davalıya eser sözleşmesi ilişkisi nedeniyle ileri keşide tarihli olarak düzenlenip avans olarak verildiği,  HMK'nın * maddeleri gereğince davacı lehine delil teşkil eden ticari defter ve kayıtlarına göre davalının keşide ettiği ve davacı defterlerine kayıtlı faturalar karşılığı toplam *TL'lik imalât yapmış olmasına karşın davacının davalıya havale ve dava konusu olan da dahil olmak üzere çekle toplam*TL ödeme yapmış olduğu, *TL'lik fazla ödemesi olduğu ve verdiği çekin bedelsiz kaldığı anlaşıldığı, dava konusu çekin * tarihinde dava dışı yetkili hamili tarafından tahsil edilmiş olması sebebiyle dava kendiliğinden istirdada dönüştüğünden, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

Dava ve ıslah dilekçelerine göre dava değeri * TL olup, mahkemece bu miktarın * TL'si kabul, kalanı ise red edilmiştir. Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre hesaplama yapıldığında reddedilen kısım üzerinden davalı yararına verilecek vekâlet ücreti 3*1.324,00 TL olmaktadır. Mahkemece bu miktar yerine hesaplamada hata yapılarak daha aza hükmedilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu yönden bozulması gerekirse de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç göstermediğinden HMK'nın geçiçi üçüncü maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken mülga HUMK'nın * maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur
Devamı...

bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak, BK'nın 325. maddesi uyarınca kâr kaybı alacağı hesaplandıktan sonra, işin yapılmaması nedeniyle tasarruf edilen giderler ile boşta kalınan süre içinde davacının başka bir iş yaparak kazandığı veya kazanmaktan bilerek kaçındığı yararlar hesaplanıp kâr kaybı alacağından mahsup etmek, bu yöntemle bulunan kâr kaybı alacağını hüküm altına almaktan ibaret olmalıdır
Devamı...

mahkemece davacıya noksan delil ikame avansını yatırmak üzere sonuçları da gösterilerek kesin süre verilmeli, yatırılmaması halnde HMK *uyarınca talep edilen delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılacağı ihtar edilmeli, eksik avansın yatırılması halinde dosya kapsamına göre davacının itirazlarını da karşılayacak şekilde hükme esas raporu düzenleyen bilirkişilerden denetime elverişi ek rapor alınıp değerlendirilerek dava sonuçlandırılmalıdır. Keza değerlendirme yapılırken hükme esas alınan asıl bilirkişi raporunda davalının ödemesinin * TL olarak hesaplandığı ve davacının rapordaki bu ödeme miktarına * tarihli dilekçesi ile rapora göre karar verilmesini isteyerek itiraz etmediği gözetilmeli ve bu nedenle davacıya yapılan ödeme miktarı *TL olarak kabul edilmelidir. Eksik avansın yatırılmaması halinde ise davacının talep edilen delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılacağı gözetilerek dava sonuçlandırılmalıdır. Eksik inceleme ile hükme varılması doğru olmamıştır
Devamı...

Yanlar arasındaki taşeron hizmet sözleşmesinin 7. maddesinde “Sözleşmenin süresi yürürlük tarihinden itibaren 1 yıldır. Taraflar sözleşme bitim tarihinden 30 gün önce bildirimde bulunmadığı takdirde sözleşmenin süresi kendiliğinden 1 yıl daha uzamış sayılacaktır. İşveren, sözleşme sona ermeden ve 1 ay önce bildirimde bulunmak sureti ile işbu sözleşmeyi her zaman tek taraflı feshetme hakkına sahiptir” düzenlemesine yer verilmiştir. Sözleşmenin süresi * kadar uzadığından ve davalı * tarihinde fesih bildiriminde bulunduğundan bilirkişi raporu ile bağlı kalınarak * gün için kâr kaybına hükmedilmiş ise de sözleşmenin 7. maddesi ile süre sona ermeden 1 ay önce bildirimde bulunmak koşulu ile davacıya her zaman tek taraflı fesih hakkı tanındığından, kâr kaybına 1 aylık süre için hükmedilmesi gerekirken *günlük süre karşılığı * TL'nin hüküm altına alınması doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

mahkemece hesaplanan fatura bedelleri toplamı *TL'den kabul edilen *TL ödeme düşüldükten sonra kalan *TL asıl alacak üzerinden itirazın kısmen iptâline, takipten önce temerrüt ihtarı olmadığı gibi kesin vade de bulunmadığından işlemiş faiz talebinin ve koşulları oluşmadığından icra inkâr tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile davanın aynen kabulü ve davalının icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulması doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür
Devamı...

