yapılan sözleşmeyle davanın işyerine ( 40.000 ) kcal/h kapasiteli kat kaloriferi kazanı kurulacağı ve işin tesisatının ve montajının davacı tarafından tamamlanacağı anlaşılmaktadır. Belli ısı vererek bir ısıtma sisteminin montajı satış değil eser sözleşmesi olarak nitelendirilebilir. Bu nedenle mahkemenin ilişkiyi satım akdi olarak kabul edip davayı buna göre çözmesinde isabet bulunmamaktadır

Taraflar arasında 5.12.1990 tarihinde yapılan sözleşmeyle davanın işyerine ( 40.000 ) kcal/h kapasiteli kat kaloriferi kazanı kurulacağı ve işin tesisatının ve montajının davacı tarafından tamamlanacağı anlaşılmaktadır. Belli ısı vererek bir ısıtma sisteminin montajı satış değil eser sözleşmesi olarak nitelendirilebilir. Bu nedenle mahkemenin ilişkiyi satım akdi olarak kabul edip davayı buna göre çözmesinde isabet bulunmamaktadır. Öyle olunca eserdeki gözle görülür ayıpların derhal, gizli ayıpların ise ortaya çıktıkları zaman yükleniciye ihbar olunması gerekmektedir. Bu sistemdeki ayıp yeterli ısının sağlanmaması şeklinde iddia olunduğuna göre bunun sistemin sonradan ortaya çıkan kusuru olarak kabul edilip ayıp ihbarının da 28.2.1991 tarihinde “zamanında” yapıldığı kabul edilmelidir. Kaldı ki sözleşmede sistemin bir yıl garantili olduğu ve yüklenici tarafından tamir olunacağı benimsendiğinden bu garanti müddeti dolmadıkça çıkan arızaların garanti eden tarafından giderilmesi gereklidir. Böylece garanti süresi dolmadan yükleniciye sistemdeki arıza ihbar edilmesine rağmen davacı kayıtsız kalmış ve sistemi muayene edip arıza bulunmadığına dair bir belge elde etmemiştir. Öte yandan mahkemece sistemde arıza bulunduğunu davacının ispat etmesi gerektiği belirtilmiş ise de mahallinde yapılacak bir keşifle sistemin sözleşmede belirtilen ısı kapasitesinde olup olmadığı tespit olunabileceğinden tahkikat da eksik bulunmaktadır.

Bütün bu açıklamaların ışığında mahkemece yapılacak iş, tesisatın bulunduğu mahalde keşif yapılarak ehil bir bilirkişiden rapor alınması ve sistemin kabule icbar edilebilecek nitelikte bulunup bulunmadığı, eserdeki ayıp kabule engel derecede değilse bedelden bir indirim yapılıp yapılamayacağının belirlenmesi ve davacı alacağının buna göre takdirinden ibarettir.

Öte yandan sözleşmeyle kabul edilen faizin başlangıç tarihide sistemdeki arızanın niteliğine ve kabule icbar edilip edilmeyeceğinin tespitine göre değerlendirilerek, sistemde arızanın mevcut olup kabule icbar edilebilecek nitelikte olması halinde bu arızanın giderilebilmesi için geçecek makul süre ödeme için başlayacak süreye eklenerek belirlenmelidir (15. HD. 28.1.1994, 2225/384).