İhaleye fesat karıştırma suçunun temel şekli fesat karıştırma şeklindeki fiillerin gerçekleştirilmesi ile tanımlanması
Devamı...

İhaleye fesat karıştırma Suçlarını Hafifletici Nedenler
Devamı...

İhaleye fesat karıştırma Suçlarını Ağırlatıcı nedenler
Devamı...

İhaleye fesat karıştırma Suçlarının Manevi ve Nitelik Unsurları
Devamı...

İhaleye katılmak isteyen veya katılan kişilerin ihale şartlarını ve özellikle fiyatı etkilemek için aralarında açık veya gizli anlaşma yapmaları
Devamı...

İhale şartnamesinde belirtilen niteliklere sahip olmadığı halde sahip olduğundan bahisle değerlendirmeye almak
Devamı...

iş deneyimi olmayan kimsenin iş deneyimi olduğundan bahisle ihaleye girmesinin sağlanması(Yargıtay Kararı)
Devamı...

Türk Ceza Kanununda ihaleye fesat karıştırma suçu
Devamı...

4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Düzenlenen Yasak Fiil veya Davranışlar
Devamı...

Kat Karşılığı İnşaat Faaliyetlerinde Gelirin Tespitleri,Vergi ve KDV
Devamı...

kat karşılığı inşaat faaliyetleri ve maliyetlerin tespiti
Devamı...

Kat Karşılığı İnşaat Yöntemi
Devamı...

Teknik Şartname düzenlemesinin şikâyete konu kısmında kullanılacak karkas malzemenin miktarına ve ebatına yer verildikten sonra, karkas alanına asılacak malzemenin ağırlık ve boyut değişikliği dikkate alınarak, ağırlığı taşıyabilecek şekilde profil ölçülerinin değişiklik gösterilebileceği bilgisinin verildiği anlaşılmış olup, anılan düzenlemede teklif hazırlanmasını engelleyecek bir belirsizlik bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Devamı...

İdare tarafından yaklaşık maliyetin hesaplanması aşamasında Kamu İhale Mevzuatının yaklaşık maliyetin hesaplanmasına esas miktar ve fiyatların tespiti ile ilgili öngördüğü usul ve esaslar çerçevesinde piyasadan işin ayrıntılarının belirtildiği Teknik Şartname düzenlemeleri gönderilerek fiyat araştırması yapıldığı, bu kapsamda 5 firmadan fiyat teklifi alındığı, elde edilen fiyat tekliflerinin aritmetik ortalaması alınmak suretiyle yaklaşık maliyetin Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin 8’inci maddesinde belirtilen usul çerçevesinde hesaplandığı sonucuna ulaşılmıştır.
Devamı...

ihaleye ait Sözleşme Tasarısı’nın “Cezalar ve Sözleşmenin Feshi” başlıklı 16'ncı maddesinde, hizmetin ifa şeklinde yükleniciden kaynaklanan bir kusurun meydana gelmesi halinde her bir aykırılık hali için belli oranlarda ceza kesileceğine dair düzenlemenin yer aldığı tespit edilmiştir. Ancak, bu aykırılıkların ardı ardına veya aralıklı olarak tekrarı ile belli bir sayıya ulaşması durumunda sözleşmenin 4735 sayılı Kanun’un 20’nci maddesinin (b) bendine göre protesto çekmeye gerek kalmaksızın feshedileceği hususu ile sözleşmenin bu şekilde feshedilebilmesi için gerekli olan aykırılık sayısına ilişkin düzenleme yapılmadığı t
Devamı...

Taraflar arasındaki akdi ilişki sözleşme tarihinde yürürlükte olan mülga BK'nın *maddesinde tanımlanan eser sözleşmesi niteliğinde olup bu sözleşmeler karşılıklı borçlar doğuran tam iki yanlı sözleşmelerdendir. Kural olarak, Borçlar Kanunu hükümlerine göre, akdin feshine ilişkin irade beyanı tek taraflı bozucu yenilik doğuran haklardan olup, karşı tarafın kabulüne bağlı olmaksızın ona ulaşmasıyla hüküm doğurur. Bu durumda taraflar arasındaki hukuki ilişkininde tasfiyesine karar vermek gerekir. Somut olayda davacı tarafından sözleşmenin tek yanlı olarak feshedilip davalıya bildirildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece sözleşme eki yapım işleri genel şartnamesi * maddeye göre fesih kesin kabul tarihinin * tarihi olması gerektiği dava tarihi itibarıyla kesin hesabın tasdik olmadığı kabul edilmiş ise de aynı şartnamenin 48. maddesinde fesih halinde hesabın genel hükümlere göre tasfiye edileceğinden bahsedilmektedir. Bu hüküm ve davacı idare tarafından sözleşmenin feshedildiği hususu dikkate alındığında mahkemece tasfiye hesabının çıkarılmasının gerekirken olayda uygulama yeri olmayan YİGŞ *maddesine dayanılarak davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Yapılması gereken iş konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyetinden alınacak rapor ile tüm hakedişler ve sözleşme hükümleri birlikte değerlendirilmek suretiyle tasfiye hesabının çıkarılarak davacının alacaklı olup olmadığının belirlenip sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir. Açıklanan bu gerekçeye kararın bozulması gerekmiştir
Devamı...

