Taraflar arasında akdedilen sözleşme ile davalı yüklenicinin Lise inşaatı yapım işini götürü bedel üstlendiği, işin geçici ve kesin kabullerinin yapıldığı, davacı iş sahibi idarenin açtığı davada, işin kabulünün yapılmasından sonra yüklenicinin işi gizli ayıplı yapması nedeniyle okulun doğu tarafında bulunan duvarın yıkıldığı, batı tarafında bulunan duvarın ise yıkılma tehlikesi altında olduğu, bu nedenle ayıbın giderim bedeli ya da duvarlarının yeniden yapılmasını talep ettiği; davalı yüklenicinin ise işi tam olarak ifa ettiği, tarafına izafe edilecek herhangi bir kusur bulunmadığını savunduğu, mahkemece yapılan ilk yargılama sonunda yıkılan bahçe duvarının şartname uyarınca davalı tarafından yargılama aşamasında yeniden yapılması nedeniyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği, davacı idarenin de duvarın ayıplı yapılmasında kusurlu olduğu, bu nedenle kusuru oranında yargılama giderine mahkum edildiği, kararın taraflarca temyiz edilmesi sonucunda Dairemizin kararı ile, davacı idareye kusur izafe edilmesinin doğru olmadığı, yıkılma tehlikesi altında olan duvar hakkında ikinci bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda işlem yapılmaksızın karar verildiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verildiği, mahkemece bozma kararına uyulduğu anlaşılmıştır. Bozma kararından sonra yapılan yargılama sırasında jeoloji mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, batı duvarı için yapılan güçlendirme işlemlerinin yeterli olmadığı, bu duvarın bu haliyle de kullanılması durumunda öğrenciler için risk oluşturduğu belirtildiğinden, mahkemece bozmadan önce ikinci bilirkişi kurulunu oluşturan inşaat mühendisi bilirkişilerden bu duvarın yeniden yapımı için gerekli olan bedelin ayıbın ortaya çıktığı zamandaki serbest piyasa fiyatlarına göre hesaplattırılması için rapor alınması gerekirken, davacı idare tarafından tek taraflı olarak düzenlenen yaklaşık maliyette belirtilen bedele hükmedilmesi doğru olmamıştır. Öte yandan, yargılama aşamasında doğu duvarının davalı yüklenici tarafından yeniden inşa edildiği anlaşıldığından bu dava konusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, bu duvar için de davacı idare tarafından duvarın yeniden inşası için tespit edilen yaklaşık maliyet bedeline hükmedilmesi de doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur

image_pdfimage_print
Bu içerik sadece üyelere özeldir. Üyelere özel içerikleri görebilmek için lütfen üye olun
Üye Ol
image_pdfimage_print