yazılara mahkemece uyulan bozma ilâmı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, özellikle davalılardan …’ un ilk hükümden sonra icra dosyasına yaptığı ödemenin TBK’nın 100. maddesi gereğince infaz aşamasında dikkate alınacağının tabii bulunmasına göre temyiz eden davalılar

  1. Hukuk Dairesi         2018/1722 E.  ,  2018/2342 K.
  •  

“İçtihat Metni”

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili ile davalılar … mirasçıları … vekili ve … tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup mahkemece Yargıtay 23 Hukuk Dairesi’nin 2014/4228 Esas 2015/4290 Karar sayılı bozma ilâmına uyularak davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara mahkemece uyulan bozma ilâmı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, özellikle davalılardan …’ un ilk hükümden sonra icra dosyasına yaptığı ödemenin TBK’nın 100. maddesi gereğince infaz aşamasında dikkate alınacağının tabii bulunmasına göre temyiz eden davalıların tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı davasında davalı arsa sahipleri ile dava dışı yüklenici Nihat Kezer arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, sonradan bu sözleşmenin mahkeme kararı ile geriye etkili olarak feshedildiğini, kendisinin dava dışı yüklenicinin davalılardan olan alacağını temlik aldığını ancak davalıların gönderilen ihtara rağmen borçlarının olmadığı yönünde itirazda bulunarak ödemede bulunmadıklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 25.000,00 TL davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece 06.07.2011 tarihinde verilen karar ile davanın kabulüne karar verilmiş, bu kararın davalılar Atilla ve Ahmet tarafından temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 05.07.2012 gün 2012/1534 Esas 2012/4684 Karar sayılı sayılı ilâmı ile
“Mahkemece, keşif yapılarak bilirkişiye rapor tanzim ettirilmiş ise de; bilirkişi raporu somut verilere dayanmadığı gibi denetime de elverişli değildir. Bu durumda, yeniden keşif yapılarak konusunda uzman bilirkişiden tüm dosya kapsamı gözetilmek suretiyle dava tarihindeki serbest piyasa rayiçlerine göre temlik eden-yüklenici ….’in yaptığı yasal inşaatın malzeme ve işçilik bedelinin hesaplattırılması, keza, yükleniciye daha önceden arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği temlik edilen 5, 7, 18 numaralı dairelerin bitmiş haldeki değerlerinin dava tarihi itibariyle tespit edilmesi ve hesaplanacak imalât bedelinden mahsup edilip taleple bağlı kalınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.” gerekçesiyle davalı yararına bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak 15.11.2013 tarihli karar ile davanın reddine karar verilmiş, bu kararın da davacı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 05.06.2015 tarih ve 2014/4228 Esas 2015/4290 Karar sayılı ilamıyla “…… hükmüne uyulan bozma ilâmında, alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığından bahsedilerek, yeniden keşif yapılıp, tüm dosya kapsamı gözetilmek suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırılması ve yüklenicinin yaptığı malzeme ve işçilik bedelinin hesaplatılmasına değinilmiştir. Gerek taraflar arasında daha önce görülen fesih davasında alınan bilirkişi raporlarında, gerekse eldeki davada alınan raporlarda, dava dışı yüklenicinin inşaatı getirdiği seviye net olarak tespit edilememiştir. İnşaatın getirildiği seviye bakımından, davalı arsa sahiplerince farklı beyanlarda bulunulduğu dosya kapsamından anlaşıldığı gibi, mahkemece, bu hususta bir gerekçe de açıklanmadan yüklenicinin inşaatı getirdiği seviyenin % 17 olarak kabul edilmesi de doğru olmamıştır. Bu durumda, mahkemece, tarafların beyanları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilip, gerekirse, tekrar bilirkişi raporu alınarak, sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerekir…” gerekçesiyle ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece ikinci bozmaya uyularak bu kez davanın kısmen kabulü ile 25.000,00 TL nin 22.098,00 TL’sinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen bakiye kısmının davalılar … ve …’den tahsiline karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve davalıların beyanlarına göre temlik eden yüklenici dava dışı Nihat’ın yaptırılan delil tespitinde inşaat alanı terk etmekle birlikte daha sonra inşaata devam ederek imalat yaptığı anlaşılmaktadır. Bu halde yüklenici terkten sonra işe devam ettiğini kanıtlamış olduğundan % 42 seviyesinden sonra gerçekleştirilen imalatı yüklenicinin yapmış olduğunun kabulü genel kural olup arsa sahipleri bu kuralın aksini yasal delillerle kanıtlayamadıklarından bilirkişilerce saptanan seviyeye kadar işin temlik eden yüklenici tarafından yapıldığı kabul edilip alınacak ek rapor ile temlik tarihi itibariyle dava dışı temlik eden yüklenicinin davalı arsa sahiplerinden istemekte haklı olduğu alacak miktarı hesaplattırılıp taleple kalınarak davanın sonuçlandırılması gerekir. Açıklanan bu gerekçeye göre kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalıların tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına
BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 946,61 TL temyiz ilâm harcının temyiz eden davalılar … mirasçıları ve … ile …’den alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 04.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.