Davada dayanak yapılan ve takibe konu faturaların hakediş bedellerinin ödenmemesi üzerine düzenlendiği anlaşılmış olup, hakediş belgelerinde nakit teminat kesintilerinin de bulunmaktadır. Mali müşavir bilirkişi raporuna göre davalıya ait defter kaydı uyarınca *TL davalının davacıya borçlu olduğu, inşaat mühendisi bilirkişi de, bu bedelin %10 teminat kesintisi olduğunu açıklamıştır. Sözleşme serbestliği çerçevesinde taraflar imzaladıkları bu sözleşme ile bağlı olup, inkâr edilmeyen sözleşmenin hakedişleri düzenleyen * maddesinde davacı taşeronun hakedişlerinden %10 teminat kesintisi yapılacağı ve bunun hangi koşullarda yükleniciye iade edileceği konusunda düzenleme yapılmıştır. nakit teminat kesintisinin ne şekilde iade edileceği ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Davacı, diğer alacak kalemlerini kanıtlayamamış ise de, nakit teminat kesintisinden * TL alacaklı olduğundan bu miktarın iadesi gerekip gerekmediği hususunun anılan sözleşmenin * maddesinde değinilen hususlar araştırılmak suretiyle koşulların oluşması halinde iadesi gerektiğinden, bu doğrultuda inceleme yapılmalı ve hasıl olacak sonuca uygun karar verilmelidir
Devamı...

ayıbın süresinde yükleniciye ihbar edilip edilmediği saptanmadan karar verilmiştir. Oysa mülga BK'nın * maddesi uyarınca yapılması gereken ayıp ihbarı maddi vakıa olup, tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir. Bu durumda mahkemece davalı-karşı davacının delil listesinde göstermiş olduğu tanıkların dinlenerek ayıp ihbarının varlığı araştırılmalı ve hasıl olacak sonuca uygun karar verilmelidir. Eksik incelemeyle karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
Devamı...

Adî ortaklığa karşı açılacak davalar yönünden ise; ikili bir ayrım yapmak gerekecektir. Davanın konusu paradan başka bir şey ise davanın (mecburi dava arkadaşı olan) bütün ortaklara karşı birlikte açılması gerekirken, davanın konusu para ise; ortaklar bu borçtan müteselsil sorumlu (ihtiyari dava arkadaşı) olduklarından, ortaklardan biri, bazıları yada tümüne karşı dava açılabilecektir .Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; dava, Sözleşmenin tarafı * iş ortaklığının üç ortağından birisinin sadece birisi aleyhine davanın açılmış olmasında usul ve yasaya aykırılık yoktur. Bu nedenle işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken davanın husumet yokluğundan reddedilmesi doğru olmamıştır
Devamı...

Eser sözleşmesinde yüklenici eseri tamamlayıp teslim ettiğini, iş sahibi ise bedeli ödediğini ispat ile yükümlüdür. Mahkemece, davacının eserin teslimini ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de teslim olgusu hukuki fiil ve maddi vakıa olup tanık dahil her türlü delil ile ispatlanabilir. Yazılı delille ispat zorunluluğu yoktur.Dosya kapsamına göre dinlenen tanıklar davacının sözleşmede kararlaştırılan edimlerini yerine getirdiklerini açıklamış olup sonuçta işin tamamlanarak teslim edildiği ispatlanmış olduğundan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hukuki değerlendirmede yanılgıya düşülerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozulması gerekmiştir
Devamı...

Davacı dava dilekçesi ile yargılama sürecinde vermiş olduğu ıslah dilekçesinde esas itibariyle talebinin itirazın iptâli davası olduğunu belirtmiştir. Davasını da bu kapsamda Asliye Ticaret Mahkemesi'nde açmıştır. Yerel mahkemece bu yönde nitelendirilme ve değerlendirme yapılıp işin esasının icelenerek sonuca gidilmesi gerekirken, tarafların dayandıkları yasa hükümleri ve onların tavsifinde yanılgıya düşülerek İcra İflas Yasası'nın 68. maddesi uyarınca İcra Tetkik Mercii Mahkemesi'nin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır
Devamı...

davacı taşeron tarafından davalı yüklenici aleyhine sözleşme kapsamındaki bakiye alacaktan kaynaklandığı iddiasıyla * TL asıl alacak ve * TL işlemiş faiz olmak üzere toplam * TL alacak için icra takibi yapılmıştır. Mahkemece yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporuyla davacı alacağı * TL olarak belirlenmiş, tespit edilen bu bedel üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Alacak miktarı bilirkişi raporuyla belirlendiğinden ve takip talebinde yazılı miktardan daha aza hükmedildiğinden alacağın likit olduğu ve davalının takibe yapmış oldukları itirazında haksız oldukları kabul edilemez. Bu durumda mahkemece koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatı talebinin reddi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle alacağın likid kabul edilip icra inkâr tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekirse de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden,HMK'nın geçici * maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken mülga HUMK'nın * maddesi uyarınca kararın bu yönden düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur
Devamı...

İİK'nın * maddesi uyarınca borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklının talebi ile borçlunun hükmolunan meblağın % 40'ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminatla mahkumiyetine karar verilir. Bu maddeye göre borçlunun tazminatla sorumlu tutulabilmesi için itirazında haksız olması gerekir. Alacak miktarı likid değilse borçlunun itirazında haksızlığından sözedilemez. Somut olayda davacı yan, sevk irsaliyelerine göre *m² imalât gerçekleştirdiğini iddia ederek bakiye * TL bakiye iş bedelinin tahsili için icra takibi başlatmıştır. Davalının icra takibine vaki itirazının iptali için açılan eldeki davada ise mahkemece * m² imalât yapıldığı kabul edilerek davanın kısmen kabulüne, *TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Dava konusu alacak bilirkişi incelemesiyle saptandığından, alacağın likid ve borçlunun itirazında tamamen haksız olduğundan sözedilemez. Bu sebeplerle mahkemece koşulları oluşmadığından icra inkâr tazminatı isteminin reddi gerekirken kabulü doğru olmamıştır. Bu husus kararın bozulmasını gerektirmekte ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK'nın geçici * maddesinin yollamasıyla HUMK'nın * maddesi uyarınca icra inkâr tazminatı kaldırılmak suretiyle kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur
Devamı...

