Uygulama imar planına karşı açılan davanın yargılama süreci içerisinde yapının inşaat ruhsatına uygun yapıldığının belirlenmesi halinde, yapı ya da yapı kısımlarının kazanılmış hak kapsamında olduğu
T.C.
D A N I Ş T A Y
Altıncı Daire
Esas No : 2010/9076
Karar No : 2011/469
Özeti : Uygulama imar planına karşı açılan davanın yargılama
süreci içerisinde yapının inşaat ruhsatına uygun
yapıldığının belirlenmesi halinde, yapı ya da yapı
kısımlarının kazanılmış hak kapsamında olduğu
hakkında.
Temyiz İsteminde Bulunan : 1- Yıldızeli Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. …
2- (Müdahil) …
Vekili : Av. …
210
Karşı Taraf : …
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Sivas İdare Mahkemesince verilen 09.06.2010 günlü,
E:2009/887, K:2010/675 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek
bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Mehmet Sıtkı Çelik`in Düşüncesi : Temyiz isteminin
reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı E.Emel Çelik`in Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince
verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması
gerekmektedir.
Davalı idare ve davalı idare yanında davaya katılanın temyiz dilekçelerinde öne
sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından,
istemlerin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı
düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten
ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, Sivas İli, Yıldızeli İlçesi, Fatih Sultan Mehmet Mahallesi, … ada, … sayılı
parselde kayıtlı taşınmazın sahibi olan davacının parseline komşu olan … sayılı parsel için
verilmiş olan yapı ruhsatının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; … sayılı parseli de
kapsayan alanda Yıldızeli Belediye Meclisi`nin 03.11.2008 günlü, 111/3 sayılı kararı ile plan
değişikliği yapıldığı, … sayılı parselin 2008 yılı imar planı ile ayrık nizam 4 kat 0.30/1.20
emsal yapılaşma olanağına sahip iken, değişiklik ile blok nizam 5 kat, E(emsal):3.50 haline
dönüştürüldüğü, bu imar planı değişikliğinden sonra … ada, … sayılı parsele dava konusu
yapı ruhsatının verildiği, imar plan değişikliğinin iptali istemiyle yapılan 05.05.2009 tarihli
başvurunun zımmen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, Sivas İdare
Mahkemesinin 21.05.2010 tarihli, E:2009/1200, K:2010/515 sayılı kararıyla bu işlemin iptal
edildiği, bakılmakta olan davanın ise söz konusu plan değişikliği sonrası verilen yapı
ruhsatının iptali istemiyle açıldığı, bu durumda yargı kararı ile iptal edilen plan değişikliği
esas alınarak düzenlenen yapı ruhsatının da hukuka aykırı hale geldiği gerekçesiyle iptaline
karar verilmiş, bu karar davalı idare ile müdahil vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlıkta inşaat ruhsatına göre yapının süresi içinde tamamlanıp
tamamlanmadığı ve buna göre davacının kazanılmış hakkının bulunup bulunmadığı önem
kazanmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 28.maddesinin 4001 sayılı Yasanın
13.maddesi ile değişik birinci fıkrasında: Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi
mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre
idarenin, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur.Bu süre
hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez. Ancak, haciz veya
ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar hakkında, bu kararların
kesinleşmesinden sonra idarece işlem tesis edilir hükmü yeralmıştır.
3194 sayılı İmar Kanunu`nun Ruhsatsız veya Ruhsat ve Eklerine Aykırı Olarak
Başlanan Yapılar başlıklı 32.maddesinde ise: “Bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan
yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı
yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu
duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit
edilir. Yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur.
Durdurma, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş
sayılır. Bu tebligatın bir nüshasıda muhtara bırakılır.
Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun hale
getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mühürün kaldırılmasını ister.
Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve
yapının bu ruhsata uygunluğu, inceleme sonunda anlaşılırsa, mühür, belediye veya valilikçe
kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir.
Aksi takdirde, ruhsat iptal edilir, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina, belediye
encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip, belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı
yapı sahibinden tahsil edilir” kuralı yer almıştır.
