yüklenici tarafından idari yargıda dava konusu edilmiş ise de; idari yargı tarafından işlemin hukuka uygun olduğu gerekçesi ile red kararı verilmiş olup, bu hususta idarenin fesihte haksız olmadığını da ortaya koyar niteliktedir. Tüm bu nedenlerle davalı iş sahibi idarenin sözleşmeyi fesihte haklı olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmaları ile delillerine uygun düşmeyen bilirkişinin hukuki görüşü ile bağlı kalınarak kabul kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.

<![CDATA[ 

  1. Hukuk Dairesi         2013/589 E.  ,  2014/2633 K.
  •  
“İçtihat Metni” Mahkemesi :Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi Tarihi :01.11.2012 Numarası :2011/285-2012/375 Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: – K A R A R – Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan irat kaydedilen teminat tutarının tahsili talebinden ibarettir. Davacı şirket yüklenici, davalı idare ise, iş sahibidir. Davacı vekili, davalı iş sahibi idare tarafından sözleşmenin haksız feshedildiğini ileri sürerek irat kaydedilen teminat tutarının iadesini istemiş, davalı vekili ise kusurun davacıda olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. Taraflar arasında; davalı idare tarafından açılan ihale sonucu, 21.04.2010 tarihli ve “Karayolları 44. Şube Sınırları Dahilindeki Yollarda Astarlı ve Astarsız Bitümlü Sathi Kaplama Yapılması İşi” konulu sözleşmenin imzalandığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasında uyuşmazlık; sözleşmenin davalı iş sahibi idare tarafından feshedilmesinin haksız olup olmadığı ve fesih nedeniyle irat kaydedilen teminat tutarının davacı yüklenici tarafından geri istenip istenmeyeceği noktalarında toplanmaktadır. Taraflar arasında düzenlenen sözleşme, sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir. Uyuşmazlığın, eser sözleşmesi hükümlerine göre değerlendirilip çözülmesi gerekli ve zorunludur. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 358. maddesi hükmüne göre yüklenici işe zamanında başlamaz veya sözleşme hükümlerine aykırı olarak işi geciktirir veya iş sahibinin kusuru olmaksızın gecikme, iş süresinde işin bitirilmesinin mümkün olmadığı anlaşılıyor ise iş sahibi sürenin sona ermesini beklemeden akdi feshedebilir. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 9.3 maddesinde işin süresi iş yerinin teslim tarihinden itibaren 170 gün olarak belirlenmiş olup, yer teslimi 10.05.2010 tarihinde yapıldığından 170 gün eklendiğinde işin bitim tarihi 27.10.2010 olmaktadır. Yine sözleşmenin eki niteliğindeki “Özel Teknik Şartname” nin 18. maddesinde astarlı sathi kaplama onarımı imalâtlarının 15 Eylül 2010, astarsız sathi kaplama yapımı imalatlarının ise 31 Ağustos 2010 tarihine kadar bitirme zorunluluğu kararlaştırılmıştır. Esasen bu süreler işin mahiyeti gereği sözleşmede öngörülen süreler içerisinde yapılması gereken termine uygun süreler niteliğindedir. Bu sürelere uyulmaması üzerine davalı iş sahibi idarenin, 12.07.2010 tarih, 26982 sayılı,19.07.2010 tarih, 27099 sayılı, 23.07.2010 tarih, 28784 sayılı, 30.07.2010 tarih, 29870 sayılı yazıları ile ve Altındağ 1. Noterliği’nin 17.08.2010 tarih 12830 yevmiye nolu ihtarnamesi ile fesih ihtarında bulunulmuş olmasına karşın sözleşmenin feshedildiği 25.01.2011 tarihi itibariyle uyarıların sonuçsuz kaldığı anlaşılmaktadır. Nitekim, 18.02.2011 tarihli fesih tasfiye tutanağına göre işin fizikî gerçekleşme oranı ancak %50.19 seviyesinde kalmıştır. İfada gecikmeden davalı iş sahibi idarenin kusurlu olduğu yönünde bir iddia ve ispatta bulunmadığı nazara alındığında bilirkişi raporunda sözü edilen ilave sürenin yasal dayanağı bulunmamaktadır. Öte yandan davalı iş sahibi idarece, davalı yükleniciye işin gecikmesinden dolayı fesih nedeniyle verilen ihalelere katılmaktan yasaklama cezası, yüklenici tarafından idari yargıda dava konusu edilmiş ise de; idari yargı tarafından işlemin hukuka uygun olduğu gerekçesi ile red kararı verilmiş olup, bu hususta idarenin fesihte haksız olmadığını da ortaya koyar niteliktedir. Tüm bu nedenlerle davalı iş sahibi idarenin sözleşmeyi fesihte haklı olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmaları ile delillerine uygun düşmeyen bilirkişinin hukuki görüşü ile bağlı kalınarak kabul kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 01.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.]]>