çevre düzenleme peyzaj uygulamaları için alınacak teklifler ve ihale süreçleri ile birlikte bütçe ve aidat toplama yetkisi yapılan oylama ile 10 red oyuna karşılık oy çokluğu ile kararın verildiği” şeklinde alınan kararın kooperatif çevre düzenleme ve peyzaj uygulamalarına diğer bir ifade ile, ana sözleşmesinde gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip işyerlerinin ortaklar adına tescil edilmesi ile amacına ulaşmasına yönelik olduğu dikkate alındığında Kanun maddesinde ifade edilen ek ödeme yüklemi olarak değerlendirilemeyeceği hk

image_pdfimage_print
55 / 100

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/526
KARAR NO : 2021/164
DAVA : Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 23/09/2019
KARAR TARİHİ : 04/03/2021
K. YAZIM TARİHİ : 05/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, müvekkiline davalı yanca 20.05.2019 tarihli davet mektubu gönderildiğini, müvekkilinin toplantıya katıldığını, müvekkilinin davalı kooperatifin 22.06.2019 tarihli genel kurul toplantısında, bakanlık temsilcisinin bulunmaması, kanunda öngörülen prosedüre uyulmaması, oylamaya katılmaması gereken kişilerin oylamaya katılmış olması, ortaklara ek yükümlülük getirmesi için alınan kararda kanunun aradığı karar nisabının sağlanmaması gibi sebepler nedeniyle toplantıda alınan kararlara muhalif olduğunu, bu güne kadar müvekkilinin kooperatif yönetiminden alınan genel kurul kararlarına ilişkin tutanağın bir örneğini istemesine ve ticaret sicil gazetesinde yayınlanmasını beklemesine rağmen, bu güne kadar tutanağın bir örneğine ulaşılamadığını ve halen ticaret sicilinde tescil ve ilan edilmediğini, sadece yönetim tarafından müvekkiline imzasız ve genel bir yazı mahiyetinde bir belge gönderildiğini, bu nedenle ileride herhangi bir hak kaybı olmaması bakımından söz konusu toplantıda alınan kararların öncelikle yokluğunun tespiti, bu mümkün olmazsa geçersizliğinin tespitine ve iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davalı kooperatifin, 22.06.2019 tarihinde genel kurul toplantısının gerçekleştiğini, davacının Bakanlık temsilcisi katılmadığı ve mülki idare amirine haber vermeden toplantı yapıldığı iddiasının yerinde olmadığını, Ankara Defterdarlığı hesabına bakanlık temsilcisi ücreti yatırılarak talepte bulunulduğunu, ancak temsilcinin gelmemesi nedeniyle bir saat bekleme sonrası tutanak tutulduğunu ve toplantının açıldığını, hiçbir üyenin itirazı bulunmadığını, ek yükümlülük ve ek ödeme ihdasının gündem 7.maddesi ile görüşüldüğünü, bu talebin genel kurul tutanağında görüleceği üzere çevre düzenleme ve peyzaj işlemleriyle ilgili kooperatif üyelerine getirilmiş herhangi bir ek yükümlülük bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER: Mahkememizce davalı kooperatif genel kurul toplantı tutanağı, hazirun cetveli, ana sözleşme getirtilmiş, bilirkişiden rapor alınmıştır.
Kooperatif uzmanı bilirkişi düzenlediği raporunda; Kooperatif genel kurul tutanağı 7.maddesinin ek ödeme yükümlülüğü olarak değerlendirilemeyeceği, ana sözleşmeye aykırılığın bulunmadığı ve nisabın sağlandığı, bakanlık temsilcisinin de toplantıya katıldığı, davanın süresinde açılmadığının değerlendirildiği belirtilmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, davalı kooperatif genel kurul kararlarının mutlak butlanla batıl olması nedeniyle, iptali istemine yöneliktir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, kooperatif kayıtları, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle, davalı kooperatifin 22/06/2019 tarihli Genel Kurul kararlarının, mutlak butlanla batıl olması nedeniyle iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesi ile özetle, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, genel kurulda alınan kararların yasaya ve ana sözleşmeye uygun olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Taraflar arasındaki anlaşmazlık; Davanın hak düşürücü sürede açılıp açılmadığı, davaya konu 22/06/2019 tarihli genel kurul kararlarının, mutlakla butlanla batıl olup olmadığı ve iptallerinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
Her ne kadar 1163 sayılı yasanın 53/1.maddesi gereğince dava, 1 aylık süresi içinde açılmamış ise de; Davanın, alınan kararların mutlak butlanla batıl olduğu iddiasına yönelik olduğu anlaşılmakla, hak düşürücü süreye tabi olmadığı anlaşılmıştır.