2577 sayılı Yasa`nın 28.maddesi uyarınca, uyuşmazlık konusu yapıların yapımına
dayanak oluşturan uygulama imar planının iptali ya da yürütmesinin durdurulması kararı
üzerine, davalı idarece bu kararın gereklerine göre gecikmeksizin uygulanması amacıyla,
plana göre yapılmakta olan yapıların mevcut durumunun tespitine yönelik olarak 3194 sayılı
Yasanın 32. maddesine göre inşai faaliyete devam edilmesinin tedbir olarak mühürlenmek
suretiyle durdurulması gerekmektedir.
Bu şekilde, uygulama imar planına karşı açılan davanın yargılama süreci içerisinde
verilecek kararlar ile bu kararlar üzerine, yeniden yapılacak olan imar planında inşai faaliyeti
durdurulan yapılar için öngörülen durumun, mevcut ruhsatın bu plana uygun olduğu ve inşai
faaliyetin devam edilmesini engelleyen bir yönünün bulunmadığının tespiti halinde
mühürlemenin sona erdirilerek inşai faaliyetin, mevcut ruhsatına göre devamına izin
verilmesi gerektiği, aksine bir durumun tespitinde ise, yeni yapılan imar planına aykırı olan
yapı ruhsatının iptali yoluna gidileceği tabiidir. Ancak, yapı için yargı kararlarından önce,
yapının inşaat ruhsatına uygun yapıldığının belirlenmesi halinde, yapı ya da yapı kısımları
için inşaatın bittiği ve kazanılmış hakkın doğduğunun kabulü gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan maddi olay ve hukuki çerçeve içerisinde, İdare Mahkemesince
dava konusu yapı ruhsatı hakkında yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, Sivas İdare Mahkemesince verilen 09.06.2010 günlü,
E:2009/887, K:2010/675 sayılı kararın bozulmasına, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 15
gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, dosyanın adı geçen mahkemeye
gönderilmesine, 07.03.2011 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Uyuşmazlığın esasını yargı yerince hukuka aykırılıkları saptanarak iptal edilen imar
planlarının yürürlükte olduğu süre içerisinde bu planlara uygun olarak verilmiş olan inşaat
ruhsatlarının ve bu ruhsatları dayalı olarak yapılmış olan yapıların kazanılmış hak doğurup
doğurmadığı hususu oluşturmaktadır.
İmar planları objektif nitelikte düzenleyici işlemlerdir ve tesis edildikleri usule
uygun olarak kaldırılmaları veya değiştirilmeleri mümkündür. Planların idarece kaldırılması
veya değiştirilmesi durumunda bu planların yürürlükte oldukları süre içerisinde ve bu
planlara dayalı olarak tesis edilen bireysel işlemlerin kişiler bakımından sübjektif nitelikte
kazanılmış hak doğuracağı tabiidir. İdari işlemlerin geriye yürümeyeceğine ilişkin idare
hukuku ilkesi ile bu gibi durumlarda kazanılmış hakların korunması ve idari istikrarın
sağlanması amaçlanmıştır. Ancak bu şekilde bir kazanılmış hakkın var olduğu hallerde idari
işlemin ve dayanağı olan düzenleyici işlemin hukuka uygun olduğu konusunda bir tartışma
da mevcut değildir.
Tartışma idari işlemin dayanağı olan düzenleyici işlemin yargı yerince iptal edilmiş
olması halinde ortaya çıkmaktadır. Zira bu durumda işlem hukuka aykırılığı tespit edilerek
iptal edilmekle tesis edildiği tarih itibariyle hiç varolmamış gibi bütün sonuçlarıyla ortadan
kalkmaktadır.
İmar planının yargı yerince iptal edilmesi durumunda, kazanılmış hakkın varlığını iki
ayrı hukuki duruma göre irdelemek gerekir.
Yargı yerince iptal edilen plana dayalı olarak verilmiş olan inşaat ruhsatının idarece
iptal edilmesi veya söz konusu ruhsatla ilgili olarak açılmış bir davanın mevcut olması halinde
her ne kadar ruhsat işlemi tesis edildiği tarihde plana uygun ise de hukuka aykırılığı
saptanan plana ilişkin olarak verilen iptal kararı nedeniyle imar planı tesis tarihi itibariyle
yürürlükten kalkacağından inşaat ruhsatının da hukuki dayanağı kalmayacağı ve iptali
gerekeceği tabiidir.
