davalının muvafakatının bulunmadığı hallerde davacı ıslah yoluyla talep sonucunu değiştirebilir veya genişletebilir. Islah mahkemeye yöneltilen tek taraflı bir irade beyanı olduğundan karşı tarafın kabulüne bağlı değildir. Mahkemece bir kısım Yargıtay içtihatlarına dayanılarak davacının ıslah dilekçesiyle davaya eklediği faiz alacağı istemi, dava konusu olmayan yeni talebin ıslahla davaya eklenemeyeceği, ayrı dava açılıp birleştirme talep edilmesi gerektiği gerekçeleriyle reddedilmiş ise bu yöndeki uygulama ve görüşler mutlak nitelikte değildir. Herşeyden önce, faiz alacağı ile ilgili olarak ıslah dilekçesiyle miktarı (dava değeri) gösterilmek ve harcı yatırılmak suretiyle usulen bir dava açılması

 

T.C.
Yargıtay
15. Hukuk Dairesi

Esas No:2011/196
Karar No:2011/8015
K. Tarihi:28.12.2011

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

S…

…. Apartmanı Yönetimi adına yönetici N…

…. D…

…. vekili tarafından açılan 2007/312 Esas sayılı davada; davalı şirketin 19.10.2006 tarihli sözleşme ile apartmanın çatı, teras ve cephesinde yapılacak tamirat ve tadilat işlerini KDV hariç 44.000,00 TL götürü bedelle üstlendiği, sözleşmede 45 gün olarak kararlaştırılan iş süresinin 10.12.2006 tarihinde dolduğu, ödeme planına göre davalıya 23.460,00 TL ödeme yapıldığı halde davalının bu miktarın gerisinde iş yaptığı, davalının sözleşmeye aykırı şekilde haksız ödeme talebinde bulunarak işi durdurduğu, yapılan işlerin eksik ve ayıplı olup kazınan terastan sızan sular nedeniyle boyaların kabardığı, Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/20 D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti yaptırılarak eksik ve ayıplı işler ile uğranılan hasarın belirlendiği, Ankara 24. Noterliği’nden gönderilen 27.04.2007 günlü ihtarla sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği ileri sürülerek menfi ve müspet zararlar ile sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacaktan şimdilik 5.000,00 TL’nin tahsili istenmiştir.

Yargılamada alınan rapor ve ek rapora göre davacı vekili davayı ıslah etmiş, 02.04.2010 günlü ıslah dilekçesinde davadaki talebinin tamamının fazla ödenen bedelin istirdadına ilişkin olduğunu açıklayarak 5.000,00 TL’lik talebini 1.400,00 TL artırmak suretiyle 6.400,00 TL’ye çıkarmış, ayrıca bu miktar asıl alacak için haksız ödemenin yapıldığı tarihten ıslah tarihine kadar hesaplanan 4.112,78 TL faiz alacağının tahsilini, asıl alacak ve birikmiş faizden oluşan toplam 10.512,78 TL alacağa ıslah tarihinden itibaren temerrüt faizi işletilmesini istemiştir.

Yüklenici şirket tarafından Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/451 Esas sayılı dosyası ile açılan davada ise; dava konusu işe göre özel olarak boyutlandırılan ve başka bir yerde kullanılma imkânı olmayan ön cephe giydirme malzemelerinin sözleşmenin haksız feshi nedeniyle uhtelerinde kaldığı, inşaatta kurulu bulunan iş iskelesine ve bir kısım inşaat malzemelerine el konularak iade edilmediği ileri sürülerek ve fazla haklar saklı tutularak şimdilik 10.000,00 TL menfi ve müspet tazminatın tahsili istenmiştir.

Mahkemece üç kişilik bilirkişi kurulundan alınan rapor ve ek rapor doğrultusunda iş sahibi davacı apartman yönetiminin fesihte haklı olduğu, fiilen gerçekleştirilen işlerin götürü bedele oranlanması suretiyle yapılan hesaplamaya göre yüklenici davalı şirketin 17.660,00 TL iş bedeline hak kazandığı, bu miktardan ayıp sonucu oluşan hasarların bedeli 600,00 TL düşüldüğünde davalı şirketin alacaklı olduğu miktarın 17.060,00 TL olduğu, davacı tarafından yapılan ödeme miktarı ise 23.460,00 TL olup tenzil edildiğinde 6.400,00 TL fazla ödeme bulunduğu kabul edilerek asıl davada ıslah da dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne, fazla ödenen 6.400,00 TL’nin davalı şirketten tahsiline, fazla talebin ve faize ilişkin talebin reddine, birleşen davanın da reddine dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ve birleşen dosya davacısı yüklenici şirket vekilinin tüm, davacı ve birleşen dosya davalısı apartman yönetimi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-Davacı apartman yönetimi vekili 02.04.2010 günlü ıslah dilekçesinde fazla ödenen 6.400,00 TL asıl alacak için haksız ödemenin yapıldığı tarih ile ıslah harcının yatırıldığı 02.04.2010 tarihleri arası için hesaplanan 4.112,78 TL temerrüt faizi alacağının tahsilini istemiş, ıslah tarihinden itibaren de asıl alacağa temerrüt faizi işletilmesini talep etmiştir. Mahkemece dava dilekçesinde talep edilmeyen faiz alacağının ıslah yoluyla davaya eklenemeyeceği, ayrı bir dava açılıp birleştirme talebinde bulunulabileceği gerekçesiyle faiz alacağı ile ilgili istem reddedilmiştir.