tespit dosyası incelenmesinde, davalı şirket vekilince, eldeki davanın davacısı*Şti. aleyhine boya işi yaptırıldığı, ancak ayıplı olduğu iddiasıyla ayıpların tespiti amacıyla mahkemeden bilirkişi incelemesi istenildiği ve yukarıda sözü edilen davacının dayandığı teklif belgesinin de sözleşme olarak eklendiği görülmüştür. Buradaki kabule göre davacı ile dış cephe boyası yapılması konusunda akdî ilişkinin ….. Ltd.Şti. ile kurulduğunun kabul edildiği anlaşılmaktadır. O halde anılan sözleşme çerçevesinde ve dosyadaki kanıtlara göre uyuşmazlığın esasının incelenerek sonucuna uygun hüküm kurulması gerekirken, adı geçen davalının tespit dosyasındaki kabulü gözetilmeden akdî ilişkinin varlığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi, aktif  husumet yokluğundan reddedilen davada maktuyu geçmemek üzere nisbi vekâlet ücreti yerine fazla vekâlet ücreti takdiri de kabul biçimi bakımından doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
Devamı...

Yapım İşleri Genel Şartnamesi'nin 40. maddesi uyarınca ise, geçici hakedişler kesin ödeme niteliğinde değildir ve ödemeler kazanılmış hak sayılmamak üzere geçici hakediş raporları ile ödeneceğinden davalıyı bağlamaz. Bu itibarla davacı alt yüklenici, davaya konu 57 numaralı hakedişe konu imalât bedeline hak kazandığını yasal delillerle ispatlamak zorundadır. Bu durum karşısında mahkemece yapılacak iş, yerinde keşif yapmak suretiyle hakedişe konu imalâtın yapılıp yapılmadığını, yapılmışsa davacının ne miktarda iş bedeline hak kazandığını belirleyen uzman bilirkişi kurulundan rapor alarak oluşacak sonuç doğrultusunda karar vermek olmalıdır.
Devamı...

Taraflar arasında imzalanan * tarihli sözleşme ile … katlı otoparkının davacı yüklenici tarafından yapımının üstlenildiği, sözleşme süresinin yer tesliminden itibaren * gün olduğu, yer tesliminin gecikmeli olarak yapıldığı, sonrasında hafriyat çalışmaları esnasında temelde tarihi kalıntılar bulunması sebebiyle inşaatın durdurulduğu, inşaata yeniden başlanılması için …. Kurulu kararının beklenildiği, bu süreçte taraflar arasında karşılıklı ihtarlar keşide edildiği, anlaşılmıştır. Dosyada mevcut bulunan aralarında bilirkişinin de bulunduğu * tarihli raporda, "katlı otopark yapılmasına konu alanın … Bakanlığı … Kurulu'nun * tarih ve * numaralı kararı ile … ili, … İlçesi, *parselde bulunan katlı otopark altındaki kültür varlıklarını içerisine alan bölüm üçüncü derecede arkeolojik sit alanı olarak tescillendiği, yine kurul tarafından alınan * gün ve * nolu karar ile söz konusu alandaki kültür varlıkları kalıntılarının koruma altına alınmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Diğer yandan, bahse konu kültür varlığının … sayılı … Kanunu'nun * maddede belirtilen 'Korunması gerekli Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları' kapsamına girdiği, anılan Yasa'nın * maddesinde a.*sıralarında belirtilen 'kültür varlığı" 'ören yeri" tanımına uyduğu ve söz konusu alanlarda ilgili yasalar ve ilgili Kurul Kararları çerçevesinde faaliyette bulunulması gerektiği" mütalaa olunmuştur. Böylelikle, sözleşme konusu imalâtın yapımı sırasında *sayılı kanun kapsamında korunması gereken tarihi eserin ortaya çıkması nedeniyle … Kurulundan onay alınması, tadilat projeleri yapılması, gerektiği, bunların yapımının işin süresini uzattığı ve işin seyrini de değiştirdiği gibi, bu arada davacı yüklenicinin*Mahkemesi'nin * Esas sayılı dosyasında iflas ertelenmesi davası açtığı ve davanın derdest ve rüyet olup, Yargıtay … Dairesi'nin * günlü bozma ilâmından sonra henüz karara bağlanmadığı, bu durumda aradan geçen süre de gözetildiğinde ortaya çıkan ve elde olmayan nedenlerle, sözleşmenin ifasının taraflardan beklenemeyeceği, davalı idarece de tasfiyeye karar verilip, feshedilmediği anlaşılmıştır. Bu hali ile fesih bulunmadığından davalının haksız feshinden söz edilemeyeceğinden davacının kâr kaybı isteminin dayanağı bulunmamaktadır. Kâr kaybı alacağı ve bu alacağa ait işlemiş faize ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden kabul kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Devamı...

