ihale sözleşmesinin yürürlükte ve yanları bağlayıcı olduğuna karar verilmesinin yerinde olduğu ancak sözleşme hükümleri ile sözleşmenin eki olan  Genel Şartname maddesi hükmünde teminat mektuplarının iadesinin gerektiğine ilişkin koşullar gözetilmeden teminat mektupları ya da bedellerinin davacılara iadesine karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesi ile mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiş Mahkemece bozmaya uyularak asıl davada sözleşmenin haksız feshedildiğinin tespitine, kesin teminatın dava tarihi itibarıyla paraya çevrilmiş olması nedeniyle irad kaydedilmesi işleminin iptâli talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davada yine sözleşmenin feshinin iptâli ile sözleşmenin geçerli olduğunun tespitine, * TL teminat bedelinin dava tarihinden itibaren davalıdan alınıp davacıya verilmesine ait karar 

  1. Hukuk Dairesi         2016/3207 E.  ,  2016/4460 K.
  •  

“İçtihat Metni”

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup mahkemece Dairemizin bozma ilâmına uyularak verilen karar, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar davalarında davalı ile aralarında düzenlenen sözleşme ile .. 3. kısım dere, yağmur suyu, atıksu bakım onarım ve temizlik işlerinin yapımını üstlendiklerini, bu iş nedeniyle davalıya teminat mektupları verdiklerini, işin %98 oranında yapılması aşamasında sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini belirterek sözleşmenin feshinin geçersiz olduğunun tespiti ile davalıya verilen teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin ve irad kaydedilmesinin durdurulmasına, tahsil edilmiş ise teminat mektubu bedellerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, birleşen davalarında da yine sözleşmenin feshinin iptâli ile sözleşmenin geçerli olduğunun tespitine ve 745.000,00 TL teminat bedelinin dava tarihi olan 13.11.2007 gününden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacılara verilmesini talep etmişler, mahkemece, yanlar arasındaki sözleşmenin feshinin haksız olduğunun tespitine ilişkin davanın kabulüne, teminat mektubunun dava günü itibariyle paraya çevrilmiş olması nedeniyle irad kaydedilmesi isteminin iptâli talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına; … 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/882 Esas sayılı kararı ile birleştirilen davanın kabulüne, sözleşmenin feshinin iptâli ile sözleşmenin geçerli olduğunun tespitine ve 745.000,00 TL teminat bedelinin dava tarihi olan 13.11.2007 gününden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacılara verilmesi manevi tazminat davasının reddine karar verilmiş ve verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dairemizin 15. H.D. 2012/7036 Esas 2013/251 Karar ve 21.01.2013 tarihli bozma ilâmı ile davalının diğer temyiz itirazlarının reddi ile yanlar arasındaki sözleşmenin yürürlükte ve yanları bağlayıcı olduğuna karar verilmesinin yerinde olduğu ancak sözleşme hükümleri ile sözleşmenin eki olan Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 46. maddesi hükmünde teminat mektuplarının iadesinin gerektiğine ilişkin koşullar gözetilmeden teminat mektupları ya da bedellerinin davacılara iadesine karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesi ile
mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak asıl davada sözleşmenin haksız feshedildiğinin tespitine, kesin teminatın dava tarihi itibarıyla paraya çevrilmiş olması nedeniyle irad kaydedilmesi işleminin iptâli talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davada yine sözleşmenin feshinin iptâli ile sözleşmenin geçerli olduğunun tespitine, 745.000,00 TL teminat bedelinin dava tarihinden itibaren davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Bozma ilâmında bahsi geçen sözleşme eki Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 46. maddesinde “Taahhüdün, sözleşme ve ihale dokümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirilmesinden ve varsa işe ait eksik ve kusurların giderilerek geçici kabul tutanağının onaylanmasından ve yüklenicinin sözleşme konusu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra, alınmış olan kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların yarısı; Sosyal Sigortalar Kurumu’ndan ilişiksiz belgesi getirilmesi ve kesin kabul tutanağının onaylanmasından sonra kalanı, yükleniciye iade edilir. Yüklenicinin sözleşme konusu iş nedeniyle idareye ve Sosyal Sigortalar Kurumu’na olan borçları ile ücret ve ücret sayılan ödemelerden yapılan kanuni vergi kesintilerinin kesin kabul tarihine kadar ödenmemesi halinde, protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın kesin teminatlar 4735 sayılı Kanun’un 13’üncü maddesi hükmüne göre paraya çevrilerek borçlarına karşılık mahsup edilir, varsa kalanı yükleniciye geri verilir. Yukarıdaki hükümlere göre mahsup işlemi yapılmasına gerek bulunmayan hallerde; kesin hesap ve kesin kabul tutanağının onaylanmasından itibaren iki yıl içinde idarenin yazılı uyarısına rağmen talep edilmemesi nedeniyle iade edilemeyen kesin teminat mektupları hükümsüz kalır ve bankasına iade edilir. Teminat mektubu dışındaki teminatlar sürenin bitiminde Hazineye gelir kaydedilir.” hükmü bulunmaktadır.
Mahkemece bozmaya uyulmakla bozma ilâmının gereklerinin yerine getirilmesi zorunludur. Buna rağmen bozma ilâmında belirtilen şartname hükümlerine göre varsa işe ait eksik ve kusurların giderilerek geçici kabul tutanağının onaylanıp onaylanmadığının, yüklenicinin sözleşme konusu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun bulunup bulunmadığının, Sosyal Sigortalar Kurumu’ndan ilişiksiz belgesi alınıp alınmadığının araştırılması diğer koşullar da incelenmek suretiyle teminat mektupları konusunda karar verilmesi gerekirken bu konularda herhangi bir inceleme yapılmaksızın karar verilmesi doğru olmamış bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda nedenlerle kararın temyiz eden davacılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 31.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.