Taraflar arasında düzenlenen * tarihli sözleşme ile davacı taşeron, davalının yüklenicisi olduğu, Kentsel * Atık Suyun Arıtılması İçin Gerekli Tesisin Kurularak * Bakanlığı'ndan Gerekli İşletme Ruhsatı ve Deşarj İzni Alınarak Atık Su Arıtma Hizmeti Alımı işinde "Arıtma Tesisi Kurulumu için Gerekli Olan Elektrik Donanımı ve Otomasyon Sisteminin Satın Alınması, Kurulumu ve İşletmeye Alınması" işini, * bedel ile üstlenmiştir. Davacı, bakiye iş bedelinin ödenmediğini ileri sürmüş, davalı ise, edimin eksik ve ayıplı ifa edildiğini savunmuştur. Sözleşme, Borçlar Kanunu'nun * maddesi hükmünce götürü bedel üzerinden kararlaştırılmıştır. Kural olarak yüklenici bu bedelle üstlendiği işi tamamlamakla yükümlüdür. Davalı, eksik ve ayıplı imalât bulunduğunu savunduğuna göre yüklenici hakedişi, gerçekleşen ayıpsız imalâtın sözleşmede kararlaştırılan işin tamamına göre fiziki oranının götürü bedele uygulanmasıyla bulunur. Gerek dava öncesinde yaptırılan tespit sonrası alınan bilirkişi raporunda, gerekse mahkemece dosya üzerinden aldırılan *tarihli bilirkişi raporunda eksik ve ayıplı imalatların * yılı Bayındırlık Birim Fiyatları ile bedeli tespit edilmiş, fiziki oranlama yapılmamıştır. Bu nedenle yeterli inceleme yapılmadığından rapor hükme esas alınamaz
Devamı...

Yetki sözleşmesini düzenleyen HMK'nın *. maddesinde "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflar aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır" düzenlemesine yer verilmiştir. Şu halde; geçerle bir yetki sözleşmesinden bahsedebilmek için sözleşmenin taraflarının kamu tüzel kişisi veya tacir olması gerekmektedir. Gerçekten de, ihtiyati haciz talebinde bulunan alacaklı …'un tacir olduğuna dair dosyada belge olmadığından kambiyo senedinde yer alan yetki sözleşmesi geçersizdir. Öte yandan, borçlu şirketin ikametgahı da İstanbuldur. Bu sebeple, mahkemenin bu yöndeki tespitinde bir isabetsizlik yoktur.Ancak; ihtiyati hacize konu bono 5 katlı bina yapımı ve bir binanın yapımı için düzenlenmiştir. Eser sözleşmesinin ifa yerlerinden olan ilin yargı çevresi içersinde bulunduğundan bu yer mahkemesince ihtiyati haciz kararı verilebilir. Nitekim, yetki yönünden itiraza konu ihtiyati haciz kararı da *Hukuk Mahkemesi'nce verilmiştir. Bu sebeple, borçlunun ihtiyati haciz kararına yetki yönünden yapmış olduğu itirazın reddine karar vermek gerekirken kabulü yolunda hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir
Devamı...

vekâletsiz iş görme hükümlerine göre, yapılan imalâtın iş sahibinin yararına olduğu anlaşıldığı taktirde yapıldığı yıl mahalli serbest piyasa rayici gözetilmeli ve hak edilen iş bedeli bulunmalıdır. Bu yöntemle bulunan iş bedelleri toplanarak tüm hak edilen iş bedeli bulunduktan sonra kanıtlanan ödemeler düşülerek bakiye miktar üzerinden karar verilmelidir. Bu hususlar gözetilmeden hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

mahkemece hükme esas raporu düzenleyen bilirkişi kurulundan alınacak ek raporla davacının gerçekleştirdiği imalâtların nelerden ibaret olduğu, bu imalâtların eksik ve kusurları dikkate alınarak sözleşmede asıl iş ve ilave iş bütününe göre fiziki oranının ne olduğu, bu oranın kararlaştırılan toplam * TL götürü bedele uygulanmak suretiyle hakedilen iş bedelinin ne kadar olacağı hesaplattırılıp, bundan kanıtlanan * TL ödeme düşüldükten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, işin eksiksiz ve kusursuz olarak tamamlanıp teslim edildiği sonucunu doğuracak biçimde kabul kararı verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması uygun görülmüştür
Devamı...

sözleşmede her iki davalı da iş veren olarak gösterilmiş olsa da, bu sözleşmede, işveren sıfatıyla sadece . A.Ş. yetkilisinin imzası mevcut olup, adi ortaklığın diğer ortağı olduğu iddia edilen … İnş. Gıda Teks. Turz. temsilcisinin imzası bulunmamaktadır. Sözleşmede diğer davalının imzasının bulunması ve davalıların dava dışı idareye karşı ortak girişim olarak iş yapmayı üstlenmiş olmaları davacı ile yapılan eser sözleşmesinde imzası olmasa da her iki davalının birlikte sorumlu olmaları sonucunu doğurmayacağından, davalı … İnş. Gıda Teks. Turz.'in davada taraf ehliyeti bulunmadığından hakkındaki davanın reddi gerekirken kabulü doğru olmamış, kararın davalı … İnş. Gıda Teks. Turz.'in yararına bozulması gerekmiştir
Devamı...

mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarında kâr kaybı hesabı yönünden kesinti yöntemine uygun inceleme yapıldığından söz edilemeyeceğinden, mahkemece HMK *maddesi gereğince kesinti yöntemine göre hesaplama yapılması için hükme esas alınan raporu düzenleyen son bilirkişi heyetinden ek rapor alınması; alınan ek raporun yeterli olmaması halinde, gerekirse bu yönde önceki bilirkişilerden farklı yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak rapor alınması gerektiği halde, kesinti yöntemine uygun olmayan hesaplama yapan bilirkişi kurulu raporu esas alınarak yazılı şekilde kâr kaybına hükmedilmesi doğru olmamış, kararın temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir
Devamı...

