ihtarname ile sözleşmeyi fesh ettiklerini, bu nedenle ödenen iş bedelinin iadesini talep etmektedir. Davacı ise, 520 m2 imalât yaptığını, feshin haksız olduğunu savunmaktadır. Davalı 520 m2 imalâta ilişkin fatura sunmuş ise de, davacıya tebliğ olunduğu kanıtlanmış değildir. Davalının tek taraflı düzenlediği fatura dışında başkaca delil bulunmamaktadır. Yapılan 130 m2 imalâtın ise gerek iş sahibinin yazısı gerekse yaptırılan bilirkişi incelemelerinde ayıplı ifa olunduğu sabittir. Bu durumda davacının işin başlangıcında ayıplı imalât gerçekleştirilmesi nedeni ile dava dışı iş sahibine davacının ayıpsız imalât teslim etmekle yükümlü olduğu gözetildiğinde davalı ile yaptığı sözleşmeyi fesihte haklı olduğunu kabul etmek gerekir. O halde mahkemece yapılması gereken iş; asıl davada 130 m2 imalâtın sözleşme fiyatı ile hesaplanacak tutarından ayıbın giderim bedeli mahsup edilerek, bulunacak bu tutara ihzarat ve nakliye bedeli ilave edilmeli, böylece davalı alt yüklenicinin alacağı hesaplanmalı, asıl davada istirdadı istenilen ödemelerden bu miktar mahsup edilerek kalan miktar üzerinden asıl dava kabul edilmeli, karşı davanın ise tümüyle reddine karar verilmelidir. Bu hususlar üzerinde durulmadan bilirkişi görüşüyle bağlı kalınarak hükme varılması usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması uygun bulunmuştur

image_pdfimage_print
Bu içerik sadece üyelere özeldir. Üyelere özel içerikleri görebilmek için lütfen üye olun
Üye Ol
image_pdfimage_print