Menfi zarar kapsamına; sözleşme yapılmasına güvenilerek başka bir sözleşme fırsatının kaçırılmasından doğan zarar, sözleşme giderleri, sözleşmenin yerine getirilmesi ve karşılık edanın kabulü için yapılan masraflar, sözleşmenin yerine getirilmesi dolayısıyla uğranılan zarar, başka bir sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zarar ve dava masrafları girer.
Devamı...

tek taraflıolarak feshedilmiştir. Gerçekten sözleşmenin feshi demek, sözleşmeyi bozma iradesinin karşı tarafa açıklanması demektir. Dolayısıyla fesih iradesinin karşı yana ulaşınca fesih, hüküm ve sonuçlarını meydana getirir
Devamı...

dava sözleşmenin uyarlanması olarak nitelendirilmiş ve mahkemece davanın uyarlama davası olduğu benimsenmiş ise de; bu vasıflandırma dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Sözleşmenin uyarlanması dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre götürü bedelli işlerde yüklenicinin yapılacak şeyi kararlaştırılan fiyata yapmaya mecbur olduğu, yapılacak şeyin tahmin edilen miktardan fazla emek ve masrafı gerektirse bile yüklenicinin bedelin artırılmasını isteyemeyeceği belirtildikten sonra 2. fıkrasında önceden tahmin olunamayan veya tahmin olunup da iki tarafça dikkate alınmayan hallerin işin yapılmasına engel olması veya son derece zorlaştırması halinde hakimin haiz olduğu takdir hakkı dolayısıyla sözleşme bedelini artıracağı veya sözleşmeyi feshedeceği belirtilmiş olup, uyarlama ancak bu koşullarda ve sözleşme bedelinin artırılması veya feshedilmesi suretiyle mümkündür. Davacının anılan maddedeki koşulların varlığını ileri sürerek bedel artırım veya sözleşmenin feshi talebi bulunmadığından davanın uyarlama davası olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.
Devamı...

götürü bedelli işlerde yüklenicinin yapılacak şeyi kararlaştırılan fiyata yapmaya mecbur olduğu, yapılacak şeyin tahmin edilen miktardan fazla emek ve masrafı gerektirse bile yüklenicinin bedelin artırılmasını isteyemeyeceği belirtildikten sonra 2. fıkrasında önceden tahmin olunamayan veya tahmin olunup da iki tarafça dikkate alınmayan hallerin işin yapılmasına engel olması veya son derece zorlaştırması halinde hakimin haiz olduğu takdir hakkı dolayısıyla sözleşme bedelini artıracağı veya sözleşmeyi feshedeceği belirtilmiş olup, uyarlama ancak bu koşullarda ve sözleşme bedelinin artırılması veya feshedilmesi suretiyle mümkündür
Devamı...

ihtarla talep edilmesine rağmen tamamlandığı ya da büyük oranda yapıldığı yüklenici tarafından yasal delillerle kanıtlanamadığından, mahkemece davacının tek taraflı irade beyanı ile sözleşmenin geriye etkili feshedilmiş olması sebebiyle ödediği bedelin iadesiyle ilgili davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davacının öncelikli edimini ifa etmemesi sebebiyle sözleşmeyi fesih yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi doğru olmamıştır. Yerel mahkeme kararının bu gerekçeyle bozulması gerekirken onandığı bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından karar düzeltme talebinin kabulü uygun görülmüştür.
Devamı...

mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde kesin hesabın çıkarılması hususu kendi görevleri dahilinde olmasına rağmen yetkili mercice görevlendirilecek heyetçe açıklanması gereğine değinilerek uyuşmazlık ortada bırakılmıştır. Bu haliyle raporun hükme dayanak alınamayacağı ve davalının tek taraflı yaptırdığı tespit raporuna dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamıştır. O halde mahkemece yapılması gereken iş; mahallinde seçilecek uzman bilirkişilerle keşif yapmak ve tespit dosyasındaki belgeler de gözetilerek varsa ayıplı imalât bedelini yüklenici alacağından mahsupla sonucuna uygun hüküm kurmaktan ibarettir. Eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu ile hükme varılması usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
Devamı...

sözleşme eki projelere uygun biçimde ve yine ekli teknik şartname koşullarında asfalt kaplama işinin yapımı kararlaştırılmıştır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Davada sözleşme kapsamında fazla imalât yapıldığı halde, bedeli ödenmediği gibi tüm işin geçici kabulünün yapılmasına rağmen kesin kabulünün yapılmadığı, hakedişlerden kesilen teminatların da iade edilmediği iddiasıyla alacak istemi
Devamı...

konunun uzmanı teknik bilirkişi ile mahallinde keşif yapmak suretiyle mantolama işinde ayıplı imalât olup olmadığını saptamak, var ise ayıp tutarını tespit tarihindeki piyasa fiyatlarıyla hesaplatmak ve davacı alacağından mahsupla kalan tutar için asıl davada takibin devamına karar vermek, fazla istemle, tarafların tazminat istemlerinin de reddine karar vermekten ibarettir.
Devamı...

eser sözleşmelerinde iş sahibinin bedeli ödeme yükümlülüğü, yüklenicinin ise, eseri iş sahibinin amacı gözetilerek, fen ve tekniğine uygun imal ve teslim yükümlülüğü bulunmaktadır. Eserin ayıplı olması ya da sözleşmeye aykırı yapılacağını anlaşılması halinde iş sahibi vereceği uygun bir sürede aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Fesih hakkının kullanılması tek taraflı bir irade beyanı olup, iş sahibinin fesih hakkını kullanması halinde yüklenicinin sözleşmenin ayakta tutulmasını istemesi ve mahkemeden bunu talep etmesi ve iş sahibini zorlayıcı nitelikte karar verilmesi doğru değildir. Nitekim davacı dava açarken, terditli dava açmış, sözleşmenin feshinin iptâli ve sözleşmesinin ayakta tutulmasını istemiş, olmadığı taktirde uğradığı zararı talep etmiştir.
Devamı...