Davacı dava dilekçesinde tarafların defter ve kayıtlarına dayanmış, yargılama sırasında davacı vekili taraf defterlerinin incelenmesini talep etmiş ve nitekim yargılamanın * tarihli oturumunun 2 nolu ara kararı ile davalı şirket ile dava dışı takip borçlusu …'nin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için ..'nden istinabe yolu ile bilirkişi incelemesi yaptırılması talep edilmiş ise de; dava dışı takip borçlusu şirket defterleri incelenmeden düzenlenen bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir
Devamı...

 yapılan ek binanın asansör ve havalandırma işinin, yapılan ihale sonucu davalı A.Ş.'ye verildiğini, diğer davalı A..A.Ş.'nin ise taşeron olarak çalıştığını, * tarihli geçici kabul tutanağı ile teslim alınan asansör ve havalandırma sisteminde sürekli arızaların meydana geldiğini, ihtarname göndermelerine rağmen davalıların ayıpları gidermediklerini, asansörler ve havalandırma sistemi hakkında yeniden ihale yapıldığını belirterek, dava dışı şirketlere ödenen tutar ve bakım onarım masrafı olmak üzere toplam * TL'nin faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş; davalı A..A.Ş. davanın reddini istemiş, diğer davalı A.Ş. davaya cevap vermemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile * TL'nin yasal faizi ile birlikte davalı A.Ş.'den tahsiline karar verilmiştir
Devamı...

Davacı taşeron davalı yükleniciler taahhüdünde bulunan * Okulu'nun tüm elektrik işlerinin yapımını * TL bedelle üstlenmiş, *tarihli sözleşmede iş bedelinin* TL'sinin iş devam ederken, kalanının ise iş bitiminde 2 aylık çekle ödeneceği kararlaştırılmıştır. Davalılar iş bedelinin * TL'sinin iş devam ederken elden ödendiğini, kalan*TL'si için de* keşide tarihli çek verildiğini ileri sürmüş, çekin bir örneğini de dosyaya delil olarak ibraz etmiştir. Söz konusu çek hamiline düzenlenmiş olup arkasında davacı taşeronun cirosu mevcuttur. Davacı bu çekin başka bir hukuki ilişki nedeniyle verildiğini kanıtlayabilmiş değildir
Devamı...

Davacı taşeron eldeki davada yapılan imalât bedelini talep etmekte olup, mahkemece alınan bilirkişi raporunda iş bedeli Çevre ve Şehircilik Bakanlığı birim fiyatlarına göre hesaplanmıştır. Oysa taraflar arasında iş bedeli kararlaştırılmadığından işin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu'nun * maddesi uyarınca yapıldığı yıl mahalli serbest piyasa fiyatları ile hesaplattırılıp, piyasa fiyatlarına KDV dahil olduğundan bulunan iş bedeline KDV ilave olunmadan saptanan iş bedelinden fazla ödeme * TL mahsup edilip bakiye miktar üzerinden karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır
Devamı...

sözleşmenin İmzalandığı tarihte yürürlükte bulunan mülga  BK'nın * maddesi kapsamında, taraflar arasında birim fiyatlı eser sözleşmesi bulunmakta olup daire başı *TL üzerinden fiyat kararlaştırılmıştır. Yüklenicinin* adet dairenin işini yaptığı ve ayrıca da hidroforun sözleşme dışına çıkarıldığı anlaşıldığından, iş bedeli olan * TL'den yapılmayan hidrofor bedeli * TL mahsup edildiğinde hak edilen iş bedeli*TL'dir. Davacı yüklenici dava açarken iş bedelinden *TL'nin ödenmediğini ileri sürdüğüne göre ödenen miktar *TL'dir. *TL'den* TL'nin mahsubuyla bakiye ödenmesi gereken miktar * TL'dir. Bu miktar üzerinden itirazın iptâline karar verilmesi gerekirken fazlaya hükmedilmesi doğru olmamıştır
Devamı...

Yanlar arasındaki sözleşmenin teminat başlıklı 10. maddesinde kesin teminatın müşterinin yazılı kesin kabul bildiriminin S.’e iletilmesi, taşeronun montaj-geçici kabul noksanlıklarının giderildiğine dair belgeleri ve SSK’dan alınacak ilişiksizlik belgesini S.’e ibraz etmesi ve kesin hesabın yapılarak S. tarafından onaylanmasından sonra iade edileceği, kesin hesap ve kesin teminat iadesi başlıklı 21. maddede ise S. ile taşeron arasındaki kesin hesap işlemlerine müşteri ile S.arasındaki kesin hesap tanziminden sonra başlanacağı, kesin teminat mektubunun taşeronun kesin kabul belgelerinin, SSK ilişiksizlik belgesinin ibrazından ve bu işle ilgili işçilik nisbetinin değerlendirilmesi sonucu kesin hesap yapılması ve onayından sonra iade edileceği düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda taraflar arasında kesin hesap uyuşmazlığı doğduğundan ve uyuşmazlık mahkemece tayin olunan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen kesin hesap sonucuna göre çözümlendiğinden yukarıda zikredilen sözleşmenin ilgili madde hükümleri de nazara alındığında işin teslim edildiği tarihten itibaren dava tarihine kadar geçen süre için teminat mektubunun masraf ve komisyonuna hükmedilmesi doğru olmamış, birleşen davada davacının bu kalemden alacağı olarak hesaplanan*TL’ye ilişkin talebinin reddine karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir
Devamı...

davacı taşeron işi yapıp teslim ettiğini, ancak davalı yüklenici tarafından bakiye iş bedelinin ödenmediğini iddia etmekte, davalı yüklenici ise; işin yapılıp teslim edildiğini, ancak işte ayıp ve eksiklerin bulunduğunu, iş bedelinin ödendiğini, davacıya yapılan ödemeler incelendiğinde davacıya borçlarının bulunmadığını savunmaktadır. İşin bedeli ve ödeme yapılıp yapılmadığı hususları çekişmeli durumdadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava dışı asıl işveren ile davalı yüklenici arasında düzenlenen hakedişler üzerinden hesaplama yapılması doğru olmamıştır
Devamı...

