Yapım sözleşmeleri sonrası İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetiminde Karşılaşılan Sorunlar

İnşaat projelerinde ağır ve tehlikeli işler yoğundur. Proje çalışanları proje yapım süresince birçok tehlike ile karşı karşıyadır. İş sağlığı ve güvenliği kurallarına kısa bir süre dahi uyulmaması hem can hem de mal kaybına neden olabilmektedir . Uluslararası Çalışma Örgütü  tarafından sunulan verilere göre inşaat işçileri diğer sektörlerde çalışan işçilere göre yaklaşık 3-4 kat daha yüksek kazaya uğrama riski taşımaktadır .

Şantiyeler sadece uygulamaya yönelik risklerden değil, doğa ve iklim şartlarından da doğrudan etkilenmektedir. Deprem, çığ, heyelan, fırtınalar, yıldırım ve sel gibi doğal afetlerin yanında çevre kirliliği de iş sağlığı ve güvenliğini etkileyen çevre olaylarıdır. Doğal afetler yapılan üretimin yok olmasına, malzeme ve ekipman kaybına ve daha da kötüsü çalışanların ölümlerine neden olabilir. Doğal afetlerin maddi kayıpları, yapım sürecinin başlangıcından bitimine kadar geçen süre içinde, inşaat faaliyetlerine özgü ani ve beklenmedik sebepleri karşılamak için yapılan “İnşaat Bütün Riskler Sigortası” kullanılarak azaltılabilmektedir. “İnşaat Bütün Riskler Sigortası” inşaat alanındaki işin özelliklerine göre deprem, sel, toprak kayması, fırtına, yangın, hırsızlık vb. tehlikeler için yapılan sigortaya verilen addır . Ancak proje yeri ile ilgili detaylı fizibilite çalışmaları yapılarak oluşabilecek doğal afetlere karşı önlem alınması ya da proje yerinin değiştirilmesi de önemlidir

Uluslararası yapı ortaklıklarında tarafların iş sağlığı ve güvenliği konularına farklı yaklaşımları önemli sorunlara sebep olabilmektedir. Yüklenici firmalar tarafından gerekli önlemlerin alınmaması ve yasal gerekliliklere uyulmaması, sektörde görülen yüksek orandaki iş kazalarının en önemli sebebidir.