taşeron,Mahkemece mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmış ise de; yapılan inceleme ve tahkikatın yeterli olduğundan söz edilemez. Bu incelemede taşeron olan davalı … …. … San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin yükleniciden dava konusu edilen … nolu bağımsız bölümün tescilini isteme hakkının doğup doğmadığı hususu araştırılmamıştır. Gerçekten de alt taşeron olan davacının davalı taşeron …. … …. Ltd. Şti.'den taşınmazın tescilini talep edebilmesi için taşeron şirketin arsa sahibi ve yükleniciden dava konusu edilen bağımsız bölümü talep etme hakkının doğmuş olması gerekir. Yapılan tahkikatta bu husus üzerinde durulmadığı gibi davacıya sözleşme gereği iskân ruhsatı alınması konusunda uygun süre ve yetki verilmemiş olması da doğru olmamış, hükmün bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

Taşeron,sözleşme kapsamında yapılan işlerle ilgili değerlendirmeye gelince; Dava dışı iş sahibi şirket tarafından davalı yüklenici şirkete keşide edilen …. . Noterliği'nin 15.02.20** tarih ve …. yevmiye sayılı ihtarnamesi içeriğinden bu sözleşmenin konusunu oluşturan binanın iş sahibi tarafından kullanılmaya başlandığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle, bu ihtarnamenin keşide edildiği tarih itibariyle taşeronun sözleşme gereği üstlendiği teslim yükümlülüğünü yerine getirdiği açık olup, davalı yüklenici şirketin işin eksik yapıldığı savunmasına yer verilemez. Üçüncü kişilerce hazırlanarak davalı yüklenici şirket vekilince dosyaya sunulan faturalar, her zaman düzenlenebilen ve içeriğindeki malzemelerin nerede, nasıl ve ne zaman kullanıldıkları da tespit edilemeyen faturalar olduğundan, davalının ayıplı imalât yapıldığına ilişkin savunmasını bu fatura içerikleriyle kanıtlaması mümkün değildir. Kaldı ki, ** Mahkemesi'nin  İş sayılı dosyasında, 22.04.20** tarihinde tespit yapılmış ve alınan bilirkişi raporunda, yapılan imalâtlarla fatura içeriklerinin de uyumlu olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Devamı...

Taşeron,sözleşme ile davalı taahhüdünde bulunan inşaatın alçıpan tavan kaplamaları işinin yapımını üstlenmiş, sözleşmede işin bedeli 167.751,08 TL olarak kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin …. maddesinde sözleşme bedeli üzerinden %30 oranında artış olması halinde bu miktar işin de sözleşme koşullarında yapılacağı, %30’u aşan işler yönünden ise yeni sözleşme fiyatları belirleneceği kararlaştırılmış, davacı taşeron sözleşme kapsamında ve %30 keşif artışı ile işin tamamını yapıp teslim ettiğini, ancak 07.01.20** gün 22492 sayılı fatura bedeli 242.502,… TL’nin ödenmediğini ileri sürerek bu faturaya dayalı icra takibi başlatmış, davalı ise faturanın afaki olarak düzenlendiğini, davacıya yaptığı işin üzerinde ödemede bulunulduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle teknik bilirkişi marifetiyle mahallinde keşif yapılmak suretiyle davacı taşeronun sözleşme kapsamında ve sözleşme dışı yaptığı işler bedelinin belirlenmesi, bu iş nedeniyle yapılan ödeme tutarı da saptanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Mahkemece inşaat mühendisi ve mali müşavirden oluşan bilirkişi kurulundan rapor alınmış ise de teknik bilirkişi mahallinde inceleme yapmadığı gibi tarafların üzerinde uzlaştığı kesin imalât metrajlarının ve usulüne uygun düzenlenmiş kesin hesabın dosyaya sunulmadığı gerekçesiyle defter ve kayıtlar üzerinden inceleme yapmak suretiyle sonuca varmışlardır. Mahkemece eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğinden yukarıda değinilen şekilde araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
Devamı...

Davalı yüklenici şirketçe, iş bedelinin sözleşmenin 6/1. maddesinde verileceği öngörülen çeklerle ödendiği ileri sürülmüş, mahkemece banka kanalıyla yapılan araştırmalardan sonuç elde edilemediği, çeklerin taşerona verildiği ve ödendiğinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle, çeklerle yapıldığı ileri sürülen ödemeler kabul edilmemiştir. Kural olarak, mahkemenin gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmamakla beraber, 18.05.20** tarih, …. seri numaralı ve 25.000,00 TL bedelli iken sonradan bedeli 15.000,00 TL olarak düzeltilen, yüklenici şirketin lehdar olduğu ve davacı şirketin temsilcisinin eşi ve şirketin mesul müdürü olduğu anlaşılan A.. İ..S..'a, onun tarafından da üçüncü kişilere ciro edilen çek, sözleşmenin 6/1. maddesinde bu şekilde ödeme yapılacağının kabul edilmiş olması ve bu çekin ciro silsilesinde davacı taşeron şirketi temsilen A..İ..S..'ın isim ve imzasının bulunması dikkate alındığında, bu çekte yazılı miktarın, yüklenici tarafından yapılmış ödeme olarak kabul edilmesi gerekir
Devamı...