yapılan imalâtların sözleşme kapsamında incelenerek fazla imalât varsa bunlar da belirlenip Dairemizin yerleşik kuralı olan taraflar arasında sözleşme olması halinde sözleşmenin feshedildiği ve işin başkasına yaptırıldığı kanıtlanamadığı sürece (delil tespiti vb deliller ile) tamamlanan imalatların davacı taşeron tarafından yapıldığı kabul edilerek sözleşme fiyatları ve taşeronun dava dosyasındaki kabul beyanları da gözetilerek sözleşme kapsamındaki imalâtların sözleşme fiyatları ile, fazla imalâtların yapıldıkları yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre hesaplanarak davacının iş bedelinin hesaplattırılması, davalının bu iş ile yaptığı ödeme bedelinin ve bu iş ile ilgili yaptığı … TL SGK ödemesinin mahsup edilmesi, ayrıca malzeme bedelinin de işin bitim tarihindeki fiyatları ile bedele dahil edilmesi, kesin teminat mektubunun iade koşullarının değerlendirilmesi ve sonucuna göre asıl ve birleşen davada hüküm kurulması ve cezai şart istemi ile %40 icra inkâr tazminatının şimdiki gibi reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ve eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir
Devamı...

mahkemece öncelikle; taraflardan davacının *tarihli dilekçesinde alacak kalemleri arasında saydığı * işlerindeki stopaj kesintisi iadesiyle ilgili istemin, vergi stopajı mı yoksa sözleşmenin 6. maddesindeki teminat kesintisi stopajı mı olduğu açıklattırılıp, vergi stopajı ise vergi ödeme sorumlusu davalı yüklenici alacağından bununla ilgili talebin reddine, teminat kesintisi ise yapılıp yapılmadığı yapılmış ise 6. maddedeki iade koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılıp sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözden kaçırılarak stopaj kesintilerinin iadesini de kapsayacak şekilde kabul kararı verilmesi doğru olmamıştır
Devamı...

Sözleşmede aksi kararlaştırılmadıkça mahkeme için öngörülen yetki koşulunun icra dairesi için de geçerli olduğu kabul edilmektedir. Yetki koşulunu içeren sözleşme, ı HMUK'nın yürürlükte olduğu dönemde düzenlenmiştir. Usul sözleşmeleri kurulmaları ve geçerlilikleri bakımından maddi hukuk hükümlerine tabi olduğundan yetkili icra dairesinin İİK'nın * maddesinin yollamasıyla sözleşmenin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan mülga HUMK hükümlerine göre belirlenmesi gerekir. Aksinin kabulü, sözleşmenin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan yasanın tanımış olduğu seçimlik hakları ortadan kaldırarak hak kaybına yol açacağı gibi eşitlik ilkesine de aykırı olacağından kabul edilemez. Bu nedenle sözleşmeyle yetkili kılınan İzmir İcra Dairesinin yetkisini, sözleşme tarihinden sonra yürürlüğe giren * Sayılı HMK'nın *maddesine dayanarak kesin yetki kabul etmek mümkün değildir
Devamı...

Sayıştay raporları ve yine davalı iş sahibinden de sözleşme konusu işle ilgili tüm işlem dosyası, kayıt, defter, ara ve kesin hakediş raporları, geçici ve kesin kabul tutanakları ve kesin hesap evrakları celbolunarak, davalı iş sahibinin borcu söndürücü nitelikteki nihai karardan sonra ödeme yapıldığına dair temyiz dilekçesindeki beyanı ve buna karşı davacı yüklenicinin temyize cevap dilekçesindeki beyanları da gözönünde tutulup, bununla ilgili belgeler de ilgili yerlerden getirilerek asıl ve birleşen davalarda davacı yüklenicinin sorumlu olacağı fazla ödeme olup olmadığı, miktarı ile davalı iş sahibinin asıl davanın konusu olan teminat mektubu ile birleşen davaya konu olan başka bir işten olan hakediş alacağına el atmakta, teminat mektubunu paraya çevirip hakediş alacağından kesinti yapmakta haklı olup olmadığı, karardan sonra ödeme yapılması nedeniyle davanın konusuz kalıp kalmadığı hususlarında konusunda uzman ve yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp değerlendirilmek suretiyle davanın sonuçlandırılması gerekirken, yanlış değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

Takip dayanağı faturanın açıklamasından, 1 numaralı hakediş bedeline ilişkin olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Buna göre, uyuşmazlığın sadece 1 numaralı hakediş bağlamında çözümlenmesi gerekir. Mahkemece, davacı tarafça imzalanmış olan ve davalı tarafça dosyaya ibraz edilen tarihsiz “Taşeron Hakediş Dosyası” başlıklı belgenin sadece 1 numaralı hakediş olduğu ve bu hakediş dışında da alacaklar bulunduğu kabul edilmişse de, eldeki davanın itirazın iptâline ilişkin olması ve takip dayanağı faturanın da 1 numaralı hakedişe istinaden düzenlenmiş bulunması karşısında, bu fatura kapsamı dışına çıkılarak karar verilmesi doğru değildir
Devamı...

Uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir. Davada * yılında yaptırılan imalâttan bakiye alacağın takip konusu yapıldığı kabul edilmiştir. Her ne kadar takipte "çeşitli tarihli faturalar" denilmiş ise de, dava dilekçesindeki açıklamalara göre 2009 yılında yapılan imalât ve ödemelerin gözetilerek ve davanın da itirazın iptâli davası olması, alacaklının takipteki alacak ve dayanağı belgelerle sınırlı olarak davanın görülmesi gerekir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda da bu husus gözetilmediği gibi mahallinde keşif yapılmamış, raporlar arasında oluşan büyük çelişki de giderilmemiş olduğundan hükme dayanak olması mümkün değildir. Yapılması gereken iş, yeniden oluşturulacak uzman (mimar, inşaat mühendisi ve ahşap uzmanı) bilirkişi heyetiyle mahallinde keşif yapılarak * yılı itibariyle faturalarla karşılaştırılmak suretiyle davacının alacağı tespit edilmeli, deftere kayıtlı faturalar ve sözleşmesi olan imalâtlarda bedel sözleşmeye göre hesaplanmalı, sözleşme dışı imalât ispatlanır ve bedel de uyuşmazlık konusu ise, yapıldığı tarihteki piyasa fiyatları ile tutarı hesaplatılmalı, ihtilafsız ödeme tutarı mahsup edilerek yine davalının takas ve mahsup defi de gözetilerek ve %27 oranını aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi hesaplanarak hüküm kurulmalı, alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkâr tazminatı talebi reddedilmelidir. Eksik incelemeyle ve hatalı değerlendirmelerle hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, kararın taraflar yararına bozulması uygun görülmüştür
Devamı...

