KARAR TARİHİ: 01/10/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince müvekkili şirketin ile davalı idareye 01/10/2014-30/09/2016 tarihleri arasında “Özel Güvenlik Hizmeti” verdiğini, işin eksiksiz ifa edildiğini, sözleşme gereğince işin sonunda idareye ve SGK Başkanlığı’na borcunun olmaması durumunda iade edilmek üzere müvekkilinin davalıya …Bankası A.Ş.’den aldığı 09/10/2015 tarih ve 450.000,00 TL bedelli teminat mektubunu verdiğini, davalının talebi doğrultusunda Teminat mektubunun süresinin 03/09/2019 tarihine kadar uzatıldığını, ayrıca 11/09/2019 tarihinde müvekkili teminatından davalının 22.834,28 TL haksız yere kesinti yaptığını, teminat mektubunun kısmi olarak nakde çevrildiğini belirterek dava konusu teminat mektuplarının davalı idare tarafından nakde çevrilmesi ihtimali göz önüne alınarak teminat mektubu bedelinin davalı idareye ödenmemesi hususunda dava sonuna kadar ihtiyatî tedbir kararı verilmesine, teminat mektubunun müvekkil şirkete iadesine, haksız kesilen 22.834,28 TL’nin avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; teminat mektubunun kısmi olarak nakde çevrilmediğini, 22.834,28 TL’nin davacı tarafından idare hesaplarına yatırıldığını, teminat mektubunun davacı bünyesinde çalışan işçilerin işçilik alacakları ile ilgili olarak idare aleyhine açtığı davalar nedeni ile iade edilmediğini, teminat mektubunun idare kayıtlarında aynen durduğunu, teminat mektubunun süresinin 16/12/2020 tarihine kadar uzatıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
MAHKEMENİN İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİ RET KARARI : Mahkemece 02/03/2020 tarihli ara karar ile teminat mektubu bedelinin davalıya ödenmemesi hususunda dava sonuna kadar tedbir kararı verilebilmesi, ancak tarafların delillerinin toplanmasıyla yargılama sonucunda belirlenebileceğinden tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin edimini sözleşmeye uygun olarak yaptığını, sözleşmede belirtilen tüm borçların ödendiğini, teminat mektubunun iadesinin gerektiğini, teminat mektubunun bozdurulması durumunda müvekkili şirket açısından telafisi güç zararların ortaya çıkacağını, müvekkili şirketin kredi notunun düşeceğini, ticati hayatını etkileyeceğini, dava konusu ve dava neticesinde istenen amacın sonuçsuz kalacağını, mahkemenin HMK 38. Maddesini yanlış yorumladığını belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak, tedbir kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, özel güvenlik hizmet alım sözleşmesi kapsamında teminat mektubunun iadesi ve alacak istemine ilişkindir.Teminat mektubunun paraya çevrilmesinin tedbiren önlenmesi talebinin reddine dair ara karar istinaf edilmiştir.Davalı idare kayıtlarına göre 09/10/2015 tarihli 450.000,00 TL bedelli teminat mektubunun vadesi 16/12/2020 tarihine kadar uzatılmıştır.Geçici hukuki korumaların bir türü olan ihtiyati tedbirin şartları 6100 sayılı HMK’nun 389. maddesinde düzenlenmiş olup, anılan düzenleme “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünü haizdir. Anılan hükümde de açıkça belirtildiği üzere, ihtiyati tedbir kararı, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki korumadır. Başka bir ifade ile ihtiyati tedbir verilebilmesinin en önemli şartı bir ihtiyati tedbir sebebinin mevcut olmasıdır. Kanunda bu husus genel olarak düzenlenmiş, hâkime oldukça geniş bir takdir alanı bırakılmıştır.(m. 389/1). Kanun, burada “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından” söz etmektedir. Bu hüküm dikkate alındığında, mevcut durumun değişmesi hâlinde,hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması,hakkın elde edilmesinin tamamen imkânsız hâle gelmesi, gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi varsa, ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilecektir. Hâkim kararında somut sebep gösteremiyor, bunu en azından açıklayacak veya asgari ölçüde ikna edecek delil değerlendirmesi yapamıyor, yaklaşık ispat ölçüsünü yakalayamıyorsa tedbire karar vermemelidir. Ancak bu da hiçbir zaman tam bir ispat seviyesinde ispat şartına dönüşmemelidir. (Pekcanıtez,Hakan/Atalay,Oğuz/Özekes Muhammet; Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, Ankara 2011-Sh.715-717) (Yüksek Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 24/04/2012 gün ve 2011/15388 Esas,2012/6651 Karar sayılı ilamında belirtildiği gibi)Somut olayda; davacı çalışanlarının bir kısım işçilik mali hakları gereğince davalı aleyhinde dava açtıkları, sözleşme, eki niteliğindeki genel ve teknik şartname, ihale mevzuatı hükümleri göz önüne alındığında, davacının yaklaşık ispat ölçüsünü sağlayamadığı, HMK’nun 389. maddesindeki şartların oluşmadığı, her ne kadar ilk derece mahkemesi gerekçesi yerinde değilse de sonuç itibari ile kararın doğru olduğu tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere:1-İlk derece mahkeme ara kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1 b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı İle istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harçtan davacının peşin olarak yatırmış olduğu 203,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 29,10 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,4-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-f bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.01/10/2020