Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün katılma yoluyla davacı vekilince duruşmasız, davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı kooperatif temsilcisi…ile vekili Av. … ile davacı vekili Av. …'ün gelmiş olmalarıyla, duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. … Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmeye konu taşınmazların paylı mülkiyete tabi oldukları, tüm paydaşlarla sözleşme yapıldığına dair delil bulunmadığından taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğu ve fakat davacının tapu devir yükümlülüğünü yerine getirmesi nedeniyle geçersizliğin ileri sürülemeyeceği, taşınmaz üzerinde inşaata başlanmadığı, ruhsat dahi alınmadığı, davacı tarafından ifa yerine olumlu zarar talep edilebileceği, sözleşmeye konu bağımsız bölümün davalı yüklenicinin temerrüde düştüğü tarih itibariyle tespit olunacak değerine hükmedilebileceği, işlemler için gereken sürenin temel atımına kadar iki yıl olacağı, teslim tarihi 27.07.2005 olarak belirlendiğinde daire rayiç değerinin 56.004,00 TL olduğu, davacının kira tazminatı ve ecrimisil talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir…. Taraflar arasında 27.07.2001 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmışsa da, yapımı kararlaştırılan inşaatın yapılacağı üç adet taşınmazda davacı dışında sözleşme yapılmayan başka paydaşlar da bulunmaktadır. Davalı yüklenicinin, sözleşme tarihinden bu yana taahhüdünü çok aşacak bir süre içerisinde diğer paydaşlarla sözleşme yapma işlemlerini tamamlamadığı açık olup, yargılama sırasında da bu hususu teyit ederek inşaat yapamayacaklarını bildirdiği anlaşılmaktadır. TMK'nın 692. maddesine göre, paylı malın özgülendiği amacın değiştirilmesi, korumanın veya olağan şekilde kullanmanın gerekli kıldığı ölçüyü aşan yapı işlerine girişilmesi veya paylı malın tamamı üzerinde tasarruf işlemlerinin yapılması, oybirliğiyle aksi kararlaştırılmış olmadıkça, bütün paydaşların kabulüne bağlıdır. Bu durumda, anılan yasa hükmü karşısında, sözleşmenin geçersiz olduğu açıktır. Eldeki davada ise, bu sözleşme uyarınca davacıya verilmesi taahhüt edildiği ileri sürülen bir adet bağımsız bölümün tescili, olmadığı takdirde rayiç bedeli ile aynı sözleşme gereği gecikme tazminatı istemine ilişkin olup, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak bu taleplerin istenmesi mümkün değildir…. Belirtilen bu hususlar değerlendirilmeksizin, resmi şekil şartına uygun olmadan yapılan sözleşmelerde, tapu devri ediminin yerine getirilmesi nedeniyle artık geçersizlik iddiasının ileri sürülmesinin iyiniyetli sayılamayacağına ilişkin YİBK'nın 30.09.1988 tarih ve 1987/2 E., 1988/2 K. sayılı kararına uygun şekilde ve fakat yanlış anlam verilerek sözleşmenin geçerli olduğundan bahisle yazılı şekilde bağımsız bölümün rayiç bedelinin tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş bozmayı gerektirmiştir. …

image_pdfimage_print
Bu içerik sadece üyelere özeldir. Üyelere özel içerikleri görebilmek için lütfen üye olun
Üye Ol
image_pdfimage_print