davacı yüklenicinin eser sözleşmesi dolayısıyla davalı taşerona dava konusu çek bedelleri kadar borçlu olmadığının tespitine ve dava sırasında ödenen çekler yönünden davaya istirdat davası olarak devamı istemlerine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen hüküm, davacı-birleşen dosya davacı vekilince temyiz olunmuştur.Davacı davasında taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince işe başlayan davalı taşerona sözleşme gereğince ödeme yapıldığı, ancak sözleşme konusu edimlerine yerine getirmeyen davalıya teslim edilen * keşide tarihli *bedelli numaralı tacir çekinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, birleşen davasında da aynı şekilde davalı şirkete teslim edilen* keşide tarihli * TL bedelli *numaralı, * keşide tarihli * bedelli *USD bedelli tacir çekleri ve sözleşmeden kaynaklı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, dava sırasında ödenen çekler yönünden davaya istirdat davası olarak devam edilmesi
Devamı...

Davalı vekili, teminatlarla ilgili kesinti yapıldığının doğru olduğunu, ancak asıl iş sahibi olan DSİ tarafından kesin kabulün yapılmadığını, işin teslimine dair imzalanan belgenin kesin kabul niteliğinde olmadığını, tutunağı imzalayan …'ın DSİ'nin kontrol mühendisi olduğunu, kesinti yapılma sebebinin kesin kabul sırasında ortaya çıkacak eksik ve kusurlu işler bedeli, her türlü ceza kesintileri ve imalât miktarıyla ilgili kesin miktarın belirlenmesi ile alacak-borç miktarının belirlenmesi ve fazla ödemenin önlenmesi amacıyla yapıldığını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, DSİ kontrolünün de imzasının bulunduğu 22.10.2014 tarihli tutanağa göre işin tamamlanarak teslim edildiğinin anlaşılmakla teminat kesintisinin iadesine karar verilmiştir.Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli olmayıp, eksik araştırmaya dayalı olarak karar verilmesi doğru değildir
Devamı...

Davalı eser sözleşmesinin varlığına karşı çıkmış olduğundan, iş bedeli konusunda taraflar arasında mutabakat bulunduğu kabul edilemez. Bu halde yapılan iş bedelinin işin yapıldığı ileri sürülen 2010 yılındaki mahalli piyasa rayıçleriyle ve BK'nın 366. maddesi hükmünce belirlenmesi gerekir. Mahkemece konusunda uzman teknik bilirkişi marifetiyle mahallinde keşif yapılarak tesbit dosyasındaki olgularda değerlendirilmek suretiyle, davacının yapımını üstlendiği alçı sıva, saten ve … işlerinin işçilik bedelleri konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp varsa kanıtlanan ödemeler düşülerek, sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye elverişli olmadığından kararın açıklanan nedenlerle davalı yararına bozulması gerekmiştir
Devamı...

. Yapılan yargılama sürecinde icra takip dosyası, faturalar, ödeme belgeleri, defterler, delil tesbiti dosyası getirilmiş, tarafların göstermiş oldukları kanıtlar da toplandıktan sonra ilk olarak mali müşavir bilirkişiden rapor alınmış, daha sonra mahallinde keşif yapılarak uzman bilirkişi kurulundan da rapor alınmıştır. Mahkemece bu raporlar dikkate alınarak davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur. Bu haliyle dava, konusu itibariyle yargılamayı gerektirir özellik arz etmekte olup, alacak likid değildir. Davalı takibe itirazında haklıdır. Davacı yararına icra inkâr tazminatı tayini için gerekli yasal koşullar oluşmadığından davacının icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yönünde hüküm kurulması doğru olmamıştır
Devamı...

Yargıtay'ın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulü müktesep hak doğmuştur. Bozma ilamına uyan mahkeme bozma doğrultusunda mahallinde keşif yapmak suretiyle bilirkişi raporu ve itiraz üzerine ek rapor almış ise de; alınan raporların bozmaya uygun olarak düzenlendiği ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu söylenemez. Öte yandan bozma ilâmında açıkça ödemelerin düşülmesi gerektiği belirtilmesine rağmen ödemeler ile ilgili bir mahsup yapılmadan hüküm oluşturulması da doğru olmamıştır. Bu haliyle hükmüne uyulan bozma ilamına uygun, uyuşmazlığın çözümüne yeter inceleme ve değerlendirme yapıldığından söz edilemez.O halde mahkemece yapılması gereken iş; gerçekleşen imalât tutarını usulî kazanılmış hak ilkelerine uygun ve bozma ilâmında belirtilen usullere göre belirlemek, iş bedelinden davalı tarafından yapılan ve kanıtlanan ödemeler mahsup edilerek hüküm kurmaktan ibaret olmalıdır
Devamı...

mahkemece yapılması gereken iş; 6100 sayılı HMK'nın 266 ve devamı madde hükümlerine uygun seçilecek uzman tekstil mühendisi ve mali müşavir bilirkişi kurulu aracılığıyla taraflar arasında carî hesap ilişkisinin başladığı tarihten itibaren, davacı yüklenici tarafından yapılan iş miktarı ve tüm defter ve kayıtlar ile yapılan ödemeler incelenmeli, bilirkişiden mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli rapor alınarak sözleşme hükümlerine göre davacının varsa talep edebileceği iş miktarı ile davalı karşı davacının savunma ve iddiası üzerinde durularak asıl ve karşı davanın esası hakkında hüküm kurmaktan ibarettir. Bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile hükme varılması, usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması gerekmiştir
Devamı...