Aksi görüş yargı yerince hukuka aykırılığı tesbit edilerek iptal edilen ve tesis edildiği
tarih itibariyle yürürlükten kalkan bir düzenleyici işleme dayanılarak tesis edilmiş ve dava
konusu da edilmiş bir işleme rağmen ileriye yönelik bir kazanılmış hakkın tanınması
sonucunu doğurur ki bu durumunun kısaca tüm işlem ve eylemlerinin hukuka uygun olduğu
devlet biçimi olarak tanımlayabileceğimiz Hukuk Devleti ilkesiyle bağdaşmayacağı aşikardır.
Nitekim, iptal edilen düzenleyici normlara göre kazanılmış hakların korunması
amacına yönelik olarak Anayasa`nın 153.maddesi ile getirilen “ipta kararları geriye yürümez”
hükmüne rağmen, yargı yerlerinde görülmekte olan davaların Anayasa Mahkemesince iptal
edilen hükümler dikkate alınarak çözümlenmesinin Hukuk Devleti ilkesine uygun olduğu
içtihatlarla benimsenmiştir.
Bu gibi durumlarda kazanılmış hakkın varlığı söz konusu olmamakla birlikte, açık
hata, ilgilinin hilesi veya kusuru ile tesis edilmemiş olması kaydıyla hukuka aykırı olan bu
işlemlerin yürürlüklerini sürdürdükleri zaman içerisinde ilgili kişiler bakımından geçmişe
dönük olarak sağladıkları sübjektif hakların parasal olarak karşılığının idarece tazmini, bir
başka deyişle, kişilerin bu işlemler sebebiyle uğradıkları zararlarının hizmet kusurunun
varlığından bahisle açacakları tam yargı davasına konu etmeleri mümkündür.
Yargı yerince iptal edilmiş olan imar planlarına dayalı olarak verilmiş yapı ruhsatının
idarece iptal edilmemesi ve dava konusu da edilmemesi halinde ise, ruhsat hukuken
varlığını sürdüreceğinden bu ruhsatlara göre yapılmış inşaatlarda kazanılmış hakkın varlığı
söz konusu olacaktır. Ancak bu durumda dahi hukuka aykırı olan bu işleme dayalı kazanılmış
hakkın koşulsuz olmadığı, kamu düzenini bozucu, kamu hizmetinin gereklerini ve kamu
yararını engelleyici nitelikteki kazanılmış hakkın geleceğe yönelik olarak aynen
korunamayacağı, idarenin kaldırma veya değiştirme işlemi ile kazanılmış hakkı ortadan
kaldırabileceği ancak maduriyetin tazminata davasına konu olacağı bu durumun Hukuk
Devletinin gereği olduğu doktirinde kabul edilmektedir.
Aksi takdirde 3194 sayılı İmar Kanunu`nun 3.maddesinde “Herhangibir saha, her
ölçekteki plan esaslarına, bulunduğu bölgenin şartlarına ve yönetmelik hükümlerine aykırı
maksatla kullanılamaz.” şeklinde ifade edilen “genel esas”a rağmen yargı yerince iptal edilen
planla yapılanma koşulları veya fonksiyonu değiştirilmiş olan bir sahada fonksiyona aykırı
olan bir yapılaşmanın oluşması ve geleceğe yönelik olarak korunmasına hukuken olanak
yaratılmış olur ki bu durumun idari işlemlerin tümünün ortak maksadı olan kamu yararının ve
kamu düzeninin temini bakımından mümkün olamayacağı tabiidir.
Somut olayda yapı ruhsatının iptali istemiyle bu davanın açıldığı anlaşılmakta olup;
yapı ruhsatına dayanak alınan imar planının hukuka aykırılığı saptanarak yargı yerince iptal
edilmiş olması karşısında inşaat ruhsatının da dayanağının kalmadığı, hukuka aykırı olan
ruhsata göre inşa edilen yapının ilgiliye ileriye yönelik olarak koşulsuz bir kazanılmış hak
tanımasının üstün kamu yararı bakımından olanaklı olmadığı dava konusu yapı ruhsatının da
iptali gerekeceğinden mahkeme kararının onanması gerektiği oyu ile bozma kararına
katılmıyorum.