Tarafların beyanları ve sözleşme metnine göre sözleşme bedeli * TL olarak kararlaştırılmıştır. Bu haliyle sözleşmedeki bedel, sözleşme tarihi itibarıyla uygulanması gereken *. maddesinde tanımlanan götürü bedeldir. Dosya kapsamına göre iş bedelinin tamamının ödenmediği, davacı tarafından sadece * TL'nin ödendiği anlaşılmaktadır. Götürü bedelli işlerde, yüklenicinin hakettiği iş bedelinin saptanması ya da iş sahibinin ödemesinin fazla olup olmadığının belirlenmesi için gerçekleştirilen imalâtın eksik ve kusurlar da dikkate alınarak tüm işe oranının tespiti, bulunacak bu oranın toplam iş bedeline uygulanarak hakedilen bedelin saptanması ve bulunacak bu rakamdan kanıtlanan ödemeler düşülerek hesaplanması gerekmektedir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, iş bedelinin ödenmeyen kısmının * TL olduğu, eksik ve kusurlu işlerin giderim bedelinin ise * TL olduğu, davacı işverenin davalı yükleniciye * TL daha ödemesi gerektiği, böylece davacının herhangi bir alacağının bulunmadığı görüşü bildirilmiştir. Bilirkişi raporundaki bu hesaplamalar az yukarıda açıklanan ilkeye uygun olmadığından yapılacak iş, bilirkişiden alınacak ek rapor ile sözleşme kapsamındaki imalâtlarla ilgili olarak yukarıda açıklanan şekilde oranlama yapılarak davacının fazla ödemesinin bulunup bulunmadığının saptanması ve sonucuna göre hükme varılmasından ibarettir. Açıklanan bu gerekçe ile kararın bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Taşeronun sözleşme konusu eseri sözleşme ile eklerine ve ondan beklenen amaca uygun olarak tamamlayıp teslim ettiğini, bedele hak kazandığını, yüklenicinin ise bu işler için kararlaştırılan bedeli ödediğini kanıtlaması gerekir. Anılan Yasa’nın 364. maddesi gereğince, eserin tamamlanıp teslim edilmesiyle iş bedeli muaccel olur. Aksi kanıtlanmadıkça sözleşmeye konu imalâtların yükümlenen tarafından gerçekleştirildiği kural olarak kabul edilmektedir. Somut olayda davacı davalının işleri eksik bıraktığını, ayrıca asıl iş sahibine gecikme cezası ödediğini iddia etmiştir. İşin eksik bırakıldığını ve asıl iş sahibine ceza ödendiğini ispat yükü davacıdadır. Mahkemece bu hususlarda herhangi bir araştırma yapılmayıp, davacının dilekçesinde bildirdiği talep kalemleri aynen kabul edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır
Devamı...

mahkemece yapılacak iş, maddi gerçeğin ortaya çıkması için HMK'nın * maddesi uyarınca konusunda uzman bir bilirkişi marifetiyle yerinde keşif yapılarak, yukarıda açıklanan esaslar dairesinde * tarihli proforma faturanın ilk 30 sırasında sayılan işlerin yapıldığı * yılı itibarıyla mahalli serbest piyasa fiyatlarına göre bedeli hesap ettirilmeli, belirlenen bu iş bedelinden davalı tarafından ödendiği ispatlanan * TL mahsup edilerek davacının kalan alacağı saptanmalıdır. Bu yönteme uygun düzenlenmeyen bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru olmamış, eksik incelemeye dayalı mahkeme kararının bozulması gerekmiştir
Devamı...

Mahkemece dava dışı şirket tarafından davalı şirketin müdürünün şahsi hesabına dekont üzerinde C/H açıklamasını taşıyan havaleler ile gönderilen toplam * TL ödemenin davalı şirketin hesabına yapılmadığı, bu haliyle dava dışı 3. kişi tarafından banka havalesi yoluyla yapılan ödemenin dava dışı şirketin, davalı şirketin müdürü Düzgün Geçmez'e mevcut bir borcunun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda karine bulunduğu, bu yasal karinenin aksini ileri süren davacının iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu, davada davalının açıkça yemin deliline de dayanmadığı böylece ödemenin davalı alacağından indirilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı vekili dava dilekçesine ekli delil listesinin 11. maddesinde açıkça yemin deliline dayandığından mahkemece davacının ispat edemediği iddialarıyla ilgili davalıya, usulüne uygun yemin yaptırılarak sonucuna göre bir karar vermesi gerekirken (6100 sayılı HMK'nın 225 vd. maddeleri), yemin deliline dayanılmadığı gerekçesiyle davacı delilleri toplanmadan davanın kanıtlanamadığından reddine karar verilmesi doğru olmamış, davacı temyiz itirazları bu nedenle haklı görüldüğünden kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir
Devamı...

taraflar arasında kesin hakediş düzenlenmiş, bundan sonra davacı tarafından davalıya 2 ayrı makbuz başlıklı belge verilmiştir. Bu belgelerde davacının hakedişlerden alacağı kalmadığı belirtilmiştir. Mahkemece bu ibranamelerin hakedişlere giren alacaklar için düzenlendiği, bu davada hakedişlere girmeyen eksik hesaplanan alacaklar için talepte bulunulduğu, kesin hakedişin itirazi kayıtla imzalandığından davanın saklı tutulan alacak ile ilgili olduğu gerekçesi ile dava kabul edilmiştir. Ancak yanlar arasındaki sözleşmede asıl iş sahibi ile davalı arasında yapılan sözleşme ek olarak kabul edildiğinden ve bu sözleşmede de BİGŞ ek olduğundan hakedişe itirazın da yukarıda açıklanan şekilde yapılması gerekir. Davacı ise kesin hakedişe belirtilen şekilde itirazda bulunmamıştır. Bu durumda davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru olmamış bozulması gerekmiştir
Devamı...

birim fiyatın KDV dahil * TL/metre olduğu belirtilmiştir. Yanlar arasındaki uyuşmazlık işin ne kadarlık kısmının davalı tarafından gerçekleştirildiği ve davalının sözleşme birim fiyatlarıyla ne miktar iş bedeline hak kazandığı, hakedilen iş bedeli ile kanıtlanan ödemeler karşılaştırıldığında davacının dava konusu çekten dolayı davalıya borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece davalının ne miktar alacağa hak kazandığı ve davacı tarafından davalıya ne miktar ödeme yapıldığı konularında bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan dava konusu çekin teminat çeki olduğunun kanıtlamadığı gerekçesiyle davanın reddi cihetine gidilmiştir. Oysa uyuşmazlığın çözümü için mahallinde keşif yapılarak ve dosyada mevcut beyan dilekçeleri ile diğer tüm delillerden de yararlanılarak davalı taşeronun gerçekleştirdiği işlerin ve hakettiği iş bedelinin teknik bilirkişi raporuyla belirlenmesi, davacı tarafından yapılan ödeme tutarı da belirlendikten sonra karşılaştırma yapılarak davacının dava konusu çekten dolayı borçlu olup olmadığının açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre karar verilmesi zorunludur. Mahkemece değinilen şekilde bir araştırma ve inceleme yapılmadan eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeyle yazılı şekilde davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir
Devamı...

