Kural olarak arsa sahibi ile yüklenici arsında kat karşılığı inşaat yapılması hususunda söleşme düzenlendiğinde ve sözleşme koşulları yerine getirildiğinde yüklenici kişisel hak kazanır.Yüklenici bu kişisel hakka dayanarak arsa sahibinden inşaat sözleşmesi uyarınca kendisine bırakılan bağımsız bölümlerin mülkiyetlerinin adına nakledilmesini isteyebilir
Devamı...

parsel hissedarı kendi payına tefrik edilen yere yaptığı dört katlı apartmandan 4.kat, 4 nolu daireyi davacıya satış vaadi sözleşmesiyle satmıştır. …Kat irtifakı ve kat mülkiyeti kurulmamıştır.Bu durumda satış vaadi konusu bağımsız bölüme tahsis edilcek arsa payı oranın bilirkişi görüşünden yararlanmak suretiyle belirlenmesi her zaman mümkündür
Devamı...

Yüklenici ile arsa sahibi arasındadüzenlenen eser sözleşmesi gereğince yüklenicinin kendisine düşen daireleri arsa sahibinden isteyebilmesi için sözleşme uyarınca edimlerini yerine getirmesi şarttır.Yüklenici edimlerini yerine getirdiğinde kişisel hak kazanır.Yüklenici bu kişisel hakka dayanarak arsa sahibinden sözleşme uyarınca kendisine bırakılan bağımsız bölümlerin mülkiyetlerinin adına nakledilmesini isteyebilir
Devamı...

Bir taşınmazın birden çok kişilere satışın vaadi olunması halinde geçersiz olmadıkça veya münfesih hale gelmedikçe ilk defa yapılan sözleşmeye değer verilir.
Devamı...

düzenlenen sözleşmenin dördüncü sahifesinde gecikme cezası olarak kararlaştırılan bedel ve cezayı aşan gecikme tazminatı ifaya bağlı müspet zarar kapsamındadır ve akdin feshi halinde dahi istenebileceğine dair sözleşmede hüküm bulunmamaktadır. Bu hale göre, sözleşmede aksine hüküm bulunmadığı ve akdin feshi de talep edilip feshe karar verildiğinden gecikme tazminatı
Devamı...

Satış vaadi sözleşmesi uyarınca taşınmazın 1/2 hissesinin cebri tescili
Devamı...

ruhsat alınan parsellerdeki inşaatlar kararlaştırılan sürede tamamlanmadığı, diğer parseller için de uzunca bir süre geçmiş olmasına rağmen ruhsat dahi alınmadığından BK’nun 107. maddesindeki süre verilmeksizin ve ihtara gerek olmaksızın fesih koşulları gerçekleştiğinden, davacı arsa sahiplerinin BK. 106 maddesinin ikinci fıkrasında yazılı seçimlik hakları doğmuştur. Davacılar da bu seçimlik haklarını sözleşmenin feshi ve menfi zararın tazmini şeklinde kullanmışlardır.
Devamı...

Satışı vaad edilen taşınmazın sözleşmenin düzenlendiği tarihte davalı adına tapuda kayıtlı olmaması sonuca etkili değildir.Bir kimse,kendi üzerinde kayıtlı olmayan taşınmazın satışını dahi vaad edebilir ve böyle bir vaad geçerlidir
Devamı...

Borçlar Kanunu’nun 360/1. maddesine göre, yapılan şey iş sahibinin kullanamayacağı ve nisfet kaidesine göre kabule icbar edilemeyecek derecede kusurlu ve mukavele şartlarına muhalif olursa
Devamı...

Satış vaadi sözleşmesini yapan kişi;aynı taşınmazı ayrı tarihlerde yaptığı sözleşmelerle deveretmiş olması durumunda,hangi sözleşme önce düzenlenmişse o sözleşmenin geçerli sayılması gerekir.
Devamı...

sözleşmenin arsa sahibi tarafından haklı nedenlere dayalı olarak fesih edildiği dosya kapsamı delillerle sabittir. Davacı yüklenici asıl davada yaptığı iş bedeli olarak (…) TL.nin tahsilini istemiş, mahkemece imara aykırı inşaat yapılması nedeniyle iş bedelinin talep edilemeyeceği gerekçesi
Devamı...

Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi Bulunan Taraflardan Arsa Sahibince Müteahhide Tapuda Satış Şeklinde Yapılan Arsa Payı Devrini ve Sözleşme
Devamı...

yüklenici ile akdedilen ve kat karşılığı inşaat yapımına ilişkin olan düzenleme şeklindeki sözleşmenin feshine, sözleşmeden doğan sair dava ve talep haklarının saklı tutulmasına karar verilmesi
Devamı...

Sözleşme geriye etkili feshedilince; yüklenicinin arsa sahipleri yararına yaptığı bir kısım imalat varsa, bu imalatın bedeli, fesih kararının kesinleştiği tarihteki serbest piyasa rayicine göre hesaplanır.
Devamı...

satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmıştır. Bu sözleşmenin 3. maddesinde inşaatın sözleşme tarihinden itibaren 18 ay içerisinde bitirilip anahtar teslimi olarak arsa sahibine teslimi
Devamı...

kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin” tamamı, mahkemece dava dosyası kapsamına alınmamış ise
Devamı...

sözleşme gereğince ……….nın mantolama işinin yapılmasının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Davacı, üzerinde kat mülkiyeti kurulduğu dosya kapsamına göre anlaşılan apartmanın (sitenin) sözleşmeye uygun olarak mantolama işi tamamlandığı halde, işin bedelinin ödenmediğini iddia etmektedir. Dava, bu bedelin tahisli için davacı şirketin yapttığı icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Borçlar Kanununun 355. maddesinde, istisna akdi; bir tarafın iş sahibi, diğer tarafın yüklenici konumunda olduğu ve bedel karşılığında bir şeyin imalinin yapılmasının sağlandığı sözleşme olarak tanımlanmıştır. Buna göre dava, 818 sayılı BK'nın 355. maddesi, 6098 sayılı TBK'nın 470. maddesinde tanımlanan eser sözleşmesinden kaynaklanmakta, Kat Mülkiyeti Kanununun uygulanmasından kaynaklanmamaktadır. Bu halde; genel hükümlere göre çözümlenmesi gereken uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.
Devamı...

Anagayrimenkulün gayesine uygun olarak kullanılması, korunması, bakımı ve onarımı için gereken tedbirlerin alınması" hükmüne, 16. maddesinde “Kat malikleri anagayrimenkulün bütün ortak yerlerine arsa payları oranında, ortak mülkiyet hükümlerine göre malik olurlar.” hükmüne yer verilmiş, diğer yandan aynı Kanunun Ek madde 1. maddesi ile de “Bu Kanunun uygulanmasından doğacak her türlü anlaşmazlık sulh mahkemelerinde çözümlenir
Devamı...

mutfak dolabı yapım işine dayalı eser sözleşmesi nedeniyle düzenlenen senetlerin iptali ve tazminat istemi
Devamı...

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmıştır. Davacı iş sahibi, davalı tarafından yapılan dam izolasyonunun hatalı imâli nedeniyle su sızıntılarına sebep olduğunu ileri sürerek ödediği bedeli ve sızıntı sonucunda meydana gelen zararı ve manevi tazminatın davalıdan tahsili
Devamı...

imar işleminin iptal edilmesi nedeniyle imar öncesi kadastral sicilin canlandırılmasının amaçlandığı bu tür sicile yönelik davalarda mülkiyetin özüne dokunan bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğundan ve imar işleminin davalıların iradesi dışında gerçekleştirilen kamusal bir uygulama olduğu hususları dikkate alındığında, eldeki davanın maktu harca tabi davalardan bulunduğu gözetilerek maktu karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi de yerinde değildir.
Devamı...

Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi gereğince davalı …'a bırakılan bağımsız bölüm miktarının tespiti ile davalı tarafından kooperatife devredilmesi gereken arsa payının tespiti ve davalıya yapılan 46.000,00 TL ödemenin dava tarihi itibariyle gerçek karşılığının tespiti – akde aykırılık nedeniyle eksik ve hatalı imalatlar nedeniyle değer kaybı ve gecikme tazminatı istemi
Devamı...

Tapu Sicil Müdürlüğünde, üzerine kat mülkiyeti tesis edilmiş,…. (…) Mahallesi… ada 2 parsel sayısıyla kayıtlı taşınmazın ve bu taşınmaz üzerindeki, Kat Mülkiyeti Yasasına göre oluşmuş bağımsız bölümlerin, … A.O'dan 1994 yılında ayrı ayrı satın alındığı, öncesi incelendiğinde, tarla niteliğiyle kayıtlı olduğu ve orman sayılan yerlerden olmadığı halde, 1997 ilâ 2000 yılları arasında 81 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca yapılan orman kadastrosunda orman olarak sınırlandırıldığı,
Devamı...

