teslim tarihine göre ayıp ihbarında gecikme olduğu varsayılarak hüküm kurulmuştur. Teslim tarihine göre zamanında yapılması gereken ayıplar, BK.nun 359/1. maddesinde belirtilen açık ayıplarla ilgilidir. Oysa,gizli ayıp, teslimi takiben hemen ortaya çıkmayabilir. BK.nun 362/III. maddesine göre gizli ayıplar ortaya çıktıktan sonra yükleniciye bildirilir. Dosya içeriğine göre gizli ayıpların ortaya çıktıktan sonra süresinde ihbar edildiği anlaşılmıştır.

 

 

BK.nun 362/III. maddesi uyarınca, yapılan şeydeki kusur sonradan meydana çıkarsa, iş sahibi, vakıf olur olmaz keyfiyeti yükleniciye bildirmeye mecburdur. Aksi halde, iş sahibi yapılan işi kabul etmiş sayılır. BK.nun 126/son maddesi uyarınca da yüklenicinin kasdı veya ağır kusuruna bağlı haller hariç, ayıplı işe ilişkin eser sözleşmesinden doğan davalar 5 yıllık zamanaşımına tabidirler.

Uyuşmazlık, gizli ayıbın süresinde yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır. Sözleşme uyarınca işin teslimi gereken tarih 15.03.1997 ise de; imal olunan parçaların değişik tarihlerde ve zaman aralığı içerisinde teslim edildiği, hatta 01.11.1997 tarihli kabul protokolünden sonra dahi parça sevkiyatının devam ettiği anlaşılmış olup, kabul protokolünün tarihi bile teslim süresi hesaba katılmasa dahi sevkiyat tarihinden öncedir. Keza, dosya içeriğine göre, davalı elemanlarının zaman zaman davacı iş yerine gelerek, ayıbın giderilmesi için çalışmışlardır.

Mahkemece 15.03.1997 teslim tarihine göre ayıp ihbarında gecikme olduğu varsayılarak hüküm kurulmuştur. Teslim tarihine göre zamanında yapılması gereken ayıplar, BK.nun 359/1. maddesinde belirtilen açık ayıplarla ilgilidir. Oysa,gizli ayıp, teslimi takiben hemen ortaya çıkmayabilir. BK.nun 362/III. maddesine göre gizli ayıplar ortaya çıktıktan sonra yükleniciye bildirilir. Dosya içeriğine göre gizli ayıpların ortaya çıktıktan sonra süresinde ihbar edildiği anlaşılmıştır.

Bu itibarla, gizli ayıba ilişkin ihbarın makul sürede yapıldığı kabul edilerek, işin esası hakkında hüküm tesisi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru olmamış, kararın açıklanan bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.

Davalı Tekhnoplast Kunststopfftechnik Gmbh’nin temyizine gelince; davalılardan Mücahit Tanrıverdi’nin, birleşen menfi tesbit davasına konu takibi alacaklı sıfatıyla yapmış olmasına ve bu nedenle davada sıfatının bulunduğunun anlaşılmasına göre sıfata yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir (15. HD. 2.5.2007, 2294/2903).