Yapım ihalesine ilişkin sözleşme kapsamında davacı tarafından davalıdan süre uzatım talebinde bulunulduğu söz konusu süre uzatım talebinin davalı tarafından reddedildiği hususlarında taraflar arasında uyuşmazlığın bulunmadığı taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının söz konusu süre uzatım talebinin reddine ilişkin kararın iptalini isteyip isteyemeyeceği isteyebilecek ise red kararının haklı olup olmadığı noktasında toplandığı mevcut olayımızda her iki tarafında Özel Hukuk Tüzel kişisi olduğu Özel Hukuk Tüzel kişileri arasında sözleşme hürriyetinin bulunduğu bu hürriyet kapsamında taraflar karşılıklı olarak kanununun emredici hükümlerine aykırı olmamak şartı ile sözleşme imzalayabilecekleri feshedebilecekleri karşılıklı yazışma yapabilecekleri birbirinin taleplerini kabul ya da reddedeceklerinin aşikar olduğu davacı tarafından talep edilen süre uzatım talebinin davalı tarafından reddedildiği bu durumun tamamen sözleşme hürriyeti kapsamında kaldığı bundan dolayı red kararının davacı tarafından iptalinin istenemeyeceği

T.C. … 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.

1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/707 Esas
KARAR NO : 2021/274

DAVA : Kurum İşleminin İptali
DAVA TARİHİ : 07/11/2019
KARAR TARİHİ : 20/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Kurum İşleminin İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan 07/11/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; şirketlerinin davalı kurumca ihale edilen 154 kV Akköprü-Dalaman E.l.H. yapımı işinin yüklenicisi olup işin yapımı ile ilgili olarak şirketleri ile davalı kurum arasında H.253 referanslı sözleşme imzalandığını, kendilerince imzalanan sözleşmede işin bitim tarihi olarak 24/05/2008 tarihi olarak bildirilmiş ise de hattın yapılacağı alan içerisinde ormanlık alanların bulunması ve bu ormanlık alanlar ile ilgili Orman Genel Müdürlüğü tarafından müsaade verilmesinin gerekli bulunduğunu, ancak bu hususların yerine getirilmesinden belirlenen süre dahilinde yerine getirilmesinin imkansız hale geldiğini, bu kapsamda verilen iş süresinin uzatılması için kendilerince işin denetim makamı olan … 3.İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğüne başvuruda bulunulduğunu ve tarafılarınca yapılan başvuru işin her merhalesine hakim olan … 3.İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğü tarafından uygun bulunduğunu, davalı kurumun kendilerinin süre uzatım talebini reddi yasal olmayıp iptali gerektiğini, … 3.İletim Tesis müdürlüğünün ekli yazısında da belirtildiği üzere davalı kurum tarafından ormanlık alanlarda gerekli müsaadelerin alınamaması nedeni ile dava konusu işin belirtilen tarihte bitirilemediğini, dolayısıyla iş takviminin değişmesi hususunda şirketlerinin bir kusuru veya ihmali bulunmadığını, bu sepele davalı kurum tarafından süre uzatım talebinin reddi kararının yerinde olmadığını, yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, fazlaya ilişkin zarar talep hakklarının saklı tutulması kaydıyla; davalı şirketin 19/08/2011 tarih ve 3696 sayılı süre uzatım taleplerinin reddi kararının iptali, yargılama giderlerinin davalılara tahmiline, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından “ihale konusu işi süresinde bitiremediğinden yaptığı süre uzatım talebinin reddine ilişkin 19.08.2011 tarih ve 3696 sayılı işlemin iptali” istemiyle Ankara …İdare Mahkemesinin …. E. sayılı dosyası ile açılan ve akabinde Mahkemece verilen kararın temyiz incelemesinde Danıştay’ın verdiği bozma ilamı üzerine yeniden yapılan yargılamada bu defa “davanın görev yönünden reddine karar verilmesi üzerine, mahkeme huzurunda açılan dava, haksız, yersiz ve hukuka aykırı olup, reddine karar verilmesini talep ettiği, mahkeme huzurundaki davanın Danıştay tarafından verilen “görev yönünden red” kararı üzerine adli yargıda açıldığını, dava konusu edilen süre uzatımının verilmemesi durumu ise, sözleşmenin uygulanması ile alakalı olduğunu, teşekkülleri ile davacı şirket arasında akdedilen enejji iletim hattı tesisi işine ilişkin söz konusu söyleşmeye dair uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunduğunun açık olduğunu, uyuşmazlığın çözümünün asliye ticaret mahkemelerinin görevi içerisinde yer aldığını, Türk Ticaret Kanununun “Ticari davaların görüleceği mahkemeler” başlıklı 5.maddesinde; “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.” denildiğini, buna göre dava konusu işlemle ilgili olarak Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğundan, mahkemece açılan davanın görev yönünden reddi gerektiğini, yukarıda belirtilen nedenlerle, davacının dava dilekçesinde aleyhlerine olarak ileri sürülen tüm hususlara itiraz ettiklerini belirterek, haksız ve yasal dayanaktan yoksun bu davanın reddini savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, davacı ile davalı arasında “16 km uzunluğundaki 154 kV’lık …. E.İ. Hattının tesisi işi” ihalesine ilişkin sözleşmenin bulunduğu, söz konusu sözleşme kapsamında davacı tarafından davalıdan süre uzatım talebinde bulunulduğu, söz konusu süre uzatım talebinin davalı tarafından 19/08/2011 tarih ve 3696 Sayılı yazısı ile reddedildiği hususlarında taraflar arasında uyuşmazlığın bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının söz konusu süre uzatım talebinin reddine ilişkin kararın iptalini isteyip isteyemeyeceği, isteyebilecek ise red kararının haklı olup olmadığı noktasında toplandığı, mevcut olayımızda her iki tarafında Özel Hukuk Tüzel kişisi olduğu, Özel Hukuk Tüzel kişileri arasında sözleşme hürriyetinin bulunduğu, bu hürriyet kapsamında taraflar karşılıklı olarak kanununun emredici hükümlerine aykırı olmamak şartı ile sözleşme imzalayabilecekleri, feshedebilecekleri, karşılıklı yazışma yapabilecekleri, birbirinin taleplerini kabul ya da reddedeceklerinin aşikar olduğu, mevcut olayımızda da davacı tarafından talep edilen süre uzatım talebinin davalı tarafından reddedildiği, bu durumun tamamen sözleşme hürriyeti kapsamında kaldığı, bundan dolayı red kararının davacı tarafından iptalinin istenemeyeceği, şayet davacının red kararının usulsüz olduğuna yönelik bir kanaati var ise bundan dolayı davalıdan tazminat isteyebileceği anlaşılmış olup tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacının davasının iptali istenen işlerin sözleşme hürriyeti kapsamında kalması ve davacı tarafından iptalinin istenemeyecek olması nedeni ile davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 59,30-TL olduğundan peşin olarak alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davalı duruşmada kendisin bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısım var ise karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğiden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/04/2021

Katip …

Hakim …