Yıllara yaygın inşaat işi ile ilgili kur farkları ve faiz gelirlerinin, her yıl itibariyle değil, işin bitim tarihi itibariyle beyan edilip vergilendirilmesi gerekir

 

kur farkları ve faizler hakedişin bir unsurudur. Ayrıca birkaç yıl sürecek olan inşaat ve onarım işinin, başlangıçta yapılacak kısmının malyönden avantajlı olması nedeniyle, işin zararlı olan son kısımlarını bu gelirlerle telafi edebilirler

Nitekim Danıştay 4. Dairesi 08.06.1994 günlü E.1994/581. K.1994/3495

sayılı kararı ile kur farkı ve faiz gelirlerinin hakedişin bir unsuru olduğunu ve lehte kur farklarının hakedişler hangi hesapta izleniyorsa o hesapla ilişkilendirilmesi gerektiği, hakedişin bir türevi olduğu kararını vermiştir.

bu hususa ilişkin başka örnek kararlar:

Yıllara yaygın taahhüt işi yapan davacının hakedişlerini repo, döviz tevdiat hesapları ve devlet tahvillerinde değerlendirerek elde ettiği faiz ve kur farkı gelirinin taahhüt işi dışında ayrı bir faaliyetten elde edilmiş gelir sayılamayacağı ve taahhüt işinden doğan kazanç ile birlikte beyanı gerekir.

Yıllara yaygın inşaat ve onarım işi yapan mükelleflerin hakkedişlerinin,banka, mevduat, repo hesaplarında değerlendirilerek veya devlet tahvili olarak elde edilmiş olduğu faiz gelirleri ve kur farkları, inşaat ve onarım işinin bittiği yılın geliri olarak vergilendirilmesi gerekir.

Kur farkı ve faiz gelirlerinin ilgili dönemde beyan edilip ödenmesi gerektiğine dair genel olarak olumsuz görüşler mevcut olup Gelir idaresi ile ihtilafa düşülmektedir.

Danıştay‟ ın kararları da Gelir idaresinin kararlarını ret eden kararlardır. Tüm bu açıklamalar doğrultusunda, kanaatimizce ilk görüşün daha doğru olduğu, mükellefin hakediş sonucunda kasasına giren tutarın ne şekilde değerlendirildiğinin tespiti gelir idaresini bağlamadığından ve kasadaki mevcudun likit olup anlık kazançlara dönüşebildiğinden vergi döneminin de ilgili yılı kapsaması gerektiğini düşünmektedir.