Dava, ruhsatsız, -kaçak- olarak inşaat yapılması nedeniyle, sözleşmenin feshi, müdahalenin men’i, gayrimenkulün eski hale getirilmesi için gereken masraflar karşılığı fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik (…) TL.nin tahsili
Devamı...

ilân edilip kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; bir örneği dosyada yer alan tahdit haritasında 1 ilâ 7 OS nolu orman sınır noktalarını birleştiren hat ile karara dayanak alınan 11/02/2010 havale tarihli bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen krokide, aynı noktaları birleştiren hat arasında açı, eğim, yön ve uzaklık bakımından benzerlik yoktur. Tahdit haritası ile kroki çelişkili olup, mahkemece bu yön üzerinde durularak çelişki giderilmemiştir. Tahdit haritası ile çelişen krokiye dayanılarak hüküm kurulamaz
Devamı...

Dava Borçlar Yasasının 355 ve devamı maddelerinde tanımlanan eser sözleşmesinin bir türünü oluşturan gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshi, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Devamı...

K. yol hudutları ile çevrili 210,00 m² yüzölçümünde ve ev (iki oda üst ve iki oda alt kat) niteliğiyle kayıtlı tapu kayıt örneğinin müvekkillerinin elinde olmasına rağmen söz konusu tapu kaydının nereye ait olduğunun tapu müdürlüğü tarafından gösterilmediği ve böyle bir tapu kaydının bulunmadığının ifade edildiğini belirterek B.. Köyü, Aşağı Mahalle Mevkiinde bulunan 21 Mayıs 1969 tarih ve 1 sıra numaralı tapu kaydının nereyi kapsadığının tespiti istemi
Devamı...

Dava konusu inşaatın ruhsata aykırı olarak yapıldığı ve şu anda bazı bölümlerinin kaçak durumda bulunduğu, yasal hale getirilmelerinin mümkün olup olmadığı araştırılmadığı gibi, sözleşmeye göre hangi bağımsız bölümlerin kime ait olduğunun mevcut duruma göre tespitinin de mümkün bulunmadığı
Devamı...

dava konusu ana taşınmazda kat irtifakının kurularak 41 adet bağımsız bölüm oluşturulduğu ve davacılar dışında başkaca malikler bulunduğu anlaşılmaktadır. Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri gereğince, kat irtifakı kurulan taşınmazlarda bağımsız bölümler kat irtifakı maliklerine ait olup, ortak alanlarda ise bütün kat irtifakı maliklerinin payları bulunmaktadır. Başka bir anlatımla; taşınmazdaki ortak bölümler müşterek mülkiyet hükümlerine tâbidir. Bu nedenle, taşınmazdaki bazı bağımsız bölümlerin tahdit dışına çıkartılmış olması davacıların taleplerini tam olarak karşılamadığı gibi, esasen verilen kararın infaz kabiliyeti de bulunmamaktadır. Zira, aynı taşınmazın hisseli olarak hem kişiler adına, hem de orman olarak Hazine adına kayıtlı olması sonucunu doğuracağından, karar bu hali ile infaza elverişli olmadığı gibi tapu sicil tekniğine de uygun değildir.
Devamı...

davalı taşınmazlarda davacıların sahibi olduğu bağımsız bölümlerin orman tahdit sınırları dışına çıkartılmasına karar verilmiş ise de, verilen karar yerinde görülmemiştir. Dosya kapsamından, dava konusu 190 ada 1 parsel sayılı ana taşınmazda kat irtifakının kurularak 11 adet, dava konusu 191 ada 2 parsel sayılı ana taşınmazda ise kat irtifakının kurularak 10 adet bağımsız bölüm oluşturulduğu ve davacılar dışında başkaca malikler bulunduğu anlaşılmaktadır. Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri gereğince, kat irtifakı kurulan taşınmazlarda bağımsız bölümler kat irtifakı maliklerine ait olup ortak alanlarda ise bütün kat irtifakı maliklerinin payları bulunmaktadır. Başka bir anlatımla; taşınmazlardaki ortak bölümler müşterek mülkiyet hükümlerine tâbidir. Bu nedenle, taşınmazlardaki bazı bağımsız bölümlerin tahdit dışına çıkartılmış olması davacıların taleplerini tam olarak karşılamadığı gibi, esasen verilen kararın infaz kabiliyeti de bulunmamaktadır. Zira, aynı taşınmazın hisseli olarak hem kişiler adına, hem de orman olarak Hazine adına kayıtlı olması sonucunu doğuracağından karar bu hali ile infaza elverişli olmadığı gibi tapu sicil tekniğine de uygun değildir.
Devamı...