yüklenicinin iş bedeline hak kazanabilmesi diğer bir deyişle kısmen iş bedeli olarak karalaştırılan 17 nolu bağımsız bölümün tesciline hak kazanabilmesi, netice olarak davacının da 818 sayılı BK'nın 162. maddesi uyarınca alacağın temliki hükümleri doğrultusunda tescil isteyebilmesi için yapının yasal olması zorunludur. 3194 sayılı Yasa uyarınca iskân ruhsatı almak yükümlülüğü iş sahibine ait ise de taraflar aksini kararlaştırabileceklerinden sözleşmenin özel şartlar iskân alma yükümlülüğünün de yükleniciye ait olduğu anlaşıldığından mahkemece bu doğrultuda işlem yapılmalı, belediyeden işlem dosyası getirtilmeli ve iskânının alınıp alınmadığı belirlenmeli, alınmamış ise iskân alınması konusunda davacı tarafa yetki ve süre verilip bu konuda gerekli işlemlerin ikmâlinin sağlanması, iskân almaya elverişli değil ise tapuya hak kazanamamakla birlikte 3194 sayılı İmar Kanunu geçici 16. madde hükümleri değerlendirilmeli ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden kısmen eksik inceleme nedeniyle kısmen de hükümden sonra yürürlüğe giren kanun hükmünün değerlendirilmesi zorunluluğu nedeniyle hükmün temyiz eden davalı … ile dahili davalılar …, …, …, …, … ve …yararına bozulması gerekmiştir
Devamı...

Yerel mahkemece yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporuna göre; teslim tutanağındaki kayıtlardan işin eksik ifa edildiği, yedi adet kuyunun idarece kabul görmediği, kuyu iptâli ve anlaşmazlıkların taraflar arasındaki hakedişe yansıtılacağının anlaşıldığı, eksik ifanın söz konusu olduğu durumlarda ayıp ihbarı aranmayacağı, eksik işleri iş sahibinin kabulünün yüklenicinin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı belirtildikten sonra, bu kez; davalının ticari kayıt ve defterlerinde takip tarihi * itibariyle davacıya * TL borçlu gözüktüğü gerekçesiyle bu miktar üzerinden icra takibine itirazın iptâline karar verilmiş ise de karar bozulmuştur
Devamı...

Yazılı sözleşme bulunmamakla birlikte yanlar arasında davalının üstlendiği, çatıların davacı tarafından yapımı konusunda eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Davacı taşeron * Noterliği’nden keşide ettiği * tarihli ihtarname ekinde gönderdiği hakediş raporunda gösterdiği imalâtların bedelini talep etmektedir. Bedel konusunda ihtilâf bulunmakla birlikte bir kısım davalı tanıklarının beyanları da dikkate alındığında davalının gerçekleştirilen imalâtların (metre-metrekare) miktarı konusunda itirazı bulunmamaktadır. Davacı da ihtarnamesinde miktar yönünden fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığından yaptığı işle ilgili talep edebileceği birim miktarın hakediş raporunda gösterdiği kadar olabileceğinin kabulü zorunludur. Bu halde uyuşmazlık işin bedeli ve ödeme miktarı konusunda kalmıştır. Dosya kapsamında toplanan delillerden ödemenin * TL olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında bedel konusunda yazılı sözleşme bulunmadığı ve bunun miktarında da anlaşamadıklarından işin yapıldığı ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun * maddesine göre bedelin, yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçleriyle hesaplanması gerekir
Devamı...

Yargıtay İçtihatlarında kapalı faturanın ödemeye karine teşkil edeceği kabul edilmektedir. Bu karine sebebiyle ispat yükü yer değiştirmiş olacağından aksini iddia eden davacı alacaklı kanıtlamak zorundadır. Somut olayda davacıya * TL ödendiği ihtilâfsızdır. Davalı da ödemelerin bir kısmının banka kanalıyla yapıldığını kabul etmiştir. Davacı tarafından sunulup doğruluğu mahkemece incelenmeyen banka hesap hareketlerini gösteren belge fotokopisinde ise ödemelerin fatura tarihinden sonra yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu belge, davacının imalât bedelinin bir kısmının kapalı fatura tarihinden sonra ödendiği sonuçta bakiye alacağının kaldığı savunmasını doğrulayıp karinenin aksinin ispatını sağlar niteliktedir.Bu nedenle mahkemece öncelikle banka hesap kayıtları da getirilmek suretiyle kapalı fatura tarihinden sonra davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması, ödeme yapılmış ise bunların kapalı faturaya mahsuben yapılıp yapılmadığının incelenmesi, kapalı fatura bedeline mahsuben yapıldığının anlaşılması halinde şimdiki gibi davanın kabulüne, başka bir hukuki ilişki nedeniyle ödendiğinin anlaşılması halinde ise davanın reddine karar verilmesi gerekir
Devamı...

bilirkişi kurulu raporu ile işin kesin hesabı çıkarılmıştır. Fakat bilirkişi raporuna taraflarca itiraz edilmesine rağmen mahkemece ek rapor alınarak itirazlar karşılanmamıştır. Yine bilirkişi raporunda plentmiks imalatının bedelinin hesaplanabilmesi için mahallinde keşif yapılması gerektiği belirtildiği halde bu yönde de bir inceleme de yapılmadan karar verilmiştir. O halde mahkemece keşif yapılarak plentmiks imalatının metraj ve bedeli belirlenmeli, bu metraj ve bedeller kesin hesapta dikkate alınmalı, ayrıca taraf itirazları da karşılanacak şekilde hüküm vermeye ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp sonucuna göre karar verilmelidir. Bu hususlar üzerinde durulmadan eksik incelemeyle ve yetersiz bilirkişi raporuyla hükme varılması usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

Taraf ehliyeti, bir davada taraf olabilme yeteneğini ifade eder. Taraf ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki medeni haklardan yararlanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır. Buna göre; medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek ya da tüzel kişi davada taraf ehliyetine sahip kabul edilmelidir. Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 520 (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 620) ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklığın taraf ehliyeti yoktur. Bu nedenle, adî ortaklığa ilişkin davalarda, adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekir. Adî ortaklık tarafından açılacak davaların iştirak halinde mülkiyet hükümleri gereği bütün ortaklar tarafından birlikte açılması gerekir. Adî ortaklığa karşı açılacak davalar yönünden ise; ikili bir ayrım yapmak gerekecektir. Davanın konusu paradan başka bir şey ise davanın bütün ortaklara karşı birlikte açılması (mecburi dava arkadaşlığı), davanın konusu para ise; ortaklar bu borçtan müteselsil sorumlu bulunduklarından ortaklardan biri, bazıları yada tümüne karşı (ihtiyari dava arkadaşlığı) dava açılabilecektir
Devamı...

