uzman inşaat mühendisi ve emekli Sayıştay denetçisi bilirkişiler heyetinden mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli rapor alınarak, davacının fazla ödemesinin ve bu kapsamda zararının bulunup bulunmadığını belirlemek,tarafların teknik nitelikli itirazları ile müfettişlerce düzenlenen raporda belirlenen hususları kapsar şekilde rapor almak, bahsi geçen ceza dosyası incelenerek eldeki dosyaya etkisinin belirlenerek bu dosyayı HMK 'nın maddesi gereğince bekletici sorun yapmak yada kesinleşmiş olması halinde kesinleşen hususları bu dosya açısından değerlendirmek, alacak saptandığı takdirde temerrütün ne zaman oluştuğunu belirlemek ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde hüküm kurmaktan ibarettir

<![CDATA[Özet:     Davacı ile davalı şirket arasında sözleşme ilişkisi bulunmasına rağmen hükmedilen alacağa ödeme tarihinden yasal faiz işletilmesi de mümkün değildir. Ödeme tarihleri gösterilmemek suretiyle infazda tereddüt yaratılması da kabule göre hatalı olmuştur....   O halde mahkemece yapılması gereken iş; 6100 sayılı HMK'nın 266 ve devamı madde hükümlerine uygun olarak seçilecek konusunda uzman inşaat mühendisi ve emekli Sayıştay denetçisi bilirkişiler heyetinden mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli rapor alınarak, davacının fazla ödemesinin ve bu kapsamda zararının bulunup bulunmadığını belirlemek,tarafların teknik nitelikli itirazları ile müfettişlerce düzenlenen raporda belirlenen hususları kapsar şekilde rapor almak, bahsi geçen ceza dosyası incelenerek eldeki dosyaya etkisinin belirlenerek bu dosyayı 6100 sayılı HMK 'nın 165. maddesi gereğince bekletici sorun yapmak yada kesinleşmiş olması halinde kesinleşen hususları bu dosya açısından değerlendirmek, alacak saptandığı takdirde temerrütün ne zaman oluştuğunu belirlemek ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde hüküm kurmaktan ibarettir....   Eksik incelemeyle ve yetersiz, usulüne uygun alınmayan bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....       Fıkra:Tümü-0       T.C. Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi
  Esas No:2015/2660 Karar No:2016/2296
  1. Tarihi:14.4.2016
    Mahkemesi         :Asliye Hukuk Mahkemesi   Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili ile davalı …. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:   – K A R A R –   Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan fazla ödeme nedeniyle doğan alacağın tahsili talebinden ibarettir. Davacı yüklenici, davalılar ise; taşerondur. Davacı yüklenici vekili, … ili … ilçesi 100 kişilik öğrenci yurdu inşaatının ihalesinin davacı Birlik tarafından alındığını ve sözleşme imzalandığını, daha sonra bu işi davalı şirkete taşeron olarak verildiğini ve inşaatın davalı şirket tarafından tamamlandığını, müfettişlerce yapılan incelemeler sonucu davalı taşerona fazla ödeme yapıldığının belirlendiğini ve fazla ödemeden sorumlu olan diğer davalı … ve davalı şirketten 261.298,00 TL bedelin ödendiği tarihlerden itibaren işleyecek faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı şirket vekili, davacı ile ilgilerinin bulunmadığını, müvekkiline yapılmış bir fazla ödemenin bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiş, diğer davalı … vekili de kendilerine fazla ödemenin yapılmadığını savunarak davanın reddini savunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen karar davacı ve davalı şirket vekilleri tarafından yasal süresinde temyiz edilmiştir. Davada, fazla yapılan ödemenin taşeron ve idare elemanından tahsili talep edilmektedir. Davacı ile davalı taşeron şirket arasında imzalanan 29.09.2000 tarihli sözleşme, imzalandığı ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir. Davacı taraf, bu sözleşme kapsamında yapılan işten usulsuz şekilde fazla ödemenin yapıldığı iddiası ile yapılan fazla ödemeyi talep etmektedir. Mahkemece yapılan yargılama sürecinde; dosya üzerinden inşaat mühendisi, hukukçu ve mali müşavirden oluşan bilirkişi heyetinden 01.02.2010 tarihli birinci bilirkişi raporu ve yine dosya üzerinden …. İş Mahkemesi aracı kılınmak suretiyle emekli Sayıştay denetçilerinden oluşan heyetten 13.02.2013 tarihli ikinci bilirkişi raporu alınmış, itiraz üzerine ikinci bilirkişi heyetinden bir bilirkişi değiştirilmek suretiyle 17.03.2014 tarihli rapor alınarak, alınan bu rapora göre hüküm oluşturulmuştur. Alınan bilirkişi raporları yeterli incelemeyi içermediği gibi davacı tarafın teknik nitelikli itirazları ile müfettişlerce saptanan hususları denetime elverişle şekilde cevaplandırmadığından yeterli kabul edilemeyeceği gibi İş Mahkemesi tarafından oluşturulan kuruldan alınan raporun da hükme esas alınması usulsüz olmuştur. Öte yandan dosya kapsamına göre; idare elemanı davalı … hakkında görevi kötüye kullanmak suçundan … Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2008/49 Esas sayısında kamu davası açıldığı anlaşılmaktadır. Olaya zaman bakımından uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca ceza yargılamasında sübuta eren maddi olgular hukuk hakimini bağlar. Bir başka deyişle ceza davasında, sübuta eren maddi vakıaların hukuk davasında nazara alınacağı açıktır. Bahsi geçen bu ceza dosyasının mahkemece değerlendirilmemiş olması da mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nu 53. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74.) maddesine aykırı olmuştur. Davacı ile davalı şirket arasında sözleşme ilişkisi bulunmasına rağmen hükmedilen alacağa ödeme tarihinden yasal faiz işletilmesi de mümkün değildir. Ödeme tarihleri gösterilmemek suretiyle infazda tereddüt yaratılması da kabule göre hatalı olmuştur. O halde mahkemece yapılması gereken iş; 6100 sayılı HMK’nın 266 ve devamı madde hükümlerine uygun olarak seçilecek konusunda uzman inşaat mühendisi ve emekli Sayıştay denetçisi bilirkişiler heyetinden mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli rapor alınarak, davacının fazla ödemesinin ve bu kapsamda zararının bulunup bulunmadığını belirlemek,tarafların teknik nitelikli itirazları ile müfettişlerce düzenlenen raporda belirlenen hususları kapsar şekilde rapor almak, bahsi geçen ceza dosyası incelenerek eldeki dosyaya etkisinin belirlenerek bu dosyayı 6100 sayılı HMK ‘nın 165. maddesi gereğince bekletici sorun yapmak yada kesinleşmiş olması halinde kesinleşen hususları bu dosya açısından değerlendirmek, alacak saptandığı takdirde temerrütün ne zaman oluştuğunu belirlemek ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde hüküm kurmaktan ibarettir. Eksik incelemeyle ve yetersiz, usulüne uygun alınmayan bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı ile davalı …. yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden davacı ile davalı şirkete geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 14.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. İlgili Maddeler HMK 266 ve deva Madde    ]]>