Islah, davanın taraflarından birisinin yapmış olduğu bir usul işlemini kısmen veya tamamen değiştirmesidir. Davadaki talep sonucunun değiştirilmesine veya genişletilmesine davalının muvafakatının bulunmadığı hallerde davacı ıslah yoluyla talep sonucunu değiştirebilir veya genişletebilir. Islah mahkemeye yöneltilen tek taraflı bir irade beyanı olduğundan karşı tarafın kabulüne bağlı değildir. Mahkemece bir kısım Yargıtay içtihatlarına dayanılarak davacının ıslah dilekçesiyle davaya eklediği faiz alacağı istemi, dava konusu olmayan yeni talebin ıslahla davaya eklenemeyeceği, ayrı dava açılıp birleştirme talep edilmesi gerektiği gerekçeleriyle reddedilmiş ise bu yöndeki uygulama ve görüşler mutlak nitelikte değildir. Herşeyden önce, faiz alacağı ile ilgili olarak ıslah dilekçesiyle miktarı (dava değeri) gösterilmek ve harcı yatırılmak suretiyle usulen bir dava açılmış olduğu şüphesizdir. Anayasa’nın 141/IV. maddesinde “Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir.”, 6100 Sayılı HMK’nın “Usul Ekonomisi İlkesi” başlıklı 30. maddesinde “Hakim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Islah kurumu yukarıdaki maddelerle birlikte değerlendirildiğinde; davada yer almayan bir talebin ıslahla davaya eklenip eklenemeyeceği konusunda bir ayrım yapılması zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Şayet ıslahla eklenen yeni talep ile davadaki talepler arasında bir bağlantı varsa talep sonucunun yeni talep eklenmek suretiyle genişletilmesi mümkün, bağlantı yoksa talep sonucunun yeni talep eklenmek suretiyle genişletilmesinin mümkün olmadığının kabul edilmesi gerekecektir. Davada talep edilen asıl alacak ile ıslahla davaya eklenen faiz alacağı arasında doğrudan bir bağlantı vardır. Zira faiz alacağı ana para alacağına bağlı ek bir alacaktır. Faiz alacağının doğması ve çoğalması asıl alacağın varlığına ve devamına bağlıdır. Asıl alacak doğmamış veya sona ermişse faiz de doğmaz veya işlemesi durur. Asıl alacak ifa veya başka bir nedenle sona erince isteme hakkı saklı tutulmamışsa faiz de sona erer (BK.md. 113/II). Asıl alacak için makbuz verilmişse faizler de ödenmiş sayılır (BK.md. 88). Asıl alacak zamanaşımına uğramışsa faiz alacağı da zamanaşımına uğrar (BK.md. 131). Asıl alacak devredilirse işlemiş faizler de devredilmiş sayılır (BK.md. 168/son). Asıl alacağı garanti eden güvenceler faiz alacağını da yasal sınırlar içinde kapsar (MK. md. 875, 946 BK. md. 490).

Yukarıda yapılan açıklamalara göre mahkemece yapılacak işlem; asıl alacak ile faiz alacağı arasında doğrudan bağlantı bulunduğundan davada yer almasa bile faiz alacağının ıslahla davaya eklenebileceğini kabul ederek faizle ilgili istemi esas yönden incelemek, davacı iş sahibi tarafından Ankara 24. Noterliği’nden gönderilen 27.04.2007 tarih 10312 sayılı ihtarname ile miktar gösterilmek suretiyle fazla ödenen bedelin 7 gün içinde ödenmesi istendiğinden, dosyada ihtarın tebliğ şerhi bulunmamakta ise de davalı yüklenici tarafından Antalya 18. Noterliği’nden gönderilen 11.05.2007 tarih 16393 sayılı ihtarname ile isteme karşı çıkıldığından temerrüdün 11.05.2007 tarihinde oluştuğu gözetilerek bu tarih ile 02.04.2010 ıslah tarihi arasındaki birikmiş temerrüt faizi miktarını bilirkişiden alınacak ek raporla belirlemek, asıl davada 6.400,00 TL asıl alacak ile hesaplama sonucu bulunacak birikmiş temerrüt faizi alacağının davalı yükleniciden tahsiline, asıl alacağa ıslah tarihinden itibaren temerrüt faizi yürütülmesine, birleşen davanın ise reddine karar vermekten ibarettir.

Mahkemece usul hükümleri hatalı yorumlanarak ıslahla talep edilen faiz alacağının usul yönünden reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalı ve birleşen dosya davalısı Ankara T…

….. M…

…. ve Yapı Sanayi Ticaret Ltd. Şti. vekilinin tüm, davacı ve birleşen dosya davalısı S…

…. Apartmanı Yönetimi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın davacı ve birleşen dosya davalısı S…

…. Apartmanı Yönetimi yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacı birleşen dosya davalısına geri verilmesine, 28.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

İlgili Maddeler