Davacı taşeron davada, davalı alt taşeron ile aralarında dava konusu taşınmazın ince işlerinin yapılması hususunda yaptıkları sözleşmenin feshedildiği halde davalının inşaat alanına malzeme sevk ettiğini ve işçi bulundurmak suretiyle inşaat alanını işgal ettiğini iddia ederek davalıya ait malzemelerin inşaat alanından kaldırılmasına, davalının ve işçilerinin şantiyeden çıkartılması suretiyle zilyetliğine yapılan saldırının önlenmesine karar verilmesini istemiş, mahkemece davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmeksizin dosya üzerinde yapılan inceleme
Devamı...

durumda sözleşmede aksi kararlaştırılmadığından davacı yüklenici eksik işler bedeli ile gecikmeden dolayı dava dışı iş sahibine ödediği gecikme tazminatını davalı taşerondan istemek suretiyle seçimlik hakkını akdin ifası yönünde kullandığından mahkemece dava edilen * TL'lik cezai şartla ilgili istemin reddine, eksik iş bedeli olarak saptanan * TL ile davacının dava dışı iş sahibine ödediği gecikme cezasından davalı taşeronun işi yarım bırakması, teslimdeki gecikmesi ve davalının kusuru nedeniyle ödemek zorunda kaldığı kısmının, dava dışı iş sahibinden dava konusu işle ilgili belgeler getirtilip ve bu konudaki deliller ibraz ettirildikten sonra konusunda uzman bilirkişiden alınacak raporla hesaplattırılıp hüküm altına alınması gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu davanın aynen kabulü doğru olmamış, bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

mahkemece, öncelikle akdî ilişkinin konusu olup davalı tarafından gönderildiği halde davacı yanca tebellüğden kaçınılan *nolu reklamasyon faturasında yazılı ipliklerin mevcut olup olmadığı davalıdan sorulup, mevcut ise tekstil ve boyama konusunda uzman teknik bilirkişi marifetiyle üzerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle ayıbın bulunup bulunmadığı, ayıbın niteliği ve işin yapıldığı tarihler ile dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu'nun maddesi hükmünce iş sahibinin kullanamayacağı ve nisfet kaidesine göre kabule icbar edilemeyecek ve eserin iadesini gerektirecek vasıfta olup olmadığı ya da ayıbın bu derecede önemli olmaması halinde bedelde tenzili gereken miktar veya onarımı mümkünse, onarım bedeli konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, sonucuna uygun bir karar verilmesi, ipliklerin mevcut olmayıp bilirkişi incelemesi yapılmasının imkânsızlaşması halinde davacı taşeronun cari hesaptan kalan ve ödenmeyen iş bedeli alacağı ile ilgili itirazın iptâline karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan eksik incelemeyle davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

bu durumda davacı şirketin hakettiği iş bedeli olarak *TL'den ödeme miktarı olan * TL düşüldüğünde davacı şirketin ödenmeyen iş bedeli*TL olarak hesaplanmaktadır. Mahkemece bu miktar dikkate alınarak hüküm oluşturulması gerekirken, mükerrer KDV uygulanmak suretiyle daha fazla miktar yönünden davanın kabul edilmesi, ayrıca likid bir alacak bulunmayıp, uyuşmazlığın çözümü özellikle KDV oranı ve uygulaması yönünden yargılama yapılmasını gerektirmiştir
Devamı...

Davacı taşeron vekili dava dilekçesinde, * TL malzeme tutarının dava tarihindeki rayiç değeri,* TL malzemenin şehirler arası nakliye, işçilik vs giderleri,*TL imalat bedeli ve *TL davalı yüklenicinin kusuru ile ediminin ifasının imkansızlaşması nedeniyle sözleşmenin hükümsüzlüğünden doğan zarar olmak üzere toplam * TL'nin tahsilini talep etmiş; ıslah dilekçesiyle taraflarının alacağının alınan bilirkişi raporu ile malzeme bedeli olarak * TL ve imalatlar bedeli * TL olmak üzere toplam* TL olarak belirlenerek, bu bedelden *TL nefaset takdir edildikten sonra bakiye alacağın *TL kaldığı,* tarihinde yapılan * TL avans ödemenin mahsubundan sonra da, bu kalemlerden * TL alacaklı olduklarını ifade ederek malzeme ve imalât bedeli yönünden alacağını miktar itibariyle ıslah etmiştir
Devamı...

eser sözleşmesi gereğince davacı taşeronun üstlendiği edimini yerine getirerek sözleşmede bedel olarak kararlaştırılan bağımsız bölüme hak kazandığını kanıtlamak zorunda olup, arsa sahibi tarafından imzalanan *tarihli iş bitirme ve teslim tutanağı ile edimini yerine getirdiğini ispatlamıştır. Davacının bedel olarak kararlaştırılıp tapuda devredilmeyen * nolu bağımsız bölüm davalı yüklenici kooperatif adına kayıtlı olmadığından, hakkında tapu iptâl ve tescil davası açılıp bilahere davanının devamı sırasında dava konusunun devri nedeniyle hakkındaki dava tazminata dönüştürülen davalı …'nin sorumlu tutulabilmesi için öncelikle davalı yüklenici kooperatif ile dava dışı arsa sahibi …. arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesine göre inşaat yapılacak arsadaki *nolu bağımsız bölümün paylaşımda arsa sahibine bırakılmış olması ve davalının bu bağımsız bölümün yaptığı iş karşılığı olarak davacı taşerona verileceğini bildiği, bilmesi gerektiği ve bilerek devraldığını davacının kanıtlaması zorunludur
Devamı...

