yüklenici ihtarnamesiyle imalâttan kaynaklanan alacaklarının anılan ceza nedeniyle dondurulması sonucu zarara uğradıklarından bahisle sözleşme feshedilmiş ise de az yukarıda değinilen sözleşme hükmünce davacının kusurlu eylemi sonucu iş sahibince ceza ödenmek zorunda kalındığından, yüklenicinin de cezanın rücu edilmesine karşı çıktığından fesihte yüklenicinin haklı olduğu kabul edilemez. Bu nedenle ceza miktarının karşı davada tümüyle davacı yükleniciden tahsiline karar verilmesi gerekirken * oranında tahsil kararı verilmesi doğru olmamıştır

T.C.
Yargıtay
15. Hukuk Dairesi

Esas No:2013/1214
Karar No:2014/2865
K. Tarihi:24.4.2014

Mahkemesi :İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :05.11.2012
Numarası :2008/514-2012/313

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Asıl dava, İİK’nın 67. maddesi uyarınca açılmış itirazın iptâline ilişkindir. Davalı reddini savunmuş, karşı davasında davacının kusuru nedeniyle ödemek zorunda kaldığı idari para cezası ile malzeme ve yeni kalıp bedellerinin, manevi zararın tahsiline karar verilmesini istemiş, mahkemece asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık 03.03.2005 tarihli fason üretim sözleşmesinden kaynaklanmıştır. Sözleşme imzalandığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Yasası’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinden olup, asıl davacı yüklenici, karşı davacı iş sahibidir. Asıl davada sözleşme bedelinin ve fesih sonucu davalıya iadesi gereken kalıp ve sair bedelin tahsili istemiyle yapılan iki ayrı takibe vâki itirazın iptâli dava konusu edilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 12. maddesinde ürünün formülasyonu ve üretimi nedeniyle üçüncü kişilerden gelebilecek hertürlü dava ve tazminattan davacı Tan Alize’nin sorumlu olacağı ve bu nedenle davalı Astel’in tektaraflı sözleşmeyi fesih hakkının bulunduğu kabul edilmiştir. Davacının imâl ettiği ürün nedeniyle Sağlık Bakanlığı’nca davalı iş sahibine 50.000,00 TL idari para cezası tahakkuk ettirilmiş ve yapılan itirazın reddi üzerine ceza davalı tarafından ödenmiştir. Her ne kadar yüklenici 25.07.2008 tarihli ihtarnamesiyle imalâttan kaynaklanan alacaklarının anılan ceza nedeniyle dondurulması sonucu zarara uğradıklarından bahisle sözleşme feshedilmiş ise de az yukarıda değinilen sözleşme hükmünce davacının kusurlu eylemi sonucu iş sahibince ceza ödenmek zorunda kalındığından, yüklenicinin de cezanın rücu edilmesine karşı çıktığından fesihte yüklenicinin haklı olduğu kabul edilemez. Bu nedenle ceza miktarının karşı davada tümüyle davacı yükleniciden tahsiline karar verilmesi gerekirken ½ oranında tahsil kararı verilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan karşı davada mal toplama, sevkiyat ve yeni kalıp yaptırma bedeli olarak 5.000,00 TL talep hakkında mahkemece olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olması da usul ve yasaya aykırı olduğu gibi, asıl davada 5.998,18 TL tutarında koli ve sair malzeme bedelinin tahsiline karar verilmekle beraber davalı iş sahibine iadesi konusunda karar verilmediğinden bu hususta infazı kabil olacak şekilde hüküm kurulmamış olması da usul ve yasaya aykırı olmuştur.
3-Asıl davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;dava konusu her iki takip talebinde asıl alacağa %27 oranında faiz uygulanması istenmiştir. Bu oran takiplerin yapıldığı 25.06.2008 ve 06.08.2008 tarihleri itibariyle TC Merkez Bankası’nca yayınlanan listeye göre avans faiz oranına uygun bulunduğundan takip tarihlerinden itibaren %27 oranını aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizine hükmedilmesi gerekirken yasal faizin kabülü talebe aykırı olmuştur.
Karar açıklanan nedenlerle taraflar yararına bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün davalı ve karşı davacı yararına, 3. bent uyarınca davacı ve karşı davalı yararına BOZULMASINA, ödediikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 24.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.