asıl alacak ile takip tarihine kadar işlemiş faiz dahil borcun toplam miktarı net bir şekilde belirlendikten sonra 56.449,97 TL asıl alacağın takip tarihinden ödeme tarihine kadar işleyecek faizi, icra masrafları ve vekâlet ücretinin de takip öncesi işlemiş faiz talebinin haklılığı da değerlendirilerek takipte tespit edilecek haklılık oranına göre tespitinden sonra 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu'nun 84. maddesi uyarınca kısmi ödemelerin öncelikli olarak harç ve masraflarla alacağın fer'ilerine mahsup edilerek davacı yüklenici kooperatifin en son ödemeyi yaptığı tarih itibariyle fazla ödemesinin bulunup bulunmadığı belirlenmeli, buna göre menfi tespit ve istirdat talepleri hakkında hüküm kurulmalıdır.
Devamı...

davacı taşeron tarafından yapılan işlerin bedellerinin 20** yılı mahalli serbest piyasa rayiçlerine göre boya haricinde kalan imalatlar için işçilik, boya imalatı için malzeme ve işçilik olarak hesaplandı??ı ifade edilmiş, yapılan ödemelerin mahsubunu müteakip taşeronun yüklenici şirketten bakiye 7.680,00 TL alacağının kaldığı belirlenmiştir. Bu durumda, mahkemece; davanın yüklenici şirket yönünden bu miktar üzerinden kabulüne karar verilmesi gerekirken, ek rapor hatalı yorumlanarak, yüklenici şirketin de taşeron şirkete borcunun bulunmadığı sonucuna ulaşılması suretiyle davalı yüklenici şirket aleyhine açılan davanın da reddine karar verilmiş olması doğru değildir
Devamı...

davacı iş sahipleri vekili dava dilekçesinde, kendilerinin işi yüklenici olarak davalı …'e verdiklerini, yüklenici …'in de beton dökme işini taşeron olarak davalı şirkete yaptırdığını beyan etmiştir. Bu halde, davacılar kendilerinin davalılardan … ile sözleşme yaptıklarını ifade ettiklerine göre kendilerinin akdi muhatabı da yüklenici … olup, taşeron şirketin akdi ilişkisinin bulunmadığı davacılara karşı bir sorumluluğunun bulunduğundan söz edilemez. Hal böyle olunca, davacıların davalı taşeron şirkete yönelen davalarının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek bu davalı yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
Devamı...

Dava dilekçesi içeriği ile tüm dosya kapsamından; davalılardan …’nün asıl iş sahibi olup sözleşme konusu enerji nakil hattı bakım ve onarım işlerini yüklenici olarak davalı …’ne, bu şirketin de sözleşme kapsamındaki bir kısım işleri taşeron olarak diğer davalı …’ya, bu kişinin de … Köyündeki bir adet direğin tamiratı işini alt taşeron olarak davacıya verdiği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesindeki ikrar ve kabulüne göre davacı, davalılar nezdinde iş akdiyle çalışan işçi olmayıp, sözkonusu işi davalı …’dan sözlü eser sözleşmesiyle alan alt taşerondur. Bu haliyle uyuşmazlığın 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden görevli mahkeme iş mahkemesi olmayıp Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken uyuşmazlığın nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

mahkemece yapılacak iş, hükme esas alınan bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişi kurulundan alınacak ek raporla 28.07.2011 protokol tarihi itibarıyla mahalli piyasa rayiçlerine göre eksik işler bedeli hesaplattırılarak davacı taşeron alacağından düşülmek suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözden kaçırılarak davalının ibraz ettiği ve davacının kabul etmediği davalının üçüncü kişilerle yaptığı sözleşme ve faturalar dikkate alınarak düzenlenen rapora itibar edilerek davanın sonuçlandırılması doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.
Devamı...

Yanlar arasındaki sözleşmede iş bedeli yuvarlak döner ana merdiven için 42.000,00 TL+KDV, ana merdiven duvar panoları için 6.000,00 TL + KDV, ana kütüphane için 12.000,00 TL+KDV, oturma odası TV dolabı için de 4.000,00 TL+KDV olmak üzere 64.000,00 TL+KDV olarak kararlaştırılmıştır. Mahkemece ana merdiven duvar panolarının yapılmadığı kabul edilerek bedeli olan 6.000 TL+KDV sözleşme bedelinden düşülmüş, sözleşme dışında 3.400,00 TL+KDV iş yapıldığı kabul edilerek bu bedel de sözleşme bedeline eklenmiş, neticede taşeron tarafından yapılan işlerin bedeli KDV hariç 61.400,00 TL, KDV dahil 72.452,00 TL olarak belirlenmiş ve KDV dahil bedelden ihtilâfsız ödeme tutarı 45.600,00 TL mahsup edilerek kalan 26.852,00 TL yönünden birleşen dava kısmen kabul edilmiştir. Bilirkişilerce düzenlenen 17.12.2012 tarihli raporda ana merdivenin ve cam korkulukların ayıplı olduğu belirtilerek ana merdiven için KDV dahil 9.912,00 TL, cam korkuluklar için de KDV dahil 3.540,00 TL nefaset kesintisi yapılması gerektiği belirlendiği halde mahkemece süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı kabul edilerek bu bedeller birleşen davada taşeron alacağından mahsup edilmemiştir. Dosya kapsamından yüklenici tarafından taşerona süresinde ayıp ihbarında bulunulduğu, zira ayıplı ürünlerin yüklenici tarafından kabul edilmeyerek taşerona iade edildiği ve bilahare taşeron tarafından bir kısım düzeltme ve tamiratlar yapıldıktan sonra yeniden teslim edildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemenin süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığına dair kabulü ve buna bağlı olarak ayıp bedellerinin taşeron alacağından mahsup edilmemesi yerinde olmamıştır. Süresinde ayıp ihbarında bulunulmuş olduğundan bilirkişilerce belirlenen ayıp bedellerinin de taşeron alacağından düşülmesi gerekir. 17.12.2012 tarihli bilirkişi raporunda ayıp bedelleri düşülmek suretiyle taşeron alacağı 13.400,00 TL olarak belirlendiğinden mahkemece birleşen davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulü gerekirken ayıp bedelleri düşülmeyerek fazlaya hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir
Devamı...

sözleşmeleri davalı şirket ile birlikte imzalayan dava dışı taşeron şirketler … ve … 'nin de davaya usulen katılmalarının sağlanması, davacı yüklenicilerin asıl iş sahibi idarenin eksik ve kusurlu işler nedeniyle uğradığı zararlardan dolayı dava dışı taşeron şirketlerden tahsil ettikleri miktarlar araştırılarak oluşacak sonuca göre davanın sonuçlandırılması gerekirken, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
Devamı...

Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı yüklenici tarafından düzenlenen taşeron kesin hakedişinin doğru olduğu kabul edilmiş, alacak-borç hesabı hakedişteki veriler ve kesintiler denetlenmeksizin aynen alınmak suretiyle yapılmıştır. Oysa bu hakedişte yalnızca davalı şirket adına atılmış imzalar mevcut olup, davacı taşeron …’nin imzası bulunmamaktadır. Davalı yüklenici tarafından tektaraflı çıkarılan ve davacı taşeron imzasını içermeyen taşeron kesin hakedişinin kesinleştiği ve davacı taşeronu bağladığı kabul edilemeyeceğinden kesin hesabın sözü edilen hakediş dayanak alınarak değil, mahallinde keşif ve ölçüm yapılarak teknik bilirkişi aracılığıyla çıkarılması gerekir. O halde mahkemece işin uzmanı teknik bilirkişi marifeti ile mahallinde keşif yapılarak davacı tarafından yapılan işler ve metrajları belirlenmeli, sözleşme birim fiyatlarıyla değerlendirilerek yapılan tüm işin bedeli bulunmalı, davalı işin ayıplı olması nedeniyle iş bedelinden 1.670,00 TL kesinti yapılması gerektiğini savunduğundan bu savunma üzerinde durularak işin ayıplı olup olmadığı, ayıbın niteliği, süresinde ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı, ayıplar nedeniyle bir kesinti yapılması gerekip gerekmediği, yapılacaksa miktarı belirlenmeli, belirlenen miktar düşülerek davacının hakettiği iş bedeli kesin olarak saptanmalıdır.
Devamı...

Taşeron’a anahtar teslimi iş veren Asıl İşveren’in sorumluluğu olmadığı
Devamı...

davalı taşeronun işe başlayıp yürütmesinin mümkün olup olmadığı, biraz önce belirtilen belgeler teslim edilmeksizin işe fiilen başlanmasının mümkün olmaması halinde ne kadarlık süre uzatımına neden olacağı tespit ettirilip, buna göre davacı-karşı davalı yüklenicinin gecikme cezası ile diğer zararlar ve eksik ve kusurlu işlerin giderme bedelini istemekte haklı olup olmadığı ve miktarı ile davalı-karşı davacının varsa ödenmeyen iş bedeli alacağı ile miktarının önceki raporlardaki çelişkileri de giderecek şekilde hesaplattırılıp sonucuna uygun bir karar vermek olmalıdır
Devamı...