havale tarihli dilekçesi ile; … Köyü 278 ada 16 parsel sayılı taşınmaza ilişkin iki tane tapu kaydının mevcut olduğunu, bunlardan tesis tarihi Nisan 1308 olan tapunun malikinin müvekkillerinin murisi evvelleri … ile davalılardan…, … ve…'in miras bırakanı …'nin olduğunu, …'nin 1329 tarihinde ölümünden evvel müvekkillerinin murisi evvelleri …'ın bu taşınmazdaki hissesine karşılık iki taşınmazı … ye vererek taşınmazın tamamına sahip olduğunu, 70 yılı aşkın süreden beri taşınmazın müvekkillerince kullanıldığını, davalılar…, …ve …'in, …'nin hissesini 1942 yılında tapuda intikal yaptırdıklarını, …'nin ölümünden sonra müvekkillerinin murisi evvelleri …'ın taşınmazı 30 yıl malik sıfatıyla kullandığını, malik …'nin de ölümünden 20 yıldan fazla zaman geçtiğinden tapu kaydının hukuki değerini yitirdiğini, taşınmaza uyan tesis tarihi 1312 tasdiksiz yoklama olan diğer tapu kaydının maliklerinin ise diğer davalılar …ve … olduğunu, taşınmaza uyan bu iki tapudan tesis tarihi önce olan tapunun geçerli kabul edilmesi ve davalılar İsmail ve …in taşınmazda malik olmaması gerektiğini iddia ederek tespitin iptal edilerek taşınmazın tamamının veraset senedindeki hisseleri oranında müvekkilleri adına tapuya tescilini talep etmiştir.
Devamı...

taşınmazlarda davacıların sahibi olduğu bağımsız bölümlerin orman tahdit sınırları dışına çıkartılmasına karar verilmiş ise de, verilen karar yerinde görülmemiştir. Dosya kapsamından, dava konusu 190 ada 1 parsel sayılı ana taşınmazda kat irtifakının kurularak 11 adet, dava konusu 191 ada 2 parsel sayılı ana taşınmazda ise kat irtifakının kurularak 10 adet bağımsız bölüm oluşturulduğu ve davacılar dışında başkaca malikler bulunduğu anlaşılmaktadır. Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri gereğince, kat irtifakı kurulan taşınmazlarda bağımsız bölümler kat irtifakı maliklerine ait olup ortak alanlarda ise bütün kat irtifakı maliklerinin payları bulunmaktadır. Başka bir anlatımla; taşınmazlardaki ortak bölümler müşterek mülkiyet hükümlerine tâbidir. Bu nedenle, taşınmazlardaki bazı bağımsız bölümlerin tahdit dışına çıkartılmış olması davacıların taleplerini tam olarak karşılamadığı gibi, esasen verilen kararın infaz kabiliyeti de bulunmamaktadır. Zira, aynı taşınmazın hisseli olarak hem kişiler adına, hem de orman olarak Hazine adına kayıtlı olması sonucunu doğuracağından karar bu hali ile infaza elverişli olmadığı gibi tapu sicil tekniğine de uygun değildir.
Devamı...

dava konusu ana taşınmazda kat irtifakının kurularak 36 adet bağımsız bölüm oluşturulduğu ve davacılar dışında başkaca malikler bulunduğu anlaşılmaktadır. Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri gereğince, kat irtifakı kurulan taşınmazlarda bağımsız bölümler kat irtifakı maliklerine ait olup ortak alanlarda ise bütün kat irtifakı maliklerinin payları bulunmaktadır. Başka bir anlatımla; taşınmazdaki ortak bölümler müşterek mülkiyet hükümlerine tâbidir. Bu nedenle, taşınmazdaki bazı bağımsız bölümlerin tahdit dışına çıkartılmış olması davacıların taleplerini tam olarak karşılamadığı gibi, esasen verilen kararın infaz kabiliyeti de bulunmamaktadır. Zira, aynı taşınmazın hisseli olarak hem kişiler adına, hem de orman olarak Hazine adına kayıtlı olması sonucunu doğuracağından karar bu hali ile infaza elverişli olmadığı gibi tapu sicil tekniğine de uygun değildir.
Devamı...