davacı taşeron davalı yüklenici şirketin * bulunan bir projesinde alçıpan/sıva işlerinin yapılması işini üstlenmiş, anılan iş davalı yüklenici şirketin ticari işletmesiyle ilgili bulunmakta ve davalı şirket yönünden ticari iş niteliği arzetmektedir. Yerel mahkemece somut olayda davacının tacir olmadığı gibi tacir olduğunu da ispat edemedeği, uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle açılan davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu kanaati ile görevsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. Davalı şirket yönünden davanın ticari dava niteliğinde bulunduğu kuşkusuz olmakla birlikte, davacı gerçek kişinin tacir olup olmadığı ve işin davacının ticari işletmesi ile ilgisinin bulunup bulunmadığı, dolayısıyla davacı açısından da davanın ticari dava niteliğinde bulunup bulunmadığı yeterince araştırılmamıştır
Devamı...

Taşeronun edimini ifa ettiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık iş bedelinin ne kadar olacağı noktasında toplanmakta olup, yüklenici ile arsa sahipleri arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmenin feshine dair * Mahkeme kararının * tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Davacı taşeron, bu durumda * tarihli sözleşme uyarınca iş bedeli karşılığı olarak kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine dair kararın kesinleştiği tarih olan * tarihi itibariyle dava konusu kaba inşaat bedelini iş bedeli olarak talep edebilecektir
Devamı...

alt yüklenicinin Takibe konu faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu bilirkişi incelemesiyle sabit olmuştur. Bu durumda alacak tutarının davalı tarafından bilinebilir (likid) olduğu anlaşıldığına göre davalı borçlunun İİK’nın 67/2. maddesince itirazında haksız olduğu kabul edilmeli, davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmelidir. Davacının tazminat isteminin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır
Devamı...

Davacı sözleşmede kararlaştırılan işleri eksiksiz ve kusursuz olarak tamamlayarak teslim ettiğini, davalı da işin eksik ve kusurlu yapıldığını ileri sürmektedir. Sözleşmeye göre davacı yüklenici projeyi yapacağı gibi işlerin yapımıyla ilgili diğer taşeronların yaptığı işleri de iş sahibi adına takip ve kontrol edecektir. Buna göre davacı yüklenicinin isteyebileceği iş bedelinin, sözleşme gereği davacının yapım aşamasında takibini taahhüt ettiği işlerin imalât bedelleri tespit edilerek bunun %15'i olarak hesaplanması gerekir
Devamı...

Mahkemece yapılması gereken iş; davacının delil olarak dayandığı * tarihli sözü edilen belge ile davalı şirket ortağı olduğu anlaşılan D.. G..tarafından düzenlenen bonolarla ilgili olarak davalı şirket yetkilisi 6100 sayılı HMK'nın 169 ve devamı maddeleri gereğince isticvap edilmeli, imzayı inkâr etmeleri halinde belge asılları ibraz ettirilmeli ve gerektiğinde imza incelemesi yaptırılmalı, imzaların aidiyeti subuta erdiğinde bu belgelerde imzaları bulunanların 818 sayılı mülga BK 32 ve devamı maddeleri gereğince davalı şirketi temsil edip etmedikleri de araştırıldıktan sonra davacı tarafın yemin deliline dayandığı da dikkate alınarak sonucuna uygun bir karar verilmelidir
Devamı...

raporu düzenleyen bilirkişi kurulundan alınacak ek raporla aylık * TL için * ayı sonundan itibaren sözleşmeye göre işlemiş faiz hesabı yaptırılması gerekirken, ek sözleşme hükmü gözden kaçırılarak cari hesap ekstresinin düzenlendiği *tarihinden itibaren işlemiş faiz hesabı yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek birleşen davada yazılı miktara hükmedilmesi doğru olmamıştır
Devamı...

ve davacı tarafından hakedişe uygun olarak fatura tanzim edildiği ve faturaların ticari defterlere işlenmesi nedeniyle adı geçen kişinin şirketi temsile yetkili ve yapılan hakedişin kabul edilmesinin gerekeceği yönünde mahkemede görüş hasıl olması halinde davacının alacağının bulunmadığı düşüncesini belirtmiş olup yukarıda açıklanan gerekçeler ve bilirkişilerin bu düşüncesine göre davacı taşeronun bu işle ilgili alacağı kalmadığından bu davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır
Devamı...

düzenlenen hakediş bedellerinin yapılan ödemeler ve temliklerle ödendiği * tarihli *TL bedelli davacı adına* ödenen temlik ve * tarih * TL tutarındaki davacı adına* İzolasyon Şirketi'ne ödenen temliklerin her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu'' tespit edilmiştir. Mahkemece hakediş bedellerinin tamamının ödendiğine ilişkin yüklenici savunması araştırılıp gerekli inceleme ve değerlendirme yapılarak asıl ve karşı davanın sonuçlandırılması gerekirken * tarihli ek bilirkişi raporuna rağmen bu husus gözden kaçırılarak birleşen*Esas sayılı davada yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru görülmemiştir
Devamı...

mahkemece yapılacak iş; davalının imâl ve teslim ettiği direklerin ağırlıklarının * birim fiyat ve analizlerindeki ağırlıkların altında kaldığı ve teknik şartname hükümlerine uygun olmadığı gerekçesiyle 18 nolu kesin hakedişte dava dışı iş sahibince davacı yüklenicinin alacağından yapılan kesintiden * tarihli protokol hükümleri uyarınca davalının sorumlu olduğunu kabul ederek, davalının sorumlu olduğu kesinti miktarının bilirkişi kurulundan alınacak ek raporla belirlemek ve sonucuna uygun hüküm kurmaktan ibarettir.
Devamı...

