yapılan tüm işlemlerin iptal edilmiş olması, dava konusu olan ihalenin hazırlık aşamasına ilişkin işlemlerin de geçersiz olmasına sebep olacağından, 24.02.2015 tarihinde yapılan ihalenin feshi gerekir.

T.C.
Yargıtay
12. Hukuk Dairesi
E: 2017/5528 K: 2017/11838 K.T.: 03.10.2017
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçiler tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
1- İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının mürafaalı olarak yapılmasına HUMK’un 438. ve İİK’nın 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından şikayetçi …’in bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi:
2- Şikayetçilerin, sair fesih nedenleri yanında, borçlunun açtığı menfi tespit davasının … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/12 E. sayılı dosyasında derdest olduğu, alacaklının gerçekten alacaklı olup olmadığı kesinleşmeden yapılan satış işlemlerinin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla ihalenin feshini talep ettikleri, mahkemece istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
İcra ve İflas Kanunu’nun 72/5. maddesinde; “Dava borçlu lehine hükmü bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir…” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, alacaklı tarafından borçlu aleyhine 16.08.2006 tarihinde genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, 19.03.2007 tarihinde ise borçlu tarafından alacaklı aleyhine, mevcut takip dosyasına ilişkin menfi tespit davası açıldığı, menfi tespit davasının … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 24.12.2009 gün ve 2007/169 Esas-2009/582 Karar sayılı ilamı ile kabul edildiği, menfi tespit davasının kabulüne dair bu kararın, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 15.09.2011 gün ve 2010/17197 Esas-2011/12692 Karar sayılı ilamı ile bozulduğu, bozma üzerine yapılan yargılamada, … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 07.03.2016 tarih ve 2012/12 E.- 2016/67 K. sayılı kararı ile … Topal’ın borçlu olmadığının tespitine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Borçlunun şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurarak, alacaklıya karşı açılan menfi tespit davasının 24.12.2009 tarihinde kabul edildiğini ileri sürerek, İİK’nın 72/5. maddesi uyarınca menfi tespit davasının kabulü kararı ile takibin durması gerektiğinden bahisle 24.12.2009 tarihinden sonra yapılan işlemlerin iptalini istediği, … 15.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 17.10.2014 tarih ve 2014/608 E. – 626 K. sayılı kararı ile, menfi tespit davasının kabulüne dair ilamın Yargıtayın ilgili dairesince bozulmuş olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği, şikayetin reddine dair bu kararın Dairemizin 02.11.2015 tarih ve 2015/21552 E. – 26300 K. sayılı ilamı ile; menfi tespit davasının kabulüne dair ilamın bozulmuş olmasının, takibin, davanın kabul tarihi itibariyle durduğu sonucunu ortadan kaldırmayacağı gerekçesi ile bozulduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda, İcra ve İflas Kanunu’nun 72/5. maddesinde yer alan ve yukarıda belirtilen yasal düzenleme uyarınca, menfi tespit davasının kabul tarihi olan 24/12/2009 tarihi itibariyle, takip derhal durur. Takibin durması, menfi tespit davasının kabulüne ilişkin kararın yasal ve zorunlu sonucudur. Duran bir takibe ilişkin olarak da durma tarihinden sonra işlem yapılamaz. Menfi tespit davasının kabulüne dair ilamın bozulmuş olması da, takibin, davanın kabul tarihi itibariyle durduğu sonucunu ortadan kaldırmaz.
Buna göre, davaya konu edilen ihalenin dayanağı olan esas icra dosyasında 24/12/2009 tarihinden sonra yapılan tüm işlemlerin iptal edilmiş olması, dava konusu olan ihalenin hazırlık aşamasına ilişkin işlemlerin de geçersiz olmasına sebep olacağından, 24.02.2015 tarihinde yapılan ihalenin feshi gerekir.
O halde, mahkemece şikayetin kabulü ile anılan taşınmazla ilgili ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçilerin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK’nın 366. ve HUMK’un 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.