yapılması planlanan yeni otogar inşaatına esas belediye meclis ya da encümen kararı ile terminal ihalesinin iptali istemi

İSTEMİN ÖZETİ:Davacı tarafından, Isparta İli A1 Mahallesi mevkiine yapılması planlanan yeni otogar inşaatına esas belediye meclis ya da encümen kararının iptali istemiyle açılan davada; davanın reddi yolunda Isparta İdare Mahkemesi’nce verilen 05/01/2017 günlü, E:2016/1931, K:2017/47 sayılı kararın, davacı tarafından kentin bugününü ve geleceğini ilgilendiren büyük projelerde halkın katılımının sağlanması gerektiği, terminalin yer seçiminin tüm Ispartayı ilgilendiren bir konu olduğu, STK’lara kurum ve kuruluşlara görüş sorulması ve halkın görüşlerinin alınması gerektiği ileri sürülerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesi uyarınca istinaf başvurusu kapsamında incelenerek kaldırılmasına karar verilmesi istenilmektedir.

 

SAVUNMANIN ÖZETİ: Bahsi geçen alanın otogar alanı olarak ayrılması yaklaşık 20 yıl öncesine dayandığı, yeni yapılan bir planla otogar alanına alınmadığı ileri sürülerek davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesi yolundadır.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Konya Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesi’nce, işin gereği görüşüldü;

 

Davacı tarafından, Isparta İli A1 Mahallesi mevkiine yapılması planlanan yeni otogar inşaatına esas belediye meclis ya da encümen kararı ile terminal ihalesinin iptali istemiyle İdare Mahkemesinin 2016/1664 esas sayılı dosyasında dava açıldığı, Mahkemenin 07/12/2016 tarihli 2016/1664, K:2016/1426 sayılı kararıyla; Isparta İli A1 Mahallesi mevkiine yapılması planlanan yeni otogar inşaatına esas belediye meclis ya da encümen kararı ile terminal ihalesinin iptali istenilmekte ise de iptali istenilen dava konusu işlem dava dilekçesine eklenmediği gibi işlemin tarih ve sayısının da dilekçe de açıkça gösterilmediği görülmüş olup, iptali istenilen işlemin açık bir şekilde tarih ve sayısı da belirtilerek hiçbir tereddüte yer bırakmayacak şekilde ortaya konması gerektiğinden dava dilekçesinin bu haliyle kabulüne imkan bulunmadığı, bunun yanında aralarında maddi ve hukuki yönden bağlılık veya sebep sonuç ilişkisi bulunmayan birden çok işleme karşı tek bir dilekçe ile dava açılamayacağı kuralı karşısında davacının birden çok işleme karşı dava açmak istemesi halinde de bu işlemleri ayrı ayrı dilekçelerle dava konusu yapılması gerektiği gerekçesiyle dava dilekçesinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15. maddesinin 1. fıkrası (d) bendi gereğince 3.maddeye uygun şekilde düzenlenerek yeniden dava açılmak üzere reddine karar verildiği, bunun üzerine davacı tarafından davanın yenilendiği, yenilenen davada, davacı tarafından, Isparta İli A1 Mahallesi mevkiine yapılması planlanan yeni otogar inşaatına esas belediye meclis ya da encümen kararının iptalinin istenildiği, Isparta İdare Mahkemesi’nce verilen 05/01/2017 günlü, E:2016/1931, K:2017/47 sayılı kararıyla, yenilenen dava dilekçesinde aynı yanlışlıkların yapıldığı sonucuna varıldığından 2577 sayılı Yasanın 15/5 maddesi gereği davanın reddine karar verilmiş, bu karara davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

 

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3. maddesinde; idari davaların, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılacağı; dilekçelerde, davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin ve davaya konu olan idari işlemin yazılı bildirim tarihinin gösterileceği; anılan Kanun’un 14. maddesinde, dilekçelerin 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönünden inceleneceği; 15. maddesinde ise, anılan maddelere uygun olmayan dilekçelerin otuz gün içinde 3. ve 5. maddelere uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak üzere reddedileceği, dilekçenin reddedilmesi üzerine, yeniden verilen dilekçelerde aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceği kurala bağlanmıştır.

 

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü” başlıklı 11. maddesinde; Anayasa hükümlerinin, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğu belirtilmiş, “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesinde ise: “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” kuralına yer verilmiştir.

 

Öte yandan; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinin birinci fıkrasında: “Herkes, davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir.” kuralı yer almıştır.

 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 36533/04 başvuru numaralı ve 14.10.2008 tarihli Mesutoğlu-Türkiye kararında özetle; mahkemeye erişim hakkının mutlak olmadığını, bazı sınırlamalara tabi olabildiğini, bununla birlikte getirilen kısıtlamaların, hakkın özünü ortadan kaldıracak ölçüde, kişinin mahkemeye erişimini engellememesi gerektiğini, mahkemeye erişim hakkına getirilen bu tür sınırlamaların ancak meşru bir amaç güdüldüğü takdirde ve hedeflenen amaç ile başvurulan araçlar arasında makul bir orantı olması hâlinde Sözleşmenin 6. maddesinin birinci fıkrası ile bağdaşabileceğini, bu ilkelerden, dava açma hakkının doğal olarak yasayla belirlenen şartları mevcut olmakla birlikte, mahkemelerin yargılama usullerini uygularken bir yandan davanın hakkaniyetine halel getirecek kadar abartılı şekilcilikten, öte yandan, kanunla öngörülmüş olan usul şartlarının ortadan kalkmasına neden olacak kadar aşırı bir gevşeklikten kaçınmaları gerektiği belirtilmiştir.

 

Usule ilişkin olarak ortaya çıkan uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için 2577 sayılı Kanun’un 15. maddesinde yer verilen “aynı yanlışlık” ifadesinin tanımlanması gerekmektedir. Buna göre, dilekçenin reddedilmesi üzerine verilen yenileme dilekçesinde, yanlışlıklardan bir kısmının düzeltilmesi hâlinde artık aynı yanlışlığın varlığından söz edilemez.

 

Bu durumda, 31.08.2016 tarihli yenilenen dava dilekçesi ile, davacı tarafından terminal ihalesinin iptali istemine yer verilmediğinden, Mahkeme’nin 07/12/2016 tarihli 2016/1664, K:2016/1426 sayılı dilekçe ret kararında belirtilen aynı yanlışlıkların yapıldığından söz edilemeyeceği, bu nedenle dava dilekçesinin tekrar reddine karar verilmesi gerekirken davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında usul hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.

 

Öte yandan; Dairemizin ara kararıyla davalı idareden Isparta ilinde yeni otogar inşaatına esas belediye meclis ve encümen kararlarının istenildiği, verilen cevap dilekçesinde, 09.12.2014 tarh ve 1242 sayılı encümen kararıyla otogar alanında kalan parsellerin istimlakine karar verildiği, 08.04.2016 tarih ve 94 sayılı meclis kararı ile de, 1/1000 ve 1/5000 ölçekli imar planlarında değişiklik yapıldığı görülmektedir.

 

Açıklanan nedenlerle, istinaf başvurusunun kabulüne, Isparta İdare Mahkemesi’nce verilen 05/01/2017 günlü, E:2016/1931, K:2017/47 sayılı kararın kaldırılmasına, kaldırma kararı doğrultusunda yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye iadesine, mahkemece verilecek kararla birlikte istinaf yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 2577 sayılı Kanun’un 6545 sayılı Kanunla değişik 45. maddesinin 5. fıkrası gereğince kesin olarak 06/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.