Alınan bilirkişi raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, yeterli, gerekçeli olduğu görülerek hükme esas alınmıştır.
Bilirkişi raporu tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde; Davacı tarafından ileri sürülen iddialar üç noktada toplanmaktadır.
Bakanlık temsilcisi katılmadığı ve mülki idare amirine haber vermeden toplantı yapıldığı iddiası yönünden; 22.06.2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında Bakanlık Temsilcisi hazır bulundurulması için kooperatif yönetimince toplantıdan önce temsilcisinin hazır bulunmaması üzerine 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 87. maddesi uyarınca bir saat beklenerek toplantı yapılmış olduğu anlaşılmıştır. Böylece, Yargıtayca da kabul edildiği şekilde, Bakanlık Temsilcisinin toplantıda hazır bulundurulmasıyla ilgili olarak davalıya düşen yükümlülükler yerine getirilmiş olmakla, toplantının yapılmasında yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Ortaklara ek yükümlülük getirmesi için alınan kararda kanunun aradığı karar nisabın sağlanmadığı iddiası yönünden; 1163 sayılı yasanın, “Ek ödeme yüklemi” başlıklı, 31. maddesinde; “Anasözleşme, ortakları ek ödemelerle yükümlendirebilir. Ancak, ek ödemelerin yalnız bilanço açıklarını kapatmada kullanılması şarttır. Ek ödeme yükleme sınırsız olabileceği gibi belirli miktarlarla veya iş hacmi ile veya paylarla orantılı olarak sınırlandırılabilir. Kooperatifin iflası halinde ek ödemeleri isteme hakkı iflas idaresinindir.” hükmüne yer verilmiştir.
KK’da mevcut bu düzenlemede, ortaklık payı borcunun ödenmesi yanında ek ödeme yüklemi adı altında borç yaratılmış bulunmaktadır. Ana sözleşmede böyle bir hüküm bulunması halinde ek ödeme yüklemi getirilebilmesi KK’nun 52/I. fıkra hükmünce, madde 5l’de belirtilen 3/4 çoğunluğa bağlanmıştır. Bu durumda, ek ödeme yüklemi için bütün ortakların 3/4’ünün rızası gereklidir.
Somut olayda, davacı vekilinin iddiası da dikkate alınarak, davalı kooperatif genel kurulunda belirlenen ve ödenmesi istenen tutarın KK’nun 31.maddesinde belirtilen ek ödeme olup olmadığı değerlendirilmelidir.
Dosyada mevcut kooperatif ana sözleşmesinin, 6.maddesi ile, kooperatifin amacı “ortakların işyeri ihtiyaçlarını karşılamak” olarak belirtilmiş olup, kooperatiflerin faaliyetinin, bu amaç ve çalışma konusu ile sınırlı olacağı göz önüne alındığında, davalı kooperatifinin ana sözleşmesinin 82.maddesinde de belirtildiği üzere, kooperatif ana sözleşmesinde gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip işyerlerinin ortaklar adına tescil edilmesi ile amacına ulaşmış sayılacağı ve en doğal son bulma şekli olarak düzenlendiği belirlenmiştir.
Bu yönü ile, davalı kooperatif genel kurulunun gündemin 7.maddesi ile, “Yönetim kurulu başkanının talebiyle 3.500.000,00.TL.lik bütçe çerçevesinde çevre düzenleme peyzaj uygulamaları için alınacak teklifler ve ihale süreçleri ile birlikte bütçe ve aidat toplama yetkisi yapılan oylama ile 10 red oyuna karşılık oy çokluğu ile kararın verildiği” şeklinde alınan kararın, kooperatif çevre düzenleme ve peyzaj uygulamalarına, diğer bir ifade ile, ana sözleşmesinde gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip işyerlerinin ortaklar adına tescil edilmesi ile amacına ulaşmasına yönelik olduğu dikkate alındığında KK’nun 31.maddesinde ifade edilen ek ödeme yüklemi olarak değerlendirilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Davacının gerçek kişilerin oylamaya katılmadığı, katılmaması gereken kişilerin oylamaya katıldığı iddiası yönünden; Kooperatif kayıtları incelendiğinde, üye giriş ve çıkışlarının pay defterine işlenmemiş olduğu görülmüş, ancak davacının iddiasını ispat yönünde delil bildirmediği gibi hazirun cetvelinde de üye olmayanların katıldığı yönünde bir tespit olmadığı görülmüştür.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle; Davalı kooperatifin 22/06/2019 tarihli Genel Kurulunda alınan kararların yasa, ana sözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırılığının bulunmadığı, davacının kararların mutlak butlanla batıl olduğu iddiasının yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile eksik 14,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/03/2021 Başkan …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Katip …
¸[e-imza]

image_pdfimage_print