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan fazla ödemenin istirdadı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Karar başlığından davacı şirketin ticaret unvanının yanlış yazılmış olması maddi hataya dayalı olup talep üzerine mahallinde her zaman düzeltilmesinin mümkün bulunmasına göre bu husus bozma nedeni sayılmamıştır.Davada, davalı ile yapılan * tarihli sözleşme uyarınca fazla ödemenin istirdadı talep edilmiştir. Davacı yüklenici, davalı taşerondur. Geri çevirme üzerine dosyaya kazandırılan * Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının davacısı, eldeki davanın davalısı taşeron şirket davalısı ise davamızdaki davacı yüklenici şirkettir. Söz konusu davada da * tarihli eser sözleşmesine dayalı olarak ödenmeyen iş bedeli alacağının tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve davalının icra inkar tazminat ile sorumlu tutulmasına karar verilmesi istenilmiştir. İnceleme konusu derdest dava ile sureti dosyamız içerisine alınan * Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasındaki davanın tarafları yer değiştirmekle birlikte aynı şirketler olup, aynı sözleşmeden kaynaklanan alacak ve tazminatın ödetilmesi talep edildiği, tarafların ve sözleşmenin aynı olması, biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması nedeniyle davalar arasında irtibat bulunduğu ve her iki dava da aynı yargı çevresinde aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış olduğu, bu halde HMK’nın maddeleri gereğince davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden bağlantı sebebi ile davaların ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilmesine karar verilmesi gerektiği halde mahkemece davalı taşeronun birleştirme talebi dikkate alınmaksızın davanın sonuçlandırılması doğru olmamış, birleştirme karar verilmesini sağlamak üzere hükmün bozulması uygun bulunmuştur.
Devamı...

her iki tarafın iradesinin de iş bedelinin KDV'si ile birlikte toplam *TL olduğu konusunda iradelerinin birleştiği anlaşılmıştır. Davalı ise yaptığı ödemelerin toplam * TL olduğunu ispatlamıştır. Bu durum karşısında ödendiği ispatlanan*TL'den … tarihli ilk faturadan kaynaklanan* TL mahsup edilince davaya konu … tarihli ikinci fatura bedelinden de *TL'nin ödendiği sonucuna ulaşılmaktadır. Bu durum karşısında mahkemece, davaya konu * tarihli fatura bedeli olan * TL'den ödenen* TL mahsup edilerek kalan* TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle reddi yolunda hüküm kurulması doğru olmamış, açıklanan nedenle kararın bozulması gerekmiştir
Devamı...

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, iş sahibi adî ortaklık tarafından sözleşme uyarınca taşeron davalıya iş bedeline karşılık verilen daire bedeline ek olarak ödemesi gereken miktar ile işin geç teslimi nedeniyle kira geliri kaybı, eksik işler nedeniyle uğranılan zararların bedeli talep edilmiş, davalı ödemesi gereken tüm ödemeleri yaptığını savunmuştur
Devamı...

Mahkemece itirazın iptâline karar verilen miktar üzerinden icra inkâr tazminatının tahsiline karar verilmişse de, İİK'nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için davalı borçlunun takibe itirazında haksız olmasının yanısıra alacağın likit (belirlenebilir) olması da gerekmektedir. Oysa, davacının alacağı bilirkişi raporuyla belirlenmiş ve hükme varılmıştır. Bu durumda alacağın likit olduğundan söz edilemez ve icra inkâr tazminatı isteminin reddi gerekirken kabulü doğru olmamıştır. Kararın bu yönden bozulması gerekirse de, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'nın 438/VII. maddesi uyarınca bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur
Devamı...

Davacı davasında davalı ile aralarında düzenlenen 6 ayrı sözleşme ile davalının yüklenicisi olduğu ….. yapılan inşaatlarda taşeron olarak imalâtlar yaptığını, bu imalâtlardan bakiye alacaklarının ödenmediğini belirterek şimdilik * TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; mahkemece dava kısmen kabul edilmiştir
Devamı...

davalı yanca takibe haksız ve kötü niyetli olarak süresinde itirazda bulunulduğunu belirterek takibe yapılan itirazın iptâli ile takibin devamına, %40 icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiş, davalı yüklenici şirket vekili ise, ayrı açılan davaların birleştirilmesi gerektiğini ve ayrıca sözleşme konusu götürü-sabit bedel üzerinden anlaşma sağlandığını, söz konusu işin kapsamında ilave iş bulunmadığını, bu güne kadar*TL fatura kesildiğini, müvekkili şirketin bugüne kadar *TL bedel ödediğini, bunun da işin tamamının  %70'ine tekabül ettiğini, buna rağmen halen davacı tarafından* TL talep edilmesinin takiplerin mükerrer olduğunu kanıtladığını, sözleşmenin ödemeler başlıklı 9. maddesinde, işin yapılması sırasında teklif bedelinin %40'nın, geçici kabulün yapılmasını müteakip 15 gün içerisinde teklif bedelinin %30'nun, hakediş alınmasını müteakip 60 gün içerisinde %30'nun taşeron firmaya ödeneceğinin belirtildiğini, geçici kabul işlemlerinin henüz yapılmadığını, söz konusu işin yaklaşık %70'lik bölümü faturalanmamış olmasına rağmen müvekkili şirketçe davacı tarafa ödendiğini, davacı tarafa herhangi bir borcun bulunmadığını belirterek davanın reddine, davalı aleyhine alacağın %40'dan az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini savunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda asıl davanın kısmen kabul ve kısmen reddine %40 oranında icra inkâr tazminatına, birleşen … 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin ../.. Esasa sayısında açılan davanın kabulüne ve %40 oranında icra inkâr tazminatına, karar verilmiş, birleşen * Mahkemesi'nin ../.. Esas sayılı dosyayı ile ilgili bir karar verilmemiş, verilen karar, taraf vekillerince yasal süresinde temyiz edilmiştir
Devamı...