Mahkemece, davacılar vekilinin ıslah talebi bu madde hükmüne dayanılarak kötüniyetli ıslah olarak kabul edilip ıslah dikkate alınmadan karar verilmiş ise de; davacıların menfi tespit talebinin içinde davalıya verilen çeklerin teminat olarak verildiği iddiasının yanında çek bedellerine hak kazanılmadığı iddiası da bulunmakta olup bu durumda ıslahın HMK'nın * maddesinde belirtildiği şekilde kötüniyetli ve davayı uzatma amaçlı yapıldığından sözedilemez. Bu durumda mahkemece 6100 sayılı HMK'nın * maddesi gereğince “ıslah sebebiyle geçersiz hale gelen işlemler için yapılan yargılama giderleri ile karşı tarafın uğradığı ve uğrayabileceği zararlarını karşılamak üzere” taktir edilecek teminatın da ıslah eden davacılara yatırtılması suretiyle ıslah talebi doğrultusunda, gerekirse konusunda uzman teknik bilirkişiler marifetiyle mahallinde keşif yapılarak davalı tarafından gerçekleştirilen imalâtlar ve davalıya yapılan ödemeler tespit edilerek işin tasfiye kesin hesabının çıkartılması, bu konuda bilirkişilerden Yargıtay denetimine elverişli ve gerekçeli rapor alınması ve oluşacak sonuç çerçevesinde davanın sonuçlandırılması gerekir
Devamı...

Davanın, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra * tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK'nın "Tarafta iradi değişiklik" başlıklı *maddesinde; maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir düzenlemesine yer verilmiştir. Dosyada mevcut ve dava dilekçesine ekli * tarihli hakediş belgelerinin….. adına düzenlendiği, davalı şirket vekili tarafından sunulan vekaletnameden de her iki şirketin temsilcisinin de aynı şahıs olduğu, davacı tarafından ıslah dilekçesine eklenen belgelerden, her iki şirketin adresinin ve telefon numaralarının aynı olduğu anlaşılmaktadır. Şu durumda davacının … yerine davalı olarak …..'yi davalı olarak göstermesinin maddi ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında, davacının * havale tarihli, husumetin …'ye yöneltilmesine dair dilekçesi kabul edilip, adı geçen bu şirkete dava dilekçesinin tebliğinin sağlanması suretiyle taraf teşkili tamamlanarak işin esası incelenmeden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, açıklanan nedenle kararın bozulması gerekmiştir
Devamı...

HMK'nın "Tarafta iradi değişiklik" .maddesinde; maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir düzenlemesine yer verilmiştir. Dosyada mevcut ve dava dilekçesine ekli * tarihli hakediş belgelerinin….. adına düzenlendiği, davalı şirket vekili tarafından sunulan vekaletnameden de her iki şirketin temsilcisinin de aynı şahıs olduğu, davacı tarafından ıslah dilekçesine eklenen belgelerden, her iki şirketin adresinin ve telefon numaralarının aynı olduğu anlaşılmaktadır. Şu durumda davacının … yerine davalı olarak …..'yi davalı olarak göstermesinin maddi ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında, davacının *havale tarihli, husumetin …'ye yöneltilmesine dair dilekçesi kabul edilip, adı geçen bu şirkete dava dilekçesinin tebliğinin sağlanması suretiyle taraf teşkili tamamlanarak işin esası incelenmeden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, açıklanan nedenle kararın bozulması gerekmiştir
Devamı...

Yanlar arasında yazılı olarak düzenlenmiş bir eser sözleşmesi bulunmamakta ise de, sözleşme ilişkisinin varlığı her iki tarafın kabulünde olup çekişmeli değildir. Genel olarak uyuşmazlık, dava dışı iş sahibince davalı yüklenicinin kesin hakedişinden yapılan kesintiden davalı taşeronun sorumlu olup olmadığı, kesilen miktarı davacının davalıdan rücuan talep edip edemeyeceği noktalarında toplanmaktadır
Devamı...

dava tarihinden sonra davacı nam ve hesabına üçüncü kişilere * tarihli * dekontu ile * TL ödeme yapıldığını belirterek bu ödemenin dava konusu alacaktan mahsup edilmesini istemiştir. Dairemizin *günlü * Karar sayılı ilâmında davalının takas/mahsup itirazının değerlendirilerek sözü edilen ödemenin davacının imalât bedeli alacağından mahsubu gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak anılan ödeme davacının imalât bedeli alacağından mahsup edilmiştir. Ancak, davalının talebine ve bozma ilâmı içeriğine göre mahsup işleminin dava konusu fatura bedeli* TL üzerinden yapılması gerekirken, bilirkişilerce * TL olarak hesaplanan kesin hakediş alacağından yapılması, alacağın dava konusu olmayan kısmının mahsupta dikkate alınarak fazlaya hükmedilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece yapılacak iş; dava tarihinden sonra yapılan *TL ödemenin dava konusu * TL imalât bedelinden mahsup edilerek kalan *TL'ye hüküm vermek olmalıdır. Açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir
Devamı...