sözleşmenin düzenlenmesinden sonra değişik tarihli sözleşmelerin düzenlendiği anlaşılmakta olup davacı yeni sözleşmelerin aslında yeni sözleşme olmadığını, ilk sözleşmenin hata ve hile ile içeriklerinin değiştirildiğini iddia etmiş, davalı da ilk sözleşmenin * tarihli sözleşme iken sonradan bu sözleşmede değişik tarihlerde detaylandırma, değişiklikler yapıldığını iddia etmiş, yargılama sırasında taraflar arasında değişiklik metinleri konusunda uzlaşma sağlanamamıştır. Bu durumda incelemenin her iki tarafın anlaştığı ilk sözleşme olan *tarihli ilk sözleşmeye göre yapılması gerekmektedir. Bu sözleşmede imalât bedeli * TL anahtar teslimi götürü bedel olarak kararlaştırılmıştır. Sözleşmedeki bedel, sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte olan BK'nın *maddesinde tanımlanan götürü bedeldir. Götürü bedelli işlerde, yüklenicinin hak ettiği iş bedelinin saptanması yada iş sahibinin ödemesinin fazla olup olmadığının belirlenmesi için gerçekleştirilen imalâtın eksik ve kusurlar da dikkate alınarak tüm işe oranının tespiti, bulunacak bu oranın toplam iş bedeline uygulanarak hak edilen bedelin saptanması ve bulunacak bu rakamdan kanıtlanan ödemeler düşülerek hesaplanması gerekmektedir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamalar açıklanan ilkeye uygun olmadığından yapılması gereken iş hükme esas alınan bilirkişilerden açıklanan ilkeye uygun olarak hesaplama yapılmak üzere ek rapor alınıp ihtilâfsız ödeme olan * TL'nın mahsubu ile sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir
Devamı...

Davalı iş sahibi bu yazıyla konseri iptâl etmekle, sözleşmeyi feshetmiştir. Taraflar arasındaki eser sözleşmesi nakit bedel karşılığı düzenlenmiş olduğundan tek taraflı fesih beyanı ve bunun karşı tarafa ulaşmasıyla hukuki sonuç doğurur. Söz konusu erteleme yazısı aynı tarihte davacı şirket yetkilisine elden tebliğ edildiğinden davalının fesih iradesi sözleşmenin tarafı olan davacıya ulaşmış ve fesih gerçekleşmiştir. Davalının erteleme (fesih) yazısında fesih nedeni olarak Kobani olayları gösterilmiş olduğundan TBK’nın 484 maddesinde tanımlanan ve uygulamada keyfi fesih diye de adlandırılan tazminat karşılığı fesih söz konusu olmayıp, neden gösterilerek fesih söz konusudur.
Devamı...

Davalı yüklenici ile dava dışı davacının ikamet ettiği binanı yönetimi olan … ile *Çatı Yenilenmesi, Bina Drenajı, Bina Merdivenleri Tamiri, Bakımı ve Boyanması, Otopark Üstü İzolasyonu ve Drenaj Bağlantısı, Otopark Alt Katlarının Bilumum Tadilat İşlerinin Hizmet Sözleşmesi başlıklı sözleşmenin düzenlendiği ve bu kapsamda kat maliki olan davacının davaya konu *adet * TL bedelli senet düzenleyerek davalı yükleniciye verdiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı ile davalı arasında sözleşme ilişkisi bulunmamakta ise de; davacının davalı şirket dava dışı site ile davalı arasında düzenlenen eser sözleşmesi kapsamında senet verdiği çekişmeli olmadığına göre bu senetlerden dolayı menfi tespit talep edebileceği kabul edilmiştir. Bu kabulden sonra davalı yüklenicinin davacı iş sahibinden varsa alacak miktarının belirlenip buna göre senet bedellerinden davacının ne kadar borçlu olduğu hususunun tespiti gerekir.O halde mahkemece yapılacak iş; HMK'nın *ve devamı madde hükümlerine uygun seçilecek bir inşaat bilirkişisi marifetiyle dosya üzerinden dosyada mevcut delil tespit raporu ve bulgular da değerlendirilerek davalı yüklenicinin hak ettiği iş bedeli belirlenmeli, yapılan ödemeler mahsup edildikten sonra dava konusu senetlerden dolayı davacının borçlu olmadığı miktar belirlenmeli, mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişle rapor alınarak tüm bu değerlendirmeler ışığında karar verilmesinden ibaret olmalıdır
Devamı...

Hükme dayanak yapılan asıl ve ek rapor denetime elverişli olmadığı gibi, sözleşme ve eklerine de aykırıdır. Sözleşme bedeli KDV hariç … TL olarak kararlaştırılmıştır. KDV'nin ilavesiyle sözleşme bedeli … TL'dir. Sözleşme kapsamında kalan işlerin, "işin detayına ekli teklif listesine" göre yapılacağı belirtilmiştir. Davada ayrıca sözleşme dışı imalâtın da bulunduğu belirtilerek bunlarla birlikte sözleşme kapsamı dahil toplam iş bedeli alacağından ihtilafsız olan … TL ödemenin mahsubu ile bakiye alacak istenmiştir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, HMK'nın 266 ve devamı maddelerinde öngörülen şekilde oluşturulacak konusunda uzman bilirkişi kurulu vasıtasıyla inceleme yapılmalı, sözleşmekapsamındaki işlerin, sözleşmedeki götürü bedele göre, sözleşme dışı imalâtın ise vekâletsiz iş görme hükümlerine göre hesaplattırılarak böylece toplam alacak bulunmalı, bundan ihtilafsız ödeme tutarı düşülerek kalana göre hüküm kurulmasından ibarettir. Eksik inceleme, yetersiz bilirkişi raporuyla hükme varılması doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur….
Devamı...