dava konusu 126 ada 31 parsel sayılı ana taşınmazda kat irtifakının kurularak bağımsız bölümler oluşturulduğu ve davacı dışında başkaca malikler bulunduğu anlaşılmaktadır. Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri gereğince, kat irtifakı kurulan taşınmazlarda bağımsız bölümler kat irtifakı maliklerine ait olup ortak alanlarda ise bütün kat irtifakı maliklerinin payları bulunmaktadır. Başka bir anlatımla; taşınmazlardaki ortak bölümler müşterek mülkiyet hükümlerine tâbidir.
Devamı...

Dosya içindeki bilgi ve belgelerle, tapu kayıtlarının incelenmesinden; davaya konu sitenin birden fazla parsel üzerinde kurulu olduğu ve 5711 sayılı Kanunun 22. maddesi ile Kat Mülkiyeti Yasası'na eklenen 66. ve devamı maddelerinde düzenlenen Toplu Yapılara İlişkin Özel Hükümlere göre sitede henüz toplu yapı yönetimine geçilmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle uyuşmazlıkta Kat Mülkiyeti Yasası hükümlerinin değil, genel hükümlerin uygulanması gerektiğinden görev hususu da genel hükümler çerçevesinde belirlenmelidir.
Devamı...

kat irtifakı kurulmuş olduğu, kat mülkiyetine geçilmediği ve yönetim planının gönderildiği, bu durumda, her bir parselin ayrı ayrı yönetim planlarının bulunduğu ve bu yönetim planlarında 2 ayrı parselden oluşan sitenin müşterek yönetimi ile ilgili olarak herhangi bir düzenlemenin yapılmadığı, bu kapsamda yapılan değerlendirme ile söz konusu parsellerin herbirinde Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin uygulanması imkanının mevcut olduğu ve davanın söz konusu parseller için merkezi ısıtma sisteminin eski hale getirilmesi istemine ilişkin olduğu, anlaşılmıştır.
Devamı...

satışa konu edimi eksik ifası nedeniyle alacağın tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Kısmen uyma kısmen direnme kararına dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Devamı...

İmar Affı Kanununa göre 2. bodrum kattaki 10 nolu ve çatı katındaki 11 nolu dairenin mesken nitelikle bağımsız bölüm olarak davacılar adına tescili davasının yapılan yargılaması
Devamı...

noterden düzenlenen resmi senet ile 45.000 m²'sinin davacıya satıldığı, daha sonra taşınmazın imar uygulaması ile birden fazla parsele ayrıldığı %40 düzenleme ortaklık payı kesintisinden sonra davacıya 27.000 m² taşınmaz verilmesi gerekirken, Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'nın imar uygulaması ile oluşan taşınmazlarda 1497 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazları Hazineye devretmesi sonucu 24.750m² yer verildiği, bu nedenle davacı tarafından eksik verilen 2250 m² için bedel talep edildiği
Devamı...

sitenin kurulduğu arazinin eski maliki, diğer davalı …'in ise sitenin müteahhidi olduğunu, onaylı projede bekçi evi olarak belirtilen ve halen 1 parselde 1/28'er arsa paylı 15 ve 16 no'lu bağımsız bölüm olarak gözüken yerlerde kat irtifakı kurulurken usulsüz, yasaya, ruhsata, imara ve projesine aykırı olarak kendi adına bağımsız bölüm olarak tescil ettirdiğini, 15 nolu bağımsız bölümü ise aralarında yapılan anlaşma ile diğer davalı müteahhit …'e devrettiğini, bekçi evi olarak yapılan ve bu isimle onaylı projede zikredilen bölümün ortak yer olduğundan arsa payı verilemeyeceği ve bağımsız bölüm olarak hiçbir kimsenin adına tescil edilemeyeceğini ileri sürerek, davalılar adına arsa payı verilerek bağımsız bölüm adı altında tescil edilen bekçi evi olarak tescilli kısımların arsa paylarının iptali ile tapu kaydının bu şekilde düzeltilerek ortak yer olarak tesciline karar verilmesi
Devamı...

taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak
Devamı...

mahkeme tüm kanıtları değerlendirerek bağımsız bölümün değeri ile bölüme özgülenen arsa payını karşılaştırıp denklik sağlamaya çalışmalıdır. Söz konusu işlem yapılırken de bağımsız bölümlerin cinsi, bulunduğu kat, alanı, ısınma sistemi, aydınlanması, mimari kullanımı ve konumu, cephesi ve manzarası gibi hususlar değerlendirme için esas alınır. Değerlendirmeye esas alınacak tarihten sonraki imar durumu ile cins ve manzara değişiklikleri, bakım ve onarım çalışmaları nedenleriyle meydana gelen değer artış ve eksilmeler
Devamı...

satışa konu edimi eksik ifası nedeniyle alacağın tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Kısmen uyma, kısmen direnme kararına dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü
Devamı...

noter belgesiyle, müteahhitlerin arsa payları hariç, diğer paylarda bir değişiklik yapmayan arsa payı sözleşmesi ile arsa payları yeniden düzenlenmiş olup; B Bloktaki 16 bağımsız bölüme verilecek arsa payları, müteahhitlerin A Bloktaki 2 adet bağımsız bölümün arsa payları 16/82 şer pay azaltılarak toplamda 32 payın yeni bağımsız bölümlere 2 şer hisse olarak dağıtılması
Devamı...

noterden düzenlenen resmi senet ile 35.000 m²'sinin davacıya satıldığı, daha sonra taşınmazın imar uygulaması ile birden fazla parsele ayrıldığı %40 düzenleme ortaklık payı kesintisinden sonra davacıya 21.000 m² taşınmaz verilmesi gerekirken, Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'nın imar uygulaması ile oluşan taşınmazlarda 1497 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazları Hazineye devretmesi sonucu 19.250 m² yer verildiği, bu nedenle davacı tarafından eksik verilen 1.750 m² için bedel talep edildiği anlaşılmıştır.
Devamı...

noterde düzenlenen resmi senet ile satın alındığı, sözleşmede yazılı devir yetkisine dayanılarak noterden düzenlenen resmi senet ile 85.000 m²'sinin davacıya satıldığı, daha sonra taşınmazın imar uygulaması ile birden fazla parsele ayrıldığı %40 düzenleme ortaklık payı kesintisinden sonra davacıya 51.000 m² taşınmaz verilmesi gerekirken, Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'nın imar uygulaması ile oluşan taşınmazlarda 1497 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazları Hazineye devretmesi sonucu 46.750 m² yer verildiği, bu nedenle davacı tarafından eksik verilen 4.250 m² için bedel talep edildiği anlaşılmıştır.
Devamı...

taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak ve özellikle taşınmazın 3 kere aynı m² birim fiyatla satış gördüğü gözetildiğinde bu fiyattan ayrılma nedenleri de gösterilmek suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Devamı...

gayrimenkulun devrinde sıkıntı bulunduğunun gayrimenkule ilişkin tapu ve imar bilgileri üzerinde yapılacak basit bir inceleme ile anlaşılabilir bir husus olması ve katılanın alım satım ilişkisinde bu araştırmayı yapabilme olanağının sanık tarafından ortadan kaldırılmamış olması, sanığın katılandan parayı alırken hileli bir davranışta bulunduğuna dair her hangi bir iddianın da bulunmaması karşısında, sanık ile katılan arasındaki uyuşmazlığın gayrimenkul alım satım aktinden kaynaklanan hukuki ihtilaf mahiyetinde olup, dolandırıcılık suçunun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı, sanığın üzerine atılı tehdit suçunu işlediğine dair ise katılanın soyut beyanı dışında mahkumiyetine yeretli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçeleriyle verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Devamı...

bölgede imar uygulaması yapılıp yapılmadığının araştırılması; yapılmış ise, taraflara ait imar öncesi ve imar sonrası tüm kayıtlar ve krokiler getirtilerek mahalline uygulanması, davalının çekişmeli yeri kullanımının imar uygulamasından kaynaklanıp kaynaklanmadığının belirlenmesi, imar uygulamasından kaynaklanıyor ise çekişmeli yerde davalının imar öncesinde hukuken korunmaya değer bir hakkının bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yetinilip yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.
Devamı...