Bozma kararı gerekçesinde sözleşmede aksi kararlaştırılmadığından davacı yüklenicinin eksik işler bedeli ile gecikmeden dolayı dava dışı iş sahibine ödediği gecikme tazminatını davalı taşerondan istemek sureti ile seçimlik hakkını akdin ifası yönünde kullandığından mahkemece dava edilen*TL’lik cezai şartla ilgili isteminin reddine, eksik iş bedeli olarak saptanan *TL ile davacının dava dışı iş sahibine ödediği gecikme cezasından davalı taşeronun işi yarım bırakması, teslimdeki gecikmesi ve davalının kusuru nedeniyle ödemek zorunda kaldığı kısmının dava dışı iş sahibinden dava konusu işle ilgili belgeler getirtilip ve bu konudaki kanıtlar ibraz ettirildikten sonra uzman bilirkişiden alınacak rapor ile hesaplattırılıp hüküm altına alınması gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu davanın aynen kabulüne karar verilmiş olmasının yerinde olmadığı ifade edilmiştir
Devamı...

Mahkemece hükme esas alınan* tarihli asıl ve * tarihli ek bilirkişi raporunda, davacı ve karşı davalı taşeronun sözleşme kapsamında ve sözleşme dışı gerçekleştirdiği imalâtın tutarı eksik ve kusurlu işler bedeli düşüldükten sonra *TL olarak belirlenmiş olup, bu miktara KDV dahil değildir. Bilirkişi kurulu tarafından belirlenen imalât bedeline %18 KDV eklendiğinde taşeronun gerçekleştirdiği imalât tutarının *TL olduğu görülmektedir. Davalı ve karşı davacı yüklenici tarafından taşerona yapıldığı kanıtlanan ödeme tutarı *TL'ye davalı ve karşı davacı yüklenici tarafından taşerona teslim edilen kablo bedeli * TL eklendiğinde taşerona yapılan ödeme tutarının * TL olduğunun kabulü gerekir. Bu miktardan, davacı ve karşı davalı taşeronun hakettiği imalât bedeli ** TL düşüldüğünde davacı taşerona yapılan fazla ödeme tutarının *TL olduğu anlaşılmaktadır
Devamı...

Davacı taşeron, davalı … ile taşeronluk sözleşmesi imzaladığını, yapılan işin davalı şirket yararına iş olduğunu ileri sürerek alacak talebinde bulunmuştur. Davalı şirket vekili ise cevabında, davacı ile herhangi bir akdi ilişkileri olmadığını belirterek akdi ilişkiyi inkâr etmesi
Devamı...

Davacı taşeron ile davalı yüklenici arasında düzenlenen * tarihli sözleşme ile davacı, davalının üstlendiği içme suyu depolarının sıva, seramik, şap onarım işlerini birim fiyat ile yapmıştır. Taraflar arasında düzenlenmiş *tarihli “hesap dökümü ile bakiyesi” başlıklı belgeye göre; toplam bedeli * TL olan iş için *TL avans verildiği, kalan * TL'nin de hakediş alındığında ödeneceği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır
Devamı...

iş sahibinin bu haklardan hangisini kullanmasının mümkün olduğunun takdiri için ayıplı olduğu ifade edilen tüm imalâtlar üzerinde uzman bilirkişi ya da bilirkişiler aracılığıyla inceleme yapılması zorunludur. Eserin tesliminden sonra ayıplı imalat savunması, bu iddiayı ileri süren tarafından kanıtlanmalıdır. Somut olayda, mahkemece sadece davacının red bölgesinde bekleyen 81 takım imalât üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, diğer ayıplı imâl edildiği ifade edilen malzemeler yurt dışında bulunduğundan üzerinde inceleme yapılmamıştır. Alınan bilirkişi raporunda ayıplı imalâtın seviyesi belirlenmiş olmadığı gibi incelemenin sadece 81 takım imalât üzerinde yapıldığı açıkça ifade edilmiştir. Yukarıda izah edildiği üzere, ayıplı imalâtın iş sahibinin kabulüne icbar edilemeyecek seviyede olduğunun belirlenmesi halinde eserin iş sahibince, somut olayda yüklenici tarafından reddedilmesi mümkündür. Eserdeki ayıbın bu derecede olmaması halinde, iş sahibinin, somut olayda yüklenicinin ayıbın giderilmesi masraflarıyla bedelden indirim talebi kabul edilir. Bu nedenle, hükme esas alınacak bilirkişi raporunda üzerinde inceleme yapılan imalâtların kabule icbar edilebilecek nitelikte olup olmadığı, kabulünün zorunlu olduğunun belirlenmesi halinde de, ayıp nispetinde belirlenecek indirim tutarının ne olduğu açıkça gösterilmelidir
Devamı...

Dava İcra ve İflas Kanunu'nun * maddesine dayanılarak açılmış itirazın iptâli istemine ilişkindir. İtirazın iptâli davasının kabulüne karar verilmesi halinde İcra ve İflas Kanunu'nun*. maddesi uyarınca davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için; davacı alacaklının alacağın tahsili için icra takibi yapması, davalı borçlunun ise bu takibe haksız olarak itiraz etmesi yanında alacağın likid olması gerekir. Dava konusu somut olayda davacı taşeron alacaklı, *İcra Müdürlüğü'nün * takip sayılı dosyasında davalı yüklenici borçlu hakkında yapmış olduğu icra takibinde *TL asıl alacağın tahsilini talep etmiş, davalı yüklenici borçlunun itirazı üzerine takip durmuştur. Davacı alacaklı, eldeki davada itirazın iptâli, takibin devamı ve %40 icra inkâr tazminatı isteminde bulunmuştur. Yapılan yargılama sırasında dosya üzerinde inceleme yaptırılarak bilirkişi kurulundan rapor alınmıştır. Bu haliyle davaya konu edilen alacak yargılamayı gerektirdiğinden likid değildir. Mahkemece icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulması isabetli olmamıştır. Bu nedenlerle kararın bozulması gerekirse de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK'nın geçici * maddesi yollaması ile Sayılı HUMK'nın *maddesi uyarınca icra inkâr tazminatı yönünden düzeltilerek onanması uygun görülmüştür
Devamı...

Davacı taşeron şirket, davalı yüklenici şirketler ortak girişimi ile imzalanan İşlerine ilişkin * ve ….* tarihlerinde düzenlenen sözleşmelerin haksız feshi nedeniyle yoksun kaldığı kârdan *TL'sinin tahsilini istemiş, * tarihli ıslah dilekçesi ile de dava değerini * TL artırarak * TL'ye çıkarmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile, ıslah da gözetilerek * TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Karar tarihine göre, kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan karar ve ilam harcı * TL olup, bu harcın dava açılırken *TL'si ve*ıslah tarihinde de * TL'si olmak üzere toplam * TL'si tahsil edilmiştir. Mahkemece bakiye karar ve ilam harcı olarak*TL'sinin davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekirken, bu miktardan bir kez daha* TL'nin düşülmesi sonucu * TL'si karar ve ilam harcının davalılardan tahsiline karar verilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekirse de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden * HMK'nın geçici .* maddesi yollaması ile HUMK'un *maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir
Devamı...

aralarında inşaat ve makine mühendisinin de bulunduğu uzman bilirkişiler kurulu oluşturularak, idare kayıtları, hakedişler, hakedişlere dayanak belgeler, geçici ve kesin kabul tutanakları da getirtilmek suretiyle inceleme yaptırılmalı, 5. hakedişe kadar yapılan tüm imalâtların bedellerinin ödendiği anlaşılmakla bu hakedişten sonra yapılan imalâtların bedellerinin taraflar arasında düzenlenen sözleşmedeki birim fiyatlarla belirlenmeli, belirlenen fiyatlar davacı taşeronun yapmış olduğu imalâtlarla ilgili idare kayıtlarında geçici ve kesin kabul eksiklileri bulunup bulunmadığı ve bu eksikliklerin kim tarafından tamamlandığı belirlenmeli ve buna ilişkin giderlerin hakedişten mahsubunun gerekip gerekmediği hususları tartışılmalı, ayrıca daha önceden yapılan imalâtlar da dikkate alınarak davalı tarafından yapıldığı kanıtlanan ödemeler mahsup edilerek sonucuna göre hüküm kurulmalı, bu arada verilen ilk kararı davacı temyiz etmediği için kazanılmış hak ilkesi de gözetilerek karar verilmelidir
Devamı...

mahkemece hükme esas alınan raporu düzenleyen 2 ve 3. bilirkişi kurullarından, fesih tarihi itibariyle davalı taşeronun gerçekleştirdiği imalâtın eksik ve kusurları dikkate alınmak ve düşülmek suretiyle işin tamamına göre fiziki oranı ve bu oranın KDV dahil *TL götürü bedele uygulayarak hakettiği bedel, kanıtlanan ödemeler ile iş bedeli karşılığı verilen senetler mahsup ettirilip borçlu bulunulmadığının tespiti ve ödeme sebebiyle istirdadın istenebileceği miktarlar ile, davacı yüklenici fesihte haklı olduğundan, fesih tarihi itibariyle yapılmamış olan-kalan imalâtın sözleşmenin imzalandığı tarihte davalıya değil ona en yakın teklif veren başka bir taşerona verilmiş olsaydı ödenecek miktar (kaçırılan fırsat) ile fesihten sonra makul süre içerisinde kalan imalâtın aynı koşullarda başka bir taşerona verilmiş olması halinde ödenecek miktar ile bu iki miktar arasındaki farktan ibaret menfi zarar konusunda gerekçeli ve mahkeme ile Yargıtay denetimine elverişli ek rapor alınıp değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi, sözleşme feshedildiğinden ifaya ekli ceza-i şart talebinin reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.
Devamı...

Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan mülga 1086 sayılı HUMK'nın 45 ve 6100 sayılı HMK'nın 166/1. maddesi uyarınca kural olarak aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Dava konusu somut olayda her iki davanın konusu ve tarafları bakımından bağlantı bulunduğu anlaşılmaktadır. İki davanın birlikte görülmesinde, gerek usûl ekonomisi ve gerekse birbirleriyle çelişkili kararların çıkmasının önlenmesi bakımından fayda bulunmaktadır. Asliye Ticaret Mahkemesindeki dava ile eldeki dava arasında fiilî ve hukuki irtibat olduğu, her iki dava aynı yargı çerçevesinde aynı düzey mahkemelerde açıldığı ve bağlantılı davaların birleştirilerek görülmesinde zorunluluk bulunduğundan birleştirme kararı verilmesini sağlamak üzere kararın bozulması gerekmiştir
Devamı...

davalı yüklenici iş ortaklığı 20 numaralı hakedişten sonra yapılan imalâtlar ile ilgili alt yüklenicinin ve elemanlarının iş yerini terk edip gittiği ve kalan işi başka bir alt yükleniciye tamamlattığını yasal delillerle kanıtlayamadığından davacı alt yüklenicinin 20 numaralı hakedişten sonra şantiyeyi terk ettiği * tarihine kadar gerçekleşen imalâtların davacı alt yüklenici tarafından gerçekleştirildiğinin kabulü zorunludur. Ayrıca işin *geçici kabul tarihinden önce tamamlanmamasında davacı alt yüklenicinin kusurunun bulunmadığı anlaşıldığından *tarihli zeyilname ile değiştirilen sözleşmenin 2. maddesi 2. fıkrası hükmünce alt yüklenici personeli ve koordinatörünün maaşları da dahil olmak üzere her türlü masraflarını yükleniciden istemekte haklıdır.Bu durumda mahkemece öncelikle dava dilekçesinde talep ettiği *TL'lik alacakla ilgili yine dava dilekçesinde açıkladığı herbir alacak kalemi için ne miktarda istemde bulunduğu davacıya açıklattırılarak hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişi kurulundan davacı alt yüklenicinin 20 numaralı hakedişin düzenlenmesine esas alındığı tarihten şantiyeyi terk ettiği*tarihine kadar gerçekleştirdiğini kanıtladığı iş ve imalâtlar nedeniyle hak ettiği bedel ile *tarihli zeyilname ile değiştirilen sözleşmenin 2. maddesi 2. fıkrası gereğince isteyebileceği personel ve koordinatör maaşları da dahil olmak üzere masraflar nedeniyle kanıtladığı ve isteyebileceği alacak konusunda gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınıp değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

Dosya kapsamından davacı tarafından yapılan çatıda yağan yağmur nedeniyle sızmaların oluştuğu durumun * tarihinde ihtarla davacıya ihbar edildiği anlaşılmaktadır. Davacının sözleşme gereği garanti taahhüdü bulunduğuna göre Dairemizin mevcut uygulamalarına göre davacıya ayrıca ihbarda bulunulmasına gerek olmadığı açıktır. Buna rağmen davalı tarafından ayrıca ihbarda da bulunulduğu anlaşıldığından, mahkemenin usulüne uygun ayıp ihbarında bulunulmadığına ilişkin gerekçesi yerinde değildir. Yapılması gereken iş; konusunda uzman bilirkişiden alınacak rapor ile yapılan imalâtta ayıp bulunup bulunmadığı var ise bunun giderilme bedelinin hesaplattırılıp davacı alacağından mahsubu ile sonucuna göre karar verilmesi, belirlenen alacağa davacının * tarihli ihtarı dikkate alınarak bu ihtarnamenin tebliğ tarihi ve ödeme süresi eklenerek * tarihinden takip tarihine kadar faizin hesaplattırılıp birikmiş faizin de bu miktar üzerinden kabul edilmesi ve alacak yargılama ile belirleneceğinden likid olmaması nedeniyle icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmesinden ibarettir. Açıklanan bu gerekçeyle kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir
Devamı...

Mahkemece karşı davanın davacısı olan …… San. Ltd. Şti. tek başına karşı dava açamayacağı dikkate alınarak, diğer adi ortak …… Tic. A.Ş.'nin karşı davacı tarafından açılan eldeki davaya muvafakatının bulunduğuna dair muvafakatnamenin sunulması ya da ayrı bir dava açarak taraf teşkilinin sağlanması için uygun bir süre verilmeli, verilen bu süre içerisinde muvafakatname sunulursa ya da ayrı bir dava açılırsa bu dava ile birleştirilmesi sağlanarak işin esası hakkında hüküm kurulmalı, bu eksiklik yerine getirilmediği taktirde ise, karşı davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir
Devamı...

mahkemece yapılacak iş; işin uzmanı olan teknik bilirkişilerden yeniden üç kişilik bilirkişi heyeti oluşturmak, gerekirse mahallinde keşif de yapılmak suretiyle yeniden rapor almak, raporlar arasındaki çelişkinin nereden kaynaklandığı üzerinde durularak ve tarafların raporlara itirazları değerlendirilerek sözleşme kapsamında yapılan işlerin bedelinin sözleşme birim fiyatları ile sözleşme dışı yapılan işlerin bedelini de yapıldıkları tarihteki serbest piyasa rayiçleriyle hesaplatmak, bulunan bedelden kanıtlanan ödemelerin düşülerek varsa kalana hüküm vermekten ibarettir. Mahkemece raporlar arasındaki çelişkiler giderilmeden sözleşme içi ve sözleşme dışı ayrımı yapılmaması nedeniyle denetime elverişsiz bulunan ikinci bilirkişi kurulu raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir
Devamı...

davacı taşeron * yılında dava konusu iki bloktan oluşan binanın tüm dış cephelerinin mantolama işini yaptığını iddia etmiş ve iş bedeli alacağı olarak toplam * TL’nin davalı İ.. S..’dan da tahsilini talep etmiştir. Mahkemece birleşen davanın davacısı D.. Ç..’nun yapmış olduğu işin bedelinin *TL olduğundan bahisle, davacıya ödenen * TL de düşülerek bakiye * TL’nin davalı İ.. S..’dan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan HMK’nın *maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesi gereğince hakim taleple bağlı olduğundan mahkemece davacı D.. Ç..’nun toplam iş bedeli alacağının * TL olduğu ve * TL’lik ödemenin bu bedelden düşülerek bakiye davacı alacağı olan * TL’nin tahsiline hükmedilmesi gerekirken, davacı talebi aşılarak toplam iş bedelinin *TL olduğundan bahisle fazla miktar alacağın tahsiline karar verilmesi doğru olmamıştır
Devamı...

mahkemece davacının hak kazandığı * TL toplam iş bedelinden ödendiği ihtilâf konusu olmayan*TL düşüldükten sonra kalan * TL asıl alacak üzerinden itirazın iptâline, alacağın varlığı ile miktarı yapılan yargılama sonucu belirlenmiş olup likit olmadığından koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatı isteminin reddi yerine yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış kararın bozulması uygun görülmüştür
Devamı...

Davacı dava dilekçesi ile yargılama sürecinde vermiş olduğu ıslah dilekçesinde esas itibariyle talebinin itirazın iptâli davası olduğunu belirtmiştir. Davasını da bu kapsamda Asliye Ticaret Mahkemesi'nde açmıştır. Yerel mahkemece bu yönde nitelendirilme ve değerlendirme yapılıp işin esasının icelenerek sonuca gidilmesi gerekirken, tarafların dayandıkları yasa hükümleri ve onların tavsifinde yanılgıya düşülerek İcra İflas Yasası'nın 68. maddesi uyarınca İcra Tetkik Mercii Mahkemesi'nin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır
Devamı...

İtirazın iptâli davası da, adi ortaklığı oluşturan her iki şirket hasım gösterilerek açıldığından, mahkemece artık esasa girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözden kaçırılarak, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi doğru olmamıştır
Devamı...

Davada dayanak yapılan ve takibe konu faturaların hakediş bedellerinin ödenmemesi üzerine düzenlendiği anlaşılmış olup, hakediş belgelerinde nakit teminat kesintilerinin de bulunmaktadır. Mali müşavir bilirkişi raporuna göre davalıya ait defter kaydı uyarınca *TL davalının davacıya borçlu olduğu, inşaat mühendisi bilirkişi de, bu bedelin %10 teminat kesintisi olduğunu açıklamıştır. Sözleşme serbestliği çerçevesinde taraflar imzaladıkları bu sözleşme ile bağlı olup, inkâr edilmeyen sözleşmenin hakedişleri düzenleyen * maddesinde davacı taşeronun hakedişlerinden %10 teminat kesintisi yapılacağı ve bunun hangi koşullarda yükleniciye iade edileceği konusunda düzenleme yapılmıştır. nakit teminat kesintisinin ne şekilde iade edileceği ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Davacı, diğer alacak kalemlerini kanıtlayamamış ise de, nakit teminat kesintisinden * TL alacaklı olduğundan bu miktarın iadesi gerekip gerekmediği hususunun anılan sözleşmenin * maddesinde değinilen hususlar araştırılmak suretiyle koşulların oluşması halinde iadesi gerektiğinden, bu doğrultuda inceleme yapılmalı ve hasıl olacak sonuca uygun karar verilmelidir
Devamı...

ayıbın süresinde yükleniciye ihbar edilip edilmediği saptanmadan karar verilmiştir. Oysa mülga BK'nın * maddesi uyarınca yapılması gereken ayıp ihbarı maddi vakıa olup, tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir. Bu durumda mahkemece davalı-karşı davacının delil listesinde göstermiş olduğu tanıkların dinlenerek ayıp ihbarının varlığı araştırılmalı ve hasıl olacak sonuca uygun karar verilmelidir. Eksik incelemeyle karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
Devamı...

Adî ortaklığa karşı açılacak davalar yönünden ise; ikili bir ayrım yapmak gerekecektir. Davanın konusu paradan başka bir şey ise davanın (mecburi dava arkadaşı olan) bütün ortaklara karşı birlikte açılması gerekirken, davanın konusu para ise; ortaklar bu borçtan müteselsil sorumlu (ihtiyari dava arkadaşı) olduklarından, ortaklardan biri, bazıları yada tümüne karşı dava açılabilecektir .Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; dava, Sözleşmenin tarafı * iş ortaklığının üç ortağından birisinin sadece birisi aleyhine davanın açılmış olmasında usul ve yasaya aykırılık yoktur. Bu nedenle işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken davanın husumet yokluğundan reddedilmesi doğru olmamıştır
Devamı...

Eser sözleşmesinde yüklenici eseri tamamlayıp teslim ettiğini, iş sahibi ise bedeli ödediğini ispat ile yükümlüdür. Mahkemece, davacının eserin teslimini ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de teslim olgusu hukuki fiil ve maddi vakıa olup tanık dahil her türlü delil ile ispatlanabilir. Yazılı delille ispat zorunluluğu yoktur.Dosya kapsamına göre dinlenen tanıklar davacının sözleşmede kararlaştırılan edimlerini yerine getirdiklerini açıklamış olup sonuçta işin tamamlanarak teslim edildiği ispatlanmış olduğundan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hukuki değerlendirmede yanılgıya düşülerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozulması gerekmiştir
Devamı...

Davacı dava dilekçesi ile yargılama sürecinde vermiş olduğu ıslah dilekçesinde esas itibariyle talebinin itirazın iptâli davası olduğunu belirtmiştir. Davasını da bu kapsamda Asliye Ticaret Mahkemesi'nde açmıştır. Yerel mahkemece bu yönde nitelendirilme ve değerlendirme yapılıp işin esasının icelenerek sonuca gidilmesi gerekirken, tarafların dayandıkları yasa hükümleri ve onların tavsifinde yanılgıya düşülerek İcra İflas Yasası'nın 68. maddesi uyarınca İcra Tetkik Mercii Mahkemesi'nin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır
Devamı...

davacı taşeron tarafından davalı yüklenici aleyhine sözleşme kapsamındaki bakiye alacaktan kaynaklandığı iddiasıyla * TL asıl alacak ve * TL işlemiş faiz olmak üzere toplam * TL alacak için icra takibi yapılmıştır. Mahkemece yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporuyla davacı alacağı * TL olarak belirlenmiş, tespit edilen bu bedel üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Alacak miktarı bilirkişi raporuyla belirlendiğinden ve takip talebinde yazılı miktardan daha aza hükmedildiğinden alacağın likit olduğu ve davalının takibe yapmış oldukları itirazında haksız oldukları kabul edilemez. Bu durumda mahkemece koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatı talebinin reddi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle alacağın likid kabul edilip icra inkâr tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekirse de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden,HMK'nın geçici * maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken mülga HUMK'nın * maddesi uyarınca kararın bu yönden düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur
Devamı...