sözleşme ve fesih tarihinde yürürlükte olup olayda uygulanması gereken Borçlar Kanunu'nun*maddesi yollamasıyla aynı Kanun'un * maddesinde gösterilen "kesinti yöntemi" esas alınarak hesaplanması gerekir. Kesinti yöntemine göre yüklenicinin fesih sebebiyle yapamadığı sözleşmekonusu işlerin geri kalan kısmından dolayı mahrum kaldığı kâr kaybının, öncelikle yapılmayan işin sözleşmenin feshi tarihindeki bedelinin (eser tamamlanmış, borç ifa edilmiş olsaydı yüklenicinin eline geçecek bedel ile sözleşmesine göre yapılan imâlat sebebiyle yükleniciye ödenen ya da ödenecek bedel farkı) tespit edilmesi, bulunacak bu bedelden yüklenicinin işi fesih sonucu tamamlamaması sebebiyle sağladığı tasarruf (malzeme, işçilik, sigorta, vergi vs. masraflar) ile bu süre içinde başka bir iş yapıp çalışmışsa ya da başka bir iş yapmaktan kaçınmışsa kazanabileceği miktarlar belirlenip bulunacak bu miktarların ilk olarak bulunan yapılmayan iş bedelinden çıkartılarak hesaplanması gerekir…. O halde mahkemece kâr kaybının az yukarıda açıklanan ilke ve yönteme uygun olarak hesaplanması için yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, iş sahibi tarafından feshedilmeyen ayakta olan sözleşmeye dayalı kâr kaybı hesabı yapan rapora itibarla yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
Devamı...

yapılan araştırma ve inceleme yetersiz olup, eksik araştırma ile karar verilemez. Şöyleki; Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 25. maddesinde, "Yüklenicinin taahhüdünü ihale dökümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi (yer teslimine yanaşmaması, işin bütününün tek alt yükleniciye yaptırılması veya onaya tabi işlerde izinsiz alt yüklenici çalıştırılması, sözleşmenin izinsiz devri, izinsiz temlik, süresi biten teminat mektubunun süresinin uzatılmaması, iş programının aksatılması gibi sözleşmeye aykırı davranışlar) veya işi süresinde bitirilmemesi hallerinde, ihale dökümanında belirtilen oranda gecikme cezası uygulanmak üzere, İdarenin en az on gün süreli ve nedenleri açıkça belirtilen ihtarına rağmen aynı halin devam etmesi durumunda, ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar gelir kaydedilir ve sözleşme feshedilerek hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilir." düzenlemesi bulunmaktadır. Sözleşmenin bu maddesindeki 10 günlük süre feshedilemeyen süre olup bu süre içinde gecikme cezasının uygulanacağı da kabul edildiğinden, davalı iş sahibinin feshedilemeyen bu 10 günlük süre ile ilgili olarak gecikme tazminatı istemesi mümkündür. Davalı idarece imzalanan (3) nolu hakedişte feshedilmeyen süreye ilişkin 10 günlük karşılığı cezanın hesaplanarak alacaktan mahsubu yerine * gün karşılığı * TL gecikme cezası uygulanması sözleşmenin yukarıdaki maddesine aykırı olmuştur. Bu nedenle mahkemece yapılacak iş, davalı işsahibinin 10 günlük ceza dışındaki isteminin reddi gerektiğinden, davalı iş sahibinin (10) günlük feshedilemeyen süreye ilişkin gecikme cezası hesaplanarak, kalan süre yönünden idarenin gecikme cezası isteminin reddiyle yüklenici alacağının belirlenmesi için bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir. Kararın açıklanan bu nedenle bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

Mahkemece hüküm altına alınan alacağa * tarihinden itibaren faiz yürütülmüştür. Dosya kapsamından faize başlangıç yapılan tarihin yüklenici tarafından tek taraflı olarak çıkartılan kesin hesabın iş sahibi idareye verildiği tarih olduğu anlaşılmaktadır. Yüklenicinin kesin hesabı çıkarıp idareye vermesi kesin hesaptan kaynaklanan alacak yönünden idareyi temerrüde düşürmez. Sözleşme tarihi itibariyle somut olaya uygulanması gereken Borçlar Kanunu'nun * maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile temerrüde düşeceğinden ve dava öncesi borçlunun ihtarla temerrüde düşürüldüğüne dair iddiada bulunup kanıtlanmadığından temerrüt davanın açıldığı * tarihinde oluşmuştur. Mahkemece temerrüt tarihinin belirlenmesinde yanılgıya düşülerek faizin dava tarihi yerine önceki bir tarihten başlatılması doğru olmamıştır.
Devamı...

faize başlangıç yapılan tarihin yüklenici tarafından tek taraflı olarak çıkartılan kesin hesabın iş sahibi idareye verildiği tarih olduğu anlaşılmaktadır. Yüklenicinin kesin hesabı çıkarıp idareye vermesi kesin hesaptan kaynaklanan alacak yönünden idareyi temerrüde düşürmez. Sözleşme tarihi itibariyle somut olaya uygulanması gereken 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 101/1. maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile temerrüde düşeceğinden ve dava öncesi borçlunun ihtarla temerrüde düşürüldüğüne dair iddiada bulunup kanıtlanmadığından temerrüt davanın açıldığı 14.07.2005 tarihinde oluşmuştur. Mahkemece temerrüt tarihinin belirlenmesinde yanılgıya düşülerek faizin dava tarihi yerine önceki bir tarihten başlatılması doğru olmamıştır. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekirse de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 Sayılı HMK'nın geçici 3. maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken 1086 Sayılı HUMK'nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur
Devamı...

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davacı … tarafından sözleşmenin kurulması istemine ilişkin olarak açılmış, mahkemece davanın kabulüne dair verilen hüküm, davalı tarafından temyiz olunmuştur. Davacı vekili, müvekkili kurumun 6200 sayılı Kanun'la verilen yetkiye dayanarak sulama kooperatiflerinin tesislerini yapıp, monte ederek çalışır vaziyette teslim ve devrettiğini, devir sözleşmesi ile pompaj tesislerinin intifa hakkının kooperatife geçmekte olduğunu, mülkiyetin ise, bedel ödeninceye kadar idarede kaldığını, taraflar arasında imzalanan 22.11.2012 tarihli ön sözleşmenin imzalamasını müteakip işlemleri yapıp tesislerin kurulup devire hazır hale getirildiği halde, davalı kooperatifçe sözleşmenin imzalanmadığını, sözleşmenin kurulmasına karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilerek sözleşmenin kurulmasına ve sözleşme şartlarının da düzenlenmesine karar verilmiştir
Devamı...

Dava, eser sözleşmesinin feshine, fazla ödenen bedelin iadesine, iş bedeli karşılığı verilen senetlerin iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır. Davalı, fesihte davacının haksız olduğunu, ödemelerin vadesinde yapılmadığından işin ifa ile sonuçlanmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulü ile asıl ve ek sözleşmelerin feshine
Devamı...

maddi vakıaları ileri sürüp ispatlamak taraflara, hukuki tavsif hakime aittir. Taraflar arasındaki sözleşmenin hukuki niteliğine ve sözleşmenin feshinin tek taraflı, karşı tarafa varması gerekli irade beyanı şeklinde bir hukuki işlem olmasına göre, dosya kapsamında yer alan belgeler ve özellikle dava dilekçesi içeriği incelendiğinde, davacı talebinin feshin haksızlığının tespit edilerek bu kapsamda işin tasfiye kesin hesabının çıkarılması, oluşan bedelin de tahsili istemi olarak kabulü gerekir…. Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkemece görev itirazının reddi ile tarafların delilleri sorulup toplanarak işin yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde ve esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle yargı yolu nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir
Devamı...

, taraflar arasında sözleşmenin feshi konusunda taraf iradelerinin birleştiğinden söz edilemeyeceği gibi, mahkemece sözleşmenin feshine dair bir karar da verilmemiş, aksine sözleşmenin ayakta olduğu kabulüne dayalı olarak nama ifaya ve satışa izin kararı verildiği açıktır. Bu durumda, sözleşme halen geçerli bir sözleşme olduğundan, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 106. ve diğer maddeleri uyarınca temerrüt kuralları dahilinde davacı arsa sahiplerinin taleplerinin değerlendirilip, buna uygun bir karar verilmesi gerekirken sözleşmenin feshedildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, karar başlığında davacı Dimitra Köknar olduğu halde, yerine onun adına hareket ederek davayı takip eden avukata vekaletname veren Ü.. Ç..'nun adının davacı olarak yazılmış olması da doğru değildir….
Devamı...

, taraflar arasında sözleşmenin feshi konusunda taraf iradelerinin birleştiğinden söz edilemeyeceği gibi, mahkemece sözleşmenin feshine dair bir karar da verilmemiş, aksine sözleşmenin ayakta olduğu kabulüne dayalı olarak nama ifaya ve satışa izin kararı verildiği açıktır. Bu durumda, sözleşme halen geçerli bir sözleşme olduğundan, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 106. ve diğer maddeleri uyarınca temerrüt kuralları dahilinde davacı arsa sahiplerinin taleplerinin değerlendirilip, buna uygun bir karar verilmesi gerekirken sözleşmenin feshedildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, karar başlığında davacı Dimitra Köknar olduğu halde, yerine onun adına hareket ederek davayı takip eden avukata vekaletname veren Ü.. Ç..'nun adının davacı olarak yazılmış olması da doğru değildir..
Devamı...

eser sözleşmesinin BK'nın *maddesi hükmünce haklı olarak feshedilmesi durumunda feshedenin, aynı Yasa'nın * maddesi uyarınca uğradığı zararları talep edebileceği gerek Yargıtay uygulamasında gerekse doktrinde kabul edilmektedir. Genel olarak bu zararlar, kaçırılan fırsat (menfi zarar) olarak tanımlanmakta olup, sözleşmenin yapılmaması halinde uğranılamayacak zarar olarak ortaya çıkmaktadır. Kaçırılan fırsat, yüklenicinin sözleşmesine göre yapımını üstlendiği halde yapmadığı işin makul süredeki yeniden yapım bedeli ile sözleşmenin yapıldığı tarihte kendisinin sözleşme ilişkisine bağladığı teklife en yakın alınabilecek teklif fiyatı arasındaki farktan ibarettir. Menfi zararın belirlenirken, işin başkasına ihale edilememesi nedeniyle kaçırılan fırsat, kısaca ihaleye en yakın teklif fiyatı ile yeniden yaptırılmak zorunda kalınan fiyat arasındaki fark olarak hesaplanmalıdır.Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, davalıya ihale edilen işle ilgili olarak tüm işlem dosyası ve fesihten sonra dava dışı üçüncü kişiyle yapılan sözleşme ve ihale dosyası celbedilerek, bilirkişi kurulundan alınacak ek rapor ile az yukarıda belirtilen “kaçırılan fırsat” esasına göre istenebilecek menfi zararın hesaplanıp hüküm altına alınmasından ibarettir. Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir
Devamı...

Yargıtay bozma ilâmına uyulmakla ilâm gereği yerine getirilmelidir. Sözleşme eki Yapım İşleri Genel Şartnamesi'nin ara hakedişlere itiraz usulünü düzenleyen 40. maddesinde, yüklenicinin itirazlarını belirtilen şekilde bildirmediği takdirde hakedişi olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı belirtilmiştir. Yüklenici dava konusu işte düzenlenen ara hakedişlere itiraz etmeden imzalanmıştır. Yüklenici itirazı * tarih ve (12) nolu kesin hakedişte, “idareye verilen *sayılı dilekçemde yazılı ihtirazı kayıtla imzalanmıştır.” biçiminde kayıt koyarak anılan şartname hükümlerince usulüne uygun itiraz etmiştir. Bu durumda yüklenici sadece kesin hakedişte yeralan ve 19.10.2007 günlü dilekçesindeki itirazlarının incelenmesini ve varsa alacağının ödenmesini isteyebilir. Ara hakedişlere giren miktarlar yüklenici bakımından kesinleşmiştir. O halde mahkemece yapılması gereken iş; bilirkişilerden ek rapor alınarak yüklenicinin kesin hakedişe giren miktara göre alması gereken fiyat farkının itiraz dilekçesiyle birlikte değerlendirilerek saptanması ve bu miktarın hüküm altına alınmasından ibarettir. Bu hususlar üzerinde durulmadan yazılı gerekçeyle hükme varılması usul ve yasaya aykırı olmuş, hükmün bozulması uygun bulunmuştur.
Devamı...

yüklenicinin* tarihli fesih ihtarı *günü davacı taşerona tebliğ edildiğinden sözleşme ilişkisi bu tarihte sona ermiş ve sözleşmeyle feshe bağlı alacaklar bu tarih itibariyle muaccel hale gelmiş ve zamanaşımı işlemeye başlamıştır. Bu tarihten *dava tarihine kadar 5 yıl zamanaşımı süresi geçmiştir. Ancak * tarihli 2 nolu hakediş tutanağının sol alt kısmında, not ibaresi yanında "davacı şirketin yetkilisi B.Y. Bey'in 7 nolu tutanakta belirtmiş olduğumuz gibi 431 adet tokuzu sahada teslim alınmış olup kendisine * TL ödenecektir" yazılarak tarihte atılmak suretiyle davalı yüklenici şirketin yetkili proje müdürü Zeki Ateş tarafından imzalanmıştır. Söz konusu yazılı beyan ihtiva ettiği miktar itibariyle * Borçlar Kanunu'nun * maddesinin ikinci fıkrasında ifade edilen senetle ikrar edilmiş borç mahiyetindedir. Bu belge tarihinden dava tarihine kadar da aynı fıkrada belirtilen 10 yıllık zamanaşımı süresi geçmemiştir.Bu durumda mahkemece kabul ve ikrar edilen * TL üzerinden temerrüt durumu araştırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken bu husus üzerinde durulmadan yanlış değerlendirmeyle davanın tümden reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi incelendiğinde, davacı tarafın makul bir süre içerisinde inşaat ruhsatını almadığı, davanın açıldığı tarih itibariyle inşaatın mühürlü olduğu anlaşıldığından, davalı arsa sahibinin davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemez. Bu nedenle, davalı arsa sahibinin yargılama giderleri ve vekalet ücretinden dolayı sorumlu tutulmaması gerekirken sorumlu tutulmuş olması doğru değilse de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden6100 Sayılı HMK nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
Devamı...

toprak olması gerekirken beton perde üzerine mebran yapıştırma + toprak dolgu işlemi yapıldığı, yüklenicinin projeye göre eksik imalat yapması nedeniyle davacının uğradığı maddi zararın giderilmesi için* TL bedel gerekeceği belirtilmiş, davacı iş sahibi ihtara rağmen imalat hataları ve eksiklikler giderilmediğinden tesbit raporuna dayanarak ve fazlaya dair talep haklarını saklı tutarak inşaatın hatalı imal edilmesi nedeniyle *TL, gecikmeden dolayı kazanç kaybı nedeniyle de* TL olmak üzere toplam * TL nin davalı yükleniciden tahsili için iş bu davayı açmıştır. Yargılamanın devamı sırasında üç ayrı bilirkişiden rapor alınmış, raporların tümün yüklenici tarafından yapılan inşaattaki ayıbın giderilme bedeli hesaplanmış, son olarak alınan* tarihli rapora ek olarak düzenlenen* tarihli raporda davacıya ait 12 bağımsız bölümden oluşan binanın tüm bağımsız bölümlerinde, her bir bağımsız bölümün dava tarihi itibariyle değerinin yüzde 5 i oranında değer kaybı oluşacağı, bunun tutarının da*TL olduğu belirlendiğinden ayıbın giderilme bedeli * TL ile birlikte davacının ıslah talebi de nazara alınarak*TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir
Devamı...

sözleşme konusu inşaat işlerinin yapıldığı ve bu davalıların görevli oldukları dönemde yürürlükte bulunan Bayındırlık İşleri Kontrol Yönetmeliği hükümleri değerlendirilmek ve ayrıca Borçlar Kanunu nun *maddeleri hükümleri uygulanmak suretiyle ve mesleki yeterlilikleri ve ayrıca görevlendirildikleri iş hacimleri, görev ve yetki alanları da değerlendirmeye esas alınarak davalı … nun inşaatın tesisat işlerinden ötürü sorumluluk derecesi yani kusur oranı ve sorumlu tutulması gereken tazminat tutarı; teknisyen … nın da inşaat kontrolörü olarak kusuru ve sorumlu olduğu tazminat tutarının belirlenmesi gerekir.
Devamı...

Eser sözleşmelerinde yüklenicinin işi ayıplı ifası halinde ayıbın giderilmesi bedeline hükmedildiği takdirde eserde ayrıca değer kaybı oluşacağı kabul edilemeyeceğinden ayıbın giderilmesi bedeli * ile birlikte ayrıca değer kaybı adı altında * ye hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu yönden de davalı yüklenici … lehine bozulması gerekirken temyiz incelemesinde bu husus zuhulen gözden kaçırıldığından Dairemizin bozma ilamına ayrı bir bent halinde eklenmesi suretiyle kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir.
Devamı...

Davalılardan … ve … nın kusuru ve sorumluluk derecesinin belirlenmesi, yukarıda özetle açıklanan yasal sorumluluk koşulları da gözetilerek, sözleşme konusu inşaat işlerinin yapıldığı ve bu davalıların görevli oldukları dönemde yürürlükte bulunan Bayındırlık İşleri Kontrol Yönetmeliği hükümleri değerlendirilmek ve ayrıca Borçlar Kanunu nun * maddeleri hükümleri uygulanmak suretiyle ve mesleki yeterlilikleri ve ayrıca görevlendirildikleri iş hacimleri, görev ve yetki alanları da değerlendirmeye esas alınarak davalı … nun inşaatın tesisat işlerinden ötürü sorumluluk derecesi yani kusur oranı ve sorumlu tutulması gereken tazminat tutarı; teknisyen … nın da inşaat kontrolörü olarak kusuru ve sorumlu olduğu tazminat tutarının belirlenmesi gerekir.
Devamı...

İhaleye teklif sunan isteklilerin teklif dosyaları kapsamındaki bilanço ve eşdeğer belgelerinde gösterilen oranlar yukarıda yer verilen mevzuat çerçevesinde incelendiğinde, söz konusu isteklilerin ihalede bilançolara ilişkin aranan oranları karşıladığı görülmüştür.
Devamı...

konusu ihalede idarece, teklifi aşırı düşük sınır değerinin altında olan isteklilere* tarihli yazı ile EKAP üzerinden gönderilen aşırı düşük teklif açıklanması talep yazısı kapsamında mesafe bilgilerinin belirtildiği, açıklanması istenilen iş kalemleri arasında yer alan *iş kalemine ait analiz girdileri arasında yer alan nakliye giderine ilişkin formülün  “Malzemenin iş başına nakli * şeklinde belirlendiği ve yaklaşık maliyette bir güncelleme yapılmadığı görülmüştür
Devamı...

sözleşmenin götürü bedelli olup, yüklenicinin arsa payı dışında bir bedel isteyemeyeceği, sözleşmede bulunan aksine hükmün geçerli olmayacağı, ayrıca yüklenici tarafından sözleşme gereğince arsa sahibine bağımsız bölüm tesliminin ticari faaliyet olmadığından KDV ye tabi bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş ise de, öncelikle yukarıda işaret edildiği üzere, taraflar BK nın *maddesi hilafına düzenlemeler yapabilirler
Devamı...

inşaat sözleşmeleri karşılıklı edimler içerip, kendi edimini yerine getirmeyen taraf, karşı taraftan ediminin ifasını isteyemez . Arsa sahibinin edimi, inşaat yapılacak arsayı, inşaat yapımına uygun biçimde (ayıpsız) teslim etmektir. Somut olayda, arsaya komşu parselin tecavüzü nedeniyle inşaat yapımına uygun bulunmadığı görülmüştür. Arsadaki bu ayıp giderilmeden yüklenicinin inşaata başlaması beklenemeyeceği gibi yasal olarak da mümkün olmadığından gecikmede kusurun varlığından söz edilemez. İnşaat yapım süresi ancak arsadaki kusurun giderilmesiyle başlar. Nitekim, komşu parsel tecavüzü önlendikten sonra makul sürede ruhsat alınarak inşaata başlanmış ve yargılama aşamasında inşaat büyük oranda tamamlanmıştır. Kaldı ki, fesih davası devam ettiği sürece yüklenicinin inşaata devam zorunluluğu da yoktur. Buna rağmen inşaata devam edilmiş bulunması ve inşaatın yasaya aykırılığı da iddia edilmediğine göre, yüklenininin kusurlu olduğu kabul edilemez. O halde açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmelidir. Bu hususlar üzerinde durulmadan ve hukuki değerlendirme de hataya düşülerek davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuş, bozulması uygun görülmüştür
Devamı...

Eser sözleşmelerinde yüklenicinin işi ayıplı ifası halinde ayıbın giderilmesi bedeline hükmedildiği takdirde eserde ayrıca değer kaybı oluşacağı kabul edilemeyeceğinden ayıbın giderilmesi bedeli *ile birlikte ayrıca değer kaybı adı altında *ye hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu yönden de davalı yüklenici … lehine bozulması gerekirken temyiz incelemesinde bu husus zuhulen gözden kaçırıldığından Dairemizin bozma ilamına ayrı bir bent halinde eklenmesi suretiyle kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir
Devamı...

Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi incelendiğinde, davacı tarafın makul bir süre içerisinde inşaat ruhsatını almadığı, davanın açıldığı tarih itibariyle inşaatın mühürlü olduğu anlaşıldığından, davalı arsa sahibinin davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemez. Bu nedenle, davalı arsa sahibinin yargılama giderleri ve vekalet ücretinden dolayı sorumlu tutulmaması gerekirken sorumlu tutulmuş olması doğru değilse de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden  HMK nın geçici * maddesi yollamasıyla HUMK nın * maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur
Devamı...

bilirkişi raporunda davacının keşif artışı ile sözleşme ve keşif artışı kapsamındaki imalâtları bitirip bedelini aldığı, bu imalâtlarında dışında olmak üzere sözleşme dışı imalâtlar yaptığı belirtilerek bunların bedeli yapıldığı yıl piyasa rayiç fiyatlarına göre hesaplanmış olup bu hesap şekli doğru olmakla beraber Dairemizin yerleşik içtihat ve uygulamalarında götürü bedelli işlerde açıkça kararlaştırılmadıkça KDV'nin götürü bedele dahil olduğu kabul edilmektedir. Bu nedenle asıl rapor ve ek raporda belirlenen fazla imalât bedellerine ayrıca KDV eklenmesi doğru olmamıştır. Yapılması gereken iş bilirkişiden alınacak ek rapor ile belirlenen imalât bedellerine ayrıca KDV eklenmeksizin alacağın hesaplattırılması, dava tarihinden önce davalı usulüne uygun olarak temerrüde düşürülmediğinden ve kesin vade de bulunmadığından hüküm altına alınacak alacağa dava ve ıslah tarihinden faiz uygulanmasından ibarettir. Açıklanan bu gerekçe ile kararın bozulması gerekmiştir.
Devamı...

Eser sözleşmeleri dava tarihinde yürürlükte bulunan ve zaman bakımından uygulanması gereken mülga Borçlar Kanunu'nun *maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp, tarafların "icap" ve "kabul" iradelerinin birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat külfetine yönelik bir şarttır. Genel kural böyle olmakla birlikte bazı eser sözleşmelerinin belli şekil şartında yapılması gerekmektedir. Buna göre;Açıklanan bu sebeplerle davanın tümden reddi gerekirken sözleşmenin geçersiz olduğu gözden kaçırılarak davanın kısmen kabulü yolunda hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir
Devamı...

Dava, yapı yaklaşık maliyet cetveli düzenlenirken yapılan usulsüzlük nedeniyle oluşan idare zararının tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece dava kısmen kabul edilerek * TL zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, karar, davacı, davalı … ve davalı yüklenici vekillerince ayrı ayrı temyiz edilmiştir.Dava tarihi itibariyle olaya uygulanması gereken mülga  Borçlar Kanunu'nun *maddesi ve yargılama sırasında yürürlüğe giren Borçlar Kanunu'nun * maddesine göre, hukuk hakimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı olmasa da ceza mahkemesince sabit kabul edilen olgular ile bağlıdır. Ceza mahkemesinde verilecek karar, hukuk davasında sonuca etki edebilecekse, ceza davasının sonucu beklenerek uyuşmazlığın esası incelenmelidir.Somut olayda, aralarında davalı yüklenici ….Ltd. Şti yetkilisi … … … ve diğer davalı eski idare çalışanı …'in de bulunduğu bir kısım yükleniciler ve idare çalışanları hakkında, içinde dava konusu …. … Röleve, …torasyon ve Çevre Tanzim Projeleri işinin de bulunduğu ihalelere ilişkin olarak …. Ağır Ceza Mahkemesi'nin *dosyası ile ihaleye fesat karıştırmak, görevi kötüye kullanmak ve özel belgede sahtecilik suçlarından cezalandırılmaları talebi ile ceza davası açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucu * gün ve *Karar sayılı karar ile, davalılardan …'in zincirleme olarak yetkide görevi kötüye kullanmak ve özel evrakta sahtecilik suçları nedeniyle cezalandırılmasına, verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, … .. …. ise üzerine atılı ihaleye fesat karıştırmak suçu sabit olmadığından beraatına karar verildiği anlaşılmıştır. Bu karar katılan idare vekillerince temyiz edilmiştir. Dosya temyiz aşamasında olup, henüz kesinleşmemiştir.  Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun *maddesi gereğince davalılar hakkında … Ağır Ceza Mahkemesi'nin ………. Karar sayılı dava dosyasının sonucu beklenip, kesinleşecek maddi olgular da dikkate alınarak ayrıca ihale dosyasının tamamı getirilip incelenerek davalıların hukuki durumları ve sorumluluklarının belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamış, bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

sözleşmenin her iki tarafın ortak kusuru ile feshedildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Fesihte tarafların ortak kusurlu olması halinde, yukarıdaki açıklamalar uyarınca yüklenicinin irad kaydedilen teminat mektubu bedelleri ile nakdi teminatlarını ve varsa ödenmeyen hakkediş alacaklarını talep edebileceği, kâr kaybını ise talep edemeyeceği, iş sahibi idarenin ise yapılan imalâtlardaki ayıpların giderilme bedelleri ile nefaset farklarını talep edebileceği ortadadır
Devamı...