sözleşmenin 2. maddesinde işin götürü bedelle yapılacağı, 5. maddesinde**** tarihinde bitirilip teslim edileceği, 7. maddesinde taşeronun malzeme fiyatları, resim, vergi, sosyal sigortalar primleri, taşınmaz ve işçi ücretlerinin artması gibi sebeplerle fiyat farkı ve süre uzatımı talebinde bulunamayacağı, götürü bedelin hiçbir şekilde değişmeyeceği, hiçbir malzemeye de ne şekilde olursa olsun fiyat farkı ödenmeyeceği kararlaştırılmıştır.kararname de sözleşmenin ekleri arasında değildir.Türk Hukuk Sisteminde akit serbestisi (sözleşme özgürlüğü) asıldır. Bu kural dayanağını Anayasa'nın 13 ve 48. maddelerinden alır. Kişinin temel haklarından olan sözleşme özgürlüğü ile kastedilen ise, tarafların yapacakları sözleşmelerinde içerik ve koşullarını diledikleri biçimde saptamada serbest olmalarıdır. Kuşku yok ki, bu özgürlük de yasaların gösterdiği sınırlar içinde kullanılabilir.
Devamı...

sözleşme götürü bedelle imzalanmış, fiyat farkı ödenmeyeceği kabul edilmiştir. Bu nedenle, davacının mutlak şekilde kararnameden istifadesi mümkün olmayıp, yararlanabilmesi için sözleşme gereği ödenen bedel dışında yapılan işten dolayı fazlasıyla mağdur olduğunun belirlenmesi ve bu hususun hakim tarafından takdir olunması gerekir. Davada hakimin takdir hakkını kullanabileceği derecede bir inceleme yapılmamış, alınan bilirkişi raporunda sadece kararnameye göre fiyat farkı hesabı yapılmıştır. Oysa işin nevi, zorluk derecesi, mahiyetini etkileyecek unsurlar, fiyat farkı verilmemesi halinde işin baliğ olacağı miktar, işin süresi gibi hakkaniyetin takdirine yeterli diğer bulgular bilirkişilere açıklattırılıp, davacının yaptığı iş nedeniyle aldığı bedel ile alınacak bedelin kararlaştırılması yapılmalı ve davacının fiyat farkına hak kazanıp kazanamayacağı MK'nın 2. maddesi de gözetilip dava buna göre sonuçlandırılmalıdır.
Devamı...

Eğer sözleşmede işin bedeli için bir fiyat şekli kararlaştırılmış ve bu fiyata başkaca fark verilemeyeceği hükme bağlanmışsa, yüklenici eseri bu fiyatla yapmak zorundadır. Aksi takdirde, sözleşmeden beklenen yarar dengesi bir taraf aleyhine bozulur. Sözleşmede böyle bir hüküm varken de tek taraflı olarak fiyat farkı istemek sözleşme özgürlüğü prensibine uygun düşmez ve Medeni Kanun'un 2. maddesindeki dürüst davranma kavramıyla bağdaşmaz.
Devamı...

bedel karşılığı eser sözleşmesinden dönme için tek taraflı irade beyanının yeterli olduğu benimsenmiştir. Tek taraflı irade beyanı ile dönme (fesih) mümkün olmakla birlikte, sözleşmeyi haksız ya da kusuruyla fesheden taraf, fesih bildiriminin sonuçlarına da katlanmak durumundadır, fesih sonucu zarara uğrayan kimse koşulları mevcutsa haksız fesih sebebiyle uğradığı zararlarının tazminini isteyebilir. Bu suretle sözleşme fesihle sona eren sözleşme nedeniyle hiç kimsenin sona eren sözleşme ile bağlı kalmaya zorlanamayacağından feshin iptâli ya da bu şekilde yaratılan muarazanın men'ine karar verilemez
Devamı...

imzalanan sözleşme ile davacı yüklenici, davalıya ait villanın çatısının çelik çatı, vmzinc titanyum çinko, braas kiremit ve tamamlayıcı malzemelerle 115.000,00 TL+KDV bedelle yapımını üstlenmiştir. Davacı sözleşme uyarınca üzerine düşen işleri yaptığı gibi sözleşme dışı işler de yaptığını, toplam iş bedelinin 178.230,61 TL olduğunu, bundan 70.000,00 TL ödeme düşüldükten sonra 108.230,61 TL bakiye alacağının kaldığını iddia etmiş, davalı iş sahibi ise davacının üzerine düşen işi tam olarak yapmadığını, ayıplı ve eksik olarak yaptığını, ayıplı ve eksik işlerin üçüncü kişilere giderildiğini belirterek davanın reddini talep etmiş, mahkemece yerinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporu dikkate alınarak sözleşmede kararlaştırılan KDV dahil toplam iş bedeli 135.700,00 TL’den, hatalı ve kusurlu imalât için takdir edilen %15 nefaset kesintisi karşılığı 20.355,00 TL ile 70.000,00 TL ödeme düşülerek 45.345,00 TL’ye hükmedildiği anlaşılmış ise de; mahkemece davacının sözleşme dışı iş yaptığına dair iddiasının değerlendirilmediği anlaşılmıştır. Bilirkişilerin gerek asıl gerekse de ek raporda, davacının tek taraflı olarak düzenlediği “Toplam Çatı Maliyeti” başlıklı belgede yer alan 151.042,89 TL+KDV’ye göre de hesaplama yaptıkları, bu belgede yer alan sözleşme dışı işlerin davalı iş sahibinin bilgisi dahilinde yapıldığını belirttikleri anlaşılmıştır
Devamı...

vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçleri ile istenebileceği kabul edilmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının tek taraflı olarak olarak düzenlediği toplam çatı maliyeti başlıklı belgeye göre sözleşme dışı iş yapıldığı belirtilmiş ise de söz konusu belge davalı tarafından kabul edilmemektedir. Bu durumda mahkemece, teknik bilirkişi marifetiyle yerinde keşif yapılarak davacının sözleşme kapsamında gerçekleştirdiği imalâtların bedelinin sözleşme fiyatlarıyla, sözleşme dışı iş gerçekleştirmiş ise de bu imalâtların bedelinin ise vekâletsiz iş görme hükümlerine göre yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre hesaplattırılıp, bundan hatalı ve kusurlu imalâtlar için belirlenen nefaset kesintisi ile davalı tarafından gerçekleştirilen ödeme düşülerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan bu nedenlerle kararın bozulması uygun bulunmuştur.
Devamı...

Davacının yaptığı yazılı bildirime cevap vermeyen davalının hazır bulunmaması üzerine sözleşmeeki Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 41. maddesine göre davalının gıyabında kesin hakediş raporu hazırlanmış ve yüklenici borcu olarak belirlenen tutarın tahsili
Devamı...

Mahkemece, davacının şartnamenin 41. maddesine göre davalıya kesin metraj ve hesapların incelenmesi için 60 gün süreli bir tebligat yapmadığı, dolayısı ile kesin hakedişin ve hesap kesme işleminin delil sözleşmesi niteliğindeki 41. madde uyarınca henüz kesinleşmediği gerekçesi
Devamı...

davalı davaya karşı çıkmak suretiyle idarece hazırlanan tek taraflı kesin hesaba itiraz ettiğinden oluşan kesin hesap uyuşmazlığının giderilmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılarak ve kesin hesap bilirkişi marifeti ile çıkarılarak uyuşmazlığın giderilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
Devamı...

bedel karşılığı eser sözleşmesinden dönme için tek taraflı irade beyanının yeterli olduğu benimsenmiştir. Tek taraflı irade beyanı ile dönme (fesih) mümkün olmakla birlikte, sözleşmeyi haksız ya da kusuruyla fesheden taraf, fesih bildiriminin sonuçlarına da katlanmak durumundadır, fesih sonucu zarara uğrayan kimse koşulları mevcutsa haksız fesih sebebiyle uğradığı zararlarının tazminini isteyebilir. Bu suretle sözleşme fesihle sona eren sözleşme nedeniyle hiç kimsenin sona eren sözleşme ile bağlı kalmaya zorlanamayacağından feshin iptâli ya da bu şekilde yaratılan muarazanın men'ine karar verilemez
Devamı...

Eğer sözleşmede işin bedeli için bir fiyat şekli kararlaştırılmış ve bu fiyata başkaca fark verilemeyeceği hükme bağlanmışsa, yüklenici eseri bu fiyatla yapmak zorundadır. Aksi takdirde, sözleşmeden beklenen yarar dengesi bir taraf aleyhine bozulur. Sözleşmede böyle bir hüküm varken de tek taraflı olarak fiyat farkı istemek sözleşme özgürlüğü prensibine uygun düşmez ve Medeni Kanun'un 2. maddesindeki dürüst davranma kavramıyla bağdaşmaz.
Devamı...

hukuk mahkemesine yazılacak talimat (istinabe) yolu ile seçtirilecek aralarında kesin hesap uzmanı inşaat mühendisi bilirkişi ve mali müşavir bilirkişinin de bulunduğu uzman bilirkişiler kurulu aracılığıyla inceleme yaptırmak, davacının istek kalemleri tek tek açıklanmak suretiyle hesaplama yaptırmak, bilirkişiden mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli rapor alınarak varsa yüklenici alacağını bulmak, varsa bundan davacının usulen kanıtlayabildiği tüm ödemeleri saptamak, saptanan ödeme tutarının mahsubuyla sonucuna uygun hüküm kurmak, hüküm kururken davalı idarenin harçtan muaf olmadığı gözetilerek davalı idareyi harçla sorumlu tutarak karar vermekten ibarettir. Bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile ve HMK'nın 266. maddesi hükmüne aykırı şekilde çözümü hukuk dışında, teknik bilgiyi gerektiren konuda hukukçu bilirkişiler aracılığı ile rapor alınarak hükme varılması, usul ve yasaya aykırı olmuş kararın bozulması gerekmiştir.
Devamı...

sözleşme imzaladığını, davacı tarafından işin yapılmasına başlanmasından sonra davalı iş sahibi tarafından hiçbir gerekçe ileri sürülmeksizin ** tarihli yazı ile işin durdurulduğunu, taraflar arasında müteaddit yazışmalardan sonra davalının ** tarihinde tek taraflı irade ile sözleşmeyi feshettiğini, fesihten doğan toplam 30.000,00 TL zararlarının fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı iş sahibi vekili; davacı taraf ile idare arasında **tarihl…. … İlk Öğretim Yapım İşi ile ilgili sözleşme imzaladığını, işin götürü bedelli olduğunu ve idarenin ihale şartnamesinde değişiklik yaptığını, ancak bu değişikliğin davacı yüklenici tarafından kabul edilmediğini, davacının kusuru nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini ve davacının zararlarını ispat edemediğini savunarak haksız davanın reddini savunmuştur.
Devamı...

Davacı yüklenici, taraflar arasında düzenlenen tarihsiz tamir ve boya işleri sözleşmesi ile sözleşme dışı yapılan ilave işler nedeniyle toplam iş bedelinin 138.500,00 TL olduğunu, işlerin tamamlanıp teslim edildiğini, bakiye iş bedelinin ödenmediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik 33.800,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiş, davalı iş sahibi site yönetimi adına cevap veren yöneticiler, site yönetiminin tüzel kişiliği bulunmadığını, davacıya herhangi bir borç bulunmadığını, davacının Mahkeme dosyasında feragat ettiği alacak için tekrar talepte bulunamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda toplam iş bedeli 138.500,00 TL kabul edilmek suretiyle, davalının işletme defterindeki kayıtlarına ve ödemelere göre 13.800,00 TL bakiye iş bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kural olarak eser sözleşmelerinde işin teslimini kanıtlama yükü yükleniciye, bedelin ödendiğini kanıtlama yükü ise iş sahibine aittir.Somut olayda, davalının işletme defterindeki kayıtlar esas alınmak suretiyle toplam ödemenin 124.700,00 TL olduğu kabul edilmişse de, davalı tarafından tek taraflı olarak tutulan defter kayıtlarının Hukuk Muhakemeleri Kanun maddeleri kapsamında kesin delil olduğu kabul edilemez. Bu nedenle kesin delil vasfı olmayan işletme defterinde gösterilen ödemelere dayanılarak düzenlenen yetersiz incelemeye dayalı bilirkişi raporuyla hükme varılamaz
Devamı...

sözleşmenin feshe ilişkin tek taraflı irade beyanı ve bunun karşı tarafa ulaşması ile feshi mümkündür. Karşı taraf feshin haklı olup olmamasına göre bir takım zarar ve tazminat talep edebilir ise de, sözleşmenin feshinin geçersizliğinin tespitinin istenilmesi mümkün değildir. Mahkemece feshin geçersizliğinin tespiti talebinin bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile geçersizliğinin tespitine karar verilmesi doğru olmamıştır. Davacı ayrıca verilen kesin teminat mektubunun nakde çevrilmemesine karar verilmesini de talep etmiştir. Bu talep ihtiyati tedbir istemi gibi görülmekte ise de; davacı tarafça teminat mektubu değeri üzerinden peşin nispi harç ödenerek dava açıldığı, davadan önce bu konuda ihtiyati tedbir karar verilmiş olduğu ve hukuki vasıflandırma hakime ait olduğundan davacının bu konudaki talebinin teminat mektubuna sataşmanın (müdahalenin) önlenmesi vasfında olduğunun kabulü gerekir. Bu ihtilâfın çözümü de davacının süre uzatımı talebinde haklı olup olmadığı, imalât seviyesinin belirlenmesi ve yüklenicinin temerrüde düşüp düşmediğinin araştırılmasına bağlıdır.
Devamı...

dosyaya sunulan deliller ve davadan sonra taraflarca imzalanan kısmı sulh protokolü de dikkate alınarak yeninden oluşturulacak konusunda uzman teknik bilirkişi kurulundan gerekirse mahallinde keşif de yapılarak, davacının fesih tarihi itibari ile sözleşme kapsamında gerçekleştirdiği imalât oranı, sözleşme dışı ilave iş ya da iş artışı nedeni ile fazla imalât yapıp yapmadığı ve bunun süreye etkisi ile davacı yüklenicinin fesih tarihinde temerrüdünün gerçekleşip gerçekleşmediği ve davalı iş sahibinin fesihte haklı olup olmadığı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp bu taleple ilgili sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken teminat mektubu konusunda eksik inceleme ile paraya çevrilmesinin önlenmesine karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olmuştur.Kararın belirtilen sebeplerle bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

Davacı ayrıca verilen kesin teminat mektubunun nakde çevrilmemesine karar verilmesini de talep etmiştir. Bu talep ihtiyati tedbir istemi gibi görülmekte ise de; davacı tarafça teminat mektubu değeri üzerinden peşin nispi harç ödenerek dava açıldığı, davadan önce bu konuda ihtiyati tedbir karar verilmiş olduğu ve hukuki vasıflandırma hakime ait olduğundan davacının bu konudaki talebinin teminat mektubuna sataşmanın (müdahalenin) önlenmesi vasfında olduğunun kabulü gerekir. Bu ihtilâfın çözümü de davacının süre uzatımı talebinde haklı olup olmadığı, imalât seviyesinin belirlenmesi ve yüklenicinin temerrüde düşüp düşmediğinin araştırılmasına bağlıdır
Devamı...

sözleşme eki Yapım İşleri Genel Şartname maddesin de aynı hükümler tekrar edilmiştir.Davalı iş sahibince ** tarihli yazı ile davacı yükleniciye sözleşmenin **ve Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin ** maddesi gereğince **tarihinden itibaren 67 günlük süre uzatımı verilmiş ** tarihli yazı ile ** tarihine kadar 67 günlük süre verilmesine rağmen işin bitmemesi nedeni ile işin tamamlanabilmesi için sözleşmenin 25. maddesi gereği yükleniciye 60 günlük ek süre verilerek işin bu süre içinde bitmemesi halinde ikinci bir uyarıya mahal vermeden fesih yoluna gidileceği bildirilmiş, **tarihli yazı ile de davalı yanca sözleşme İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun ** maddesine istinaden fesih edilmiştir.Davanın devamı sürecinde taraflarca ** tarihinde sözleşme konusu işlerle ilgili yapılan/yapılmayan işleri belirleyen kısmı sulh protokolü düzenlenerek imzalanmıştır. Fesih tarihi itibari ile davacının sözleşme kapsamı ve dışında gerçekleştirdiği imalat oranı konusunda sulh protokolü de dikkate alınarak bir inceleme yaptırılmamıştır
Devamı...

gösterilen eseri reddetme hakkını kullanmadığı gibi kullanma hakkına da sahip olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle; fiili olarak teslim alınarak kullanılan yolla ilgili sözleşme, şartname ve ekleriyle fen ve sanat kurallarına uygun olmayan kısımlar yönünden Borçlar Kanunu maddesi uyarınca ayıplı imalât nedeniyle indirilmesi gereken tespit edilerek, bunun iş bedelinden düşülmesinden sonra yükleniciye hakettiği iş bedelinin ödenmesine karar verilmesi yerine, imalât sırasında tutulan tek taraflı tutanaklar esas alınarak işin şartname ve standartlarına uygun yapılmadığından iş bedeli talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
Devamı...

düzenlemenin ikinci fıkrasında da, ayıbın ilk fıkrada gösterilen derecede önemli olmaması, başka bir anlatımla kullanılabilir ya da iş sahibinin red hakkını kullanamayacağı derecede az ayıplı olması halinde, iş sahibi eseri kabulden imtina edemezse de; iş bedelinden ayıp miktarında indirim ya da tamirat yapılmasını isteme hakkına sahiptir. Mahkemece yapılan keşif sonrasında alınan bilirkişiler kurulu raporunda yüklenici tarafından yapılan imalâtın kabule icbar edilemeyecek derecede ayıplı olduğuna dair bir belirlemeye yer verilmediği gibi yüklenici tarafından yapılan yol halihazırda kullanılmaya devam edilmektedir.
Devamı...

Davalı savunmasında ilk sözleşmenin imzasından itibaren bir yıl, ikinci sözleşmenin imzasından itibaren ise 6 ay gibi uzun süreler geçmesine rağmen davacının Belediye'ye proje onaylatılması için başvuru yapmaması, inşaat ruhsatının alınmaması, inşaat sahasında bir çalışma olmaması ve davacı şirketin ve şirketin sahibi …'ın maruz kaldığı icra takipleri nedeniyle davacıya ihtarname göndererek uyardıklarını, buna rağmen davacının işe başlamayarak temerrüte düştüğünü bu nedenle haklı nedenle sözleşmeyi feshettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
Devamı...

dava yüklenici ve iş sahibi arasında düzenlenen sözleşme ve ek protokollerden kaynaklanmakta olup, asıl dava fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile bakiye iş bedelinin tahsili, birleşen dava sözleşmenin haksız feshedildiğinin,  sözleşme ile ekprotokolün bağlayıcı olduğunun ve kalan inşaatın yüklenici tarafından yapılması gerektiğinin tesbiti ile ihtiyati tedbir yolu ile dava dışı ikinci yüklenicinin inşaat alanına girmesinin engellenmesi ve bu şirket açısından inşaatların durdurulması istemlerine ilişkindir. Mahkemece davaların birleştirilerek yapılan yargılaması sonucunda asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davada konusu kalmayan sözleşmenin haksız feshedildiğinin tesbiti ve muarazanın men'i davası hakkında karar
Devamı...

Davalı yüklenici cevabında ve birleşen davasında, sözleşmenin feshinin hukuka aykırı olduğunu, işin %90 seviyeye geldiğini, işin başında teminat olarak verdiği  7.000,00 TL bedelli senedin iade edilmeyip haksız olarak icra takibine konulduğunu savunarak ve iddia ederek aleyhine açılan dava
Devamı...

Karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinde yüklenicinin görevi eseri, sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek, iş sahibininse, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesi ile eserin bedelini ödemekten ibarettir. Yine aynı Yasa'nın 81. maddesi gereğince iş sahibinin işin yapılacağı yeri, işin yapılmasına elverişli ve sorunsuz olarak yükleniciye teslim etmesi, öncelikle ifası gereken borcu gereğidir. Diğer taraftan tazminat borcunun doğması için temel koşul kusur olduğundan, tazminat isteyen tarafın kusursuz olması kuraldır. Bu ilkelere göre somut olay değerlendirildiğinde alınan bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre tarafların sözleşmenin feshinde, davacının sözleşme ve eklerine aykırı olarak iş yapmak, davalı iş sahibinin de uygun iş ortamını yaratmamak suretiyle ortak kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. Burada açıklanması gereken önemli bir hususta feshin haksız olsa dahi tek taraflı irade beyanı ve bunun karşı tarafa ulaşmasıyla hukuki sonuç doğuracağından feshin geçersiz kılınamayacağı ve iş de tamamlanmadığından yükleniciye ifa değerini geçen tazminat isteme hakkının verilemeyeceğidir. Bu halde davacı yüklenici irat kaydedilemeyeceğinden teminat mektubunun iadesi, varsa sözleşme kapsamında hak edip ödenmeyen iş bedelinin tahsilini isteyebilir.
Devamı...

Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda davacının yaptığı işlerin sözleşmeve teknik şartname ile tam uyumlu olmadığı, davalının da çalışma şartlarını sağlama bakımından kusurlu sayılması gerektiği açıklanmıştır. Mahkemenin gerekçesinde ise davalının, sözleşmenin bitim süresini beklemesi ihtar etme ve süre tanıma yoluna gitmesi, verilen süre içinde aykırılıklar giderilmezse veya iş bitirilmezse fesih işlemini yapması gerektiği, bu şekilde davranılmamasının sözleşmeye, MK. 2 hükmüne ve hakkaniyete aykırı olduğu, bu sebeplerle olaydaki fesih (dönme) işleminin haksız olduğu, fesih (dönme) işlemi haksız olduğuna göre, sözleşmesel ilişkinin devam ettiği, davalının davacının sözleşmeden doğan ediminin ifası için yaptığı masrafları ödemenin yanında, davacının müspet zararlarını, yani ifa menfaatini de tazmin etmesi gerektiği açıklandıktan sonra bilirkişi raporunda ifa menfaati olarak adlandırılan toplam 78.240,00 TL üzerinden maddi tazminat talebi kabul edilmiştir
Devamı...

, ticari mümessil, bir ticarethane veya fabrika gibi ticari biçimde yönetilen bir işletmenin imzasını kullanarak vekil sıfatıyla imza koymak üzere kendisine açıkça veya üstü kapalıca yetki verilen kimsedir. Ticari mümessil, bir işletmenin tüm işlerini idareyle görevlendirilen ve böylece işletmenin belirli yetkilere sahip idarecisi niteliğinde olan ve adeta işletmenin sahibi gibi işletme konusuna giren tüm işleri yapabilme yetkisine sahip bulunmaktadır. Ticari mümessilin temsil yetkisi, işletme sahibine ya da tüzel kişiliğe sahip işletmelerde temsile yetkili olanın tek taraflıbir hukuki işlemine dayalıdır. Herhangi bir şekil koşuluna tabi olmamakla birlikte yasal düzenlemeler çerçevesindeki yerleşik uygulamada, işletme sahibinin bu konudaki tek taraflı hukuki işleminin, genellikle yazılı bir vekâletname verilmesi şeklinde gerçekleştiği kabul edilmektedir.
Devamı...

mahkemece yapılması gereken iş, çelik imalât ve gümrük işlemleri konusunda Yasanın maddesi uyarınca yeniden oluşturulacak uzman bilirkişilere inceleme yaptırılarak davacının kanıtlayabildiği tüm imalâtı ve davalının yaptığı ödemeleri saptamak, davacı alacağından ödemeleri mahsupla kesin hesap çıkartılmak suretiyle varsa davacının kalan alacağın hüküm altına almaktan ibarettir. Bu hususlar üzerinde durulmadan davacının tek taraflı düzenlediği faturalara ve defterlerine itibarla hükme varılması usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

Sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 475. maddesinde eser sözleşmelerinde ayıp halinde iş sahibinin seçimlik hakları gösterilmiştir. Bu seçimlik hakların yanında iş sahibinin genel hükümlere göre tazminat hakkı da bulunmaktadır. Ayıp halinde iş sahibinin seçimlik hakları da, eser iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme, eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme, aşırı bir masraf gerektirmediği taktirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere eserin ücretsiz onarılmasını isteme hakkıdır. Dönme hakkı, tek taraflı bir irade beyanı açıklamasıyla yapılır ve karşı tarafa ulaşmasıyla hukuki sonuçlarını doğurur. Eser sözleşmesinden dönülmesi geriye etkili sonuçlar doğuracağından taraflar aldıklarını karşı tarafa vermek zorundadır. Kural olarak seçimlik haktan dönülmesi mümkün değildir.
Devamı...

Karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinde yüklenicinin görevi eseri, sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek, iş sahibininse, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesi ile eserin bedelini ödemekten ibarettir. Yine aynı Yasa'nın 81. maddesi gereğince iş sahibinin işin yapılacağı yeri, işin yapılmasına elverişli ve sorunsuz olarak yükleniciye teslim etmesi, öncelikle ifası gereken borcu gereğidir. Diğer taraftan tazminat borcunun doğması için temel koşul kusur olduğundan, tazminat isteyen tarafın kusursuz olması kuraldır. Bu ilkelere göre somut olay değerlendirildiğinde alınan bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre tarafların sözleşmenin feshinde, davacının sözleşme ve eklerine aykırı olarak iş yapmak, davalı iş sahibinin de uygun iş ortamını yaratmamak suretiyle ortak kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. Burada açıklanması gereken önemli bir hususta feshin haksız olsa dahi tek taraflı irade beyanı ve bunun karşı tarafa ulaşmasıyla hukuki sonuç doğuracağından feshin geçersiz kılınamayacağı ve iş de tamamlanmadığından yükleniciye ifa değerini geçen tazminat isteme hakkının verilemeyeceğidir. Bu halde davacı yüklenici irat kaydedilemeyeceğinden teminat mektubunun iadesi, varsa sözleşme kapsamında hak edip ödenmeyen iş bedelinin tahsilini isteyebilir
Devamı...

Taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin varlığı halinde, yüklenici kendiliğinden ve tek taraflı olarak sözleşmeşartlarını değiştiremez. Ancak, taraflar arasında yazılı bir sözleşme yoksa fatura içeriğine 8 gün içinde itiraz edilmemesi halinde bu sükut, fatura içeriğini kesinliştirir ise de bu kesinleşme yazılı sözleşmenin değiştirildiği sonucunu doğurmaz
Devamı...

Taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin varlığı halinde, yüklenici kendiliğinden ve tektaraflı olarak sözleşme şartlarını değiştiremez. Ancak, taraflar arasında yazılı bir sözleşmeyoksa fatura içeriğine 8 gün içinde itiraz edilmemesi halinde bu sükut, fatura içeriğini kesinliştirir ise de bu kesinleşme yazılı sözleşmenin değiştirildiği sonucunu doğurmaz. Somut olayda taraflar arasında yukarıda anılan götürü bedelli ve yazılı eser sözleşmesi imzalandığı ve sözleşmede imalât bedeli 15.000,00 TL olarak kararlaştırıldığından fatura düzenlenerek davacıya tebliğ edilmesi ve davacı tarafından itiraz edilmemiş olması, taraflar arasındaki yazılı sözleşmenin içeriğinin değiştirildiği ve iş bedelinin 30.000,00 TL olduğunun kabulünü gerektirmez. Bu nedenle, mahkemece taraflar arasında iş bedeli konusunda anlaşmazlık bulunduğu ve davacıya tebliğ edilen faturalara itiraz edilmediği gerekçesiyle 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 366. maddesine göre iş bedelini belirleyen bilirkişi raporu esas alınıp, dava konusu bono nedeniyle davacının davalıya borçlu olduğu sonucuna varılarak yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu durumda, mahkemece yapılacak iş, taraflar arasındaki yazılı sözleşmede belirtilen 15.000,00 TL iş bedelinin davacı tarafından nakit olarak ödendiği, icra takibine konu bononun bedelsiz kaldığı anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmesinden ibarettir. Hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir
Devamı...

üçüncü bir teknik bilirkişi kurulundan sözleşme eki teknik şartnamede belirlenen ocak dışında daha yakın mesafeden taşınan kum ve çakıl miktarı nedeniyle ödenmesi gereken nakliye bedeli ile davacı idarenin ödediği nakliye bedelinin karşılaştırılması ve fazla ödeme iddiasının buna göre değerlendirilerek gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile sonuca gidilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.
Devamı...

 Altyapı inşaatları yapım işini üstlendiğini, düzenlenen 18 hakedişin taraflarca imzalandığını ve hakedişler uyarınca davalıya ödemeler yapıldığını, müfettiş raporu ile davalıya fazla ödeme yapıldığının tespit edildiğini, müfettiş raporu doğrultusunda düzenlenen 19 nolu kesin hakedişe göre yüklenicinin 1.864.389,88 TL borçlu çıkartıldığını, bu nedenle eldeki davanın açıldığını belirtmiş, davalı yüklenici ise fazla ödeme iddiasının doğru olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yargılama sırasında iki ayrı heyetten bilirkişi raporu alındığı, her iki heyetin de yaptıkları kesin hesap sonucunda yükleniciye fazla ödeme yapılmadığı kanaatini bildirdikleri anlaşılmıştır. Davacı idarenin fazla ödeme kalemlerinden birisi de kum-çakıl nakline ilişkindir. Müfettiş raporunda, ihaleden önce davalı yüklenicinin kum-çakıl alabileceği ocak olarak…belirlendiği, yükleniciye bu ocaktan malzeme aldığı gözetilerek hakedişlerle ödeme yapıldığı, ancak bu ocak dışında daha yakın ocakların olduğunun tespit edildiği, daha uzak ocak belirlenerek yüklenici lehine fazla nakliye bedeli ödenmesine sebebiyet verildiği belirtildiği gibi, yüklenicinin daha yakın ocaktan kum-çakıl almasına rağmen şartname ile belirlenen ….. Ocağı'ndan malzeme almış gibi göstererek de fazla ödemeye sebebiyet verildiği belirtilmiş, mahkemece bilirkişi raporları da gözetilerek yapılan yargılama sonunda, ….. Ocağı'nın ihaleden önce idare tarafından belirlendiği, firmaların buna göre teklif verdikleri, ihaleden sonra, belirlenen ocağın uzak olması nedeniyle daha yakın mesafedeki ocaklara göre nakliye bedelinin hesaplanmasının  sözleşme şartlarının tek taraflı olarak değiştirilmesi anlamına geleceğini, bu hususun sözleşme serbestisine aykırı olduğunu ve kabul edilemeyeceğini, ayrıca müfettiş raporunda yüklenicinin ..Ocağı'ndan malzeme almadığı halde buradan malzeme almış gibi göstererek fazla ödemeye sebebiyet verildiği belirtilmiş ise de bu hususun sadece tanık beyanları ile ispat edilemeyeceği belirterek müfettiş raporuna itibar edilmemesi görüşüne varılmıştır.raporun bölümünde daha yakın mesafelerden kum-çakıl taşındığı ileri sürüldüğü gibi raporun ilerleyen sayfalarında da buna dair ocak sahiplerinin beyanları dahil başka deliller de bulunduğu
Devamı...

ihtarname ile sözleşmeyi fesh ettiklerini, bu nedenle ödenen iş bedelinin iadesini talep etmektedir. Davacı ise, 520 m2 imalât yaptığını, feshin haksız olduğunu savunmaktadır. Davalı 520 m2 imalâta ilişkin fatura sunmuş ise de, davacıya tebliğ olunduğu kanıtlanmış değildir. Davalının tek taraflı düzenlediği fatura dışında başkaca delil bulunmamaktadır. Yapılan 130 m2 imalâtın ise gerek iş sahibinin yazısı gerekse yaptırılan bilirkişi incelemelerinde ayıplı ifa olunduğu sabittir. Bu durumda davacının işin başlangıcında ayıplı imalât gerçekleştirilmesi nedeni ile dava dışı iş sahibine davacının ayıpsız imalât teslim etmekle yükümlü olduğu gözetildiğinde davalı ile yaptığı sözleşmeyi fesihte haklı olduğunu kabul etmek gerekir. O halde mahkemece yapılması gereken iş; asıl davada 130 m2 imalâtın sözleşme fiyatı ile hesaplanacak tutarından ayıbın giderim bedeli mahsup edilerek, bulunacak bu tutara ihzarat ve nakliye bedeli ilave edilmeli, böylece davalı alt yüklenicinin alacağı hesaplanmalı, asıl davada istirdadı istenilen ödemelerden bu miktar mahsup edilerek kalan miktar üzerinden asıl dava kabul edilmeli, karşı davanın ise tümüyle reddine karar verilmelidir. Bu hususlar üzerinde durulmadan bilirkişi görüşüyle bağlı kalınarak hükme varılması usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

aporda, batı duvarı için yapılan güçlendirme işlemlerinin yeterli olmadığı, bu duvarın bu haliyle de kullanılması durumunda öğrenciler için risk oluşturduğu belirtildiğinden, mahkemece bozmadan önce ikinci bilirkişi kurulunu oluşturan inşaat mühendisi bilirkişilerden bu duvarın yeniden yapımı için gerekli olan bedelin ayıbın ortaya çıktığı zamandaki serbest piyasa fiyatlarına göre hesaplattırılması için rapor alınması gerekirken, davacı idare tarafından tek taraflı olarak düzenlenen yaklaşık maliyette belirtilen bedele hükmedilmesi doğru olmamıştır. Öte yandan, yargılama aşamasında doğu duvarının davalı yüklenici tarafından yeniden inşa edildiği anlaşıldığından bu dava konusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, bu duvar için de davacı idare tarafından duvarın yeniden inşası için tespit edilen yaklaşık maliyet bedeline hükmedilmesi de doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
Devamı...

Taraflar arasında akdedilen sözleşme ile davalı yüklenicinin Lise inşaatı yapım işini götürü bedel üstlendiği, işin geçici ve kesin kabullerinin yapıldığı, davacı iş sahibi idarenin açtığı davada, işin kabulünün yapılmasından sonra yüklenicinin işi gizli ayıplı yapması nedeniyle okulun doğu tarafında bulunan duvarın yıkıldığı, batı tarafında bulunan duvarın ise yıkılma tehlikesi altında olduğu, bu nedenle ayıbın giderim bedeli ya da duvarlarının yeniden yapılmasını talep ettiği; davalı yüklenicinin ise işi tam olarak ifa ettiği, tarafına izafe edilecek herhangi bir kusur bulunmadığını savunduğu, mahkemece yapılan ilk yargılama sonunda yıkılan bahçe duvarının şartname uyarınca davalı tarafından yargılama aşamasında yeniden yapılması nedeniyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği, davacı idarenin de duvarın ayıplı yapılmasında kusurlu olduğu, bu nedenle kusuru oranında yargılama giderine mahkum edildiği, kararın taraflarca temyiz edilmesi sonucunda Dairemizin kararı ile, davacı idareye kusur izafe edilmesinin doğru olmadığı, yıkılma tehlikesi altında olan duvar hakkında ikinci bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda işlem yapılmaksızın karar verildiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verildiği, mahkemece bozma kararına uyulduğu anlaşılmıştır. Bozma kararından sonra yapılan yargılama sırasında jeoloji mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, batı duvarı için yapılan güçlendirme işlemlerinin yeterli olmadığı, bu duvarın bu haliyle de kullanılması durumunda öğrenciler için risk oluşturduğu belirtildiğinden, mahkemece bozmadan önce ikinci bilirkişi kurulunu oluşturan inşaat mühendisi bilirkişilerden bu duvarın yeniden yapımı için gerekli olan bedelin ayıbın ortaya çıktığı zamandaki serbest piyasa fiyatlarına göre hesaplattırılması için rapor alınması gerekirken, davacı idare tarafından tek taraflı olarak düzenlenen yaklaşık maliyette belirtilen bedele hükmedilmesi doğru olmamıştır. Öte yandan, yargılama aşamasında doğu duvarının davalı yüklenici tarafından yeniden inşa edildiği anlaşıldığından bu dava konusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, bu duvar için de davacı idare tarafından duvarın yeniden inşası için tespit edilen yaklaşık maliyet bedeline hükmedilmesi de doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur
Devamı...

Taraflar arasındaki sözleşme kira karşılığı inşaat yapımından kaynaklandığından tek taraflı irade beyanı ve bunun karşı tarafa ulaşmasıyla hukuki sonuçlarını doğurur. Davacı, arsa sahibi Mahkemesi dosyasında açtığı dava ile fesih iradesini açıklamış ve dava dilekçesinin tebliği suretiyle fesih gerçekleşmiştir. Sözleşme geriye etkili olarak feshedilmiş olmakla taraflar sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre aldıklarını geri vermek zorundadır
Devamı...

Mahkemece alınan bilirkişi raporunda ise davacının işten el çektirildiği tarih itibariyle derhal bir delil tespiti yaptırarak o tarihe kadar yaptığı işlerin miktarını tespit ettirmesi gerekirken bunu yapmadığı, dava dosyası kapsamına göre fesih anına kadar yapılan işlerin miktarının tek belgesinin davacının düzenlediği fatura olduğu, bu faturada belirtilen alacağa karşılık ödeme miktarı dikkate alındığında davacının alacağının belirlenemediği açıklanmıştır.Taraflar arasındaki akdi ilişki eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron davalı yüklenicidir. Yine taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 7. maddesinde ödemelerin ne şekilde yapılacağı gösterilmiş olup davacının üstlendiği iş, boruların montaj ve kaynağın yapılmasıdır. Davacının teklif ve bu teklif metninin altının her iki tarafça imzalanmasıyla yevmiye ücreti belirlenmiştir. Davacı bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde hak ettiği ücretin belirlenmesine esas olarak kendi çalışanlarının kayıtlarının davalı yüklenici ve dava dışı iş sahibinde bulunduğunu ileri sürmüştür. Taşeron alacağının varlığı ve bedele hak kazandığını ispatlaması için fatura düzenleme şartı olmadığından mahkemece