Yargıtay,adi ortağın iştirakini veya muvafakatini sağlayamamış ise de, davacı vekili adi ortaklar arasında bu konuda uzlaşma olmayacağını belirterek, adi ortağa bir başkasının temsilci olarak atanmasını talep etmiştir. Bu durumda mahkemece, davacı vekiline adi ortaklığa kayyım atanması için dava açılması hususunda yetki ve mehil verilmesi gerekirken, bu imkan tanınmadan davanın yazılı şekilde reddine karar verilmesi yerinde olmamış, hükmün bu nedenle bozulması hk

T.C.
Yargıtay
19. Hukuk Dairesi

Esas No:2015/10177
Karar No:2016/2187
K. Tarihi:11.2.2016

MAHKEMESİ :
TARİHİ : 14/04/2015
NUMARASI : 2014/248-2015/266

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine dayalı iflas yoluyla takip talebinde bulunduğunu, takip dayanağı bononun sahte olarak düzenlendiğini, adi ortaklığın davalıya borcunun bulunmadığını, her ne kadar bonoda keşideci olarak müvekkilinin ve adi ortaklık yaptığı … ismi geçse de ortaklar arasında bulunan soruşturma dosyası nedeniyle husumet bulunduğunu, müvekkilinin diğer ortağını temsil edeceğini, mahkeme aksi kanatte olursa …. Adına temsilci atanmasını istediklerini ileri sürerek, takip konusu bono nedeniyle müvekkilinin davalıya ve borçlu olmadığının tespitini, kötü niyet tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı …in adi ortaklığı temsil yetkisi olmadığını, taraf ehliyeti bulunmadığını, adi ortaklık yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, takip konusu bono nedeniyle davacının sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, dava ve takip konusu bonodaki keşidecinin … ve … Adi Ortaklığı olarak imza atıldığı, davacının tek başına dava açmakta ehliyeti bulunmadığı, davacıya verilen kesin süre içerisinde diğer ortağın davaya muvafakatinin sağlanmadığı, adi ortakların davayı birlikte açmaları gerektiği, taraf ehliyetinin dava şartı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, müvekkili tarafından açılan bu davaya diğer adi ortağın iştirakini veya muvafakatini sağlayamamış ise de, davacı vekili adi ortaklar arasında bu konuda uzlaşma olmayacağını belirterek, adi ortağa bir başkasının temsilci olarak atanmasını talep etmiştir. Bu durumda mahkemece, davacı vekiline adi ortaklığa kayyım atanması için dava açılması hususunda yetki ve mehil verilmesi gerekirken, bu imkan tanınmadan davanın yazılı şekilde reddine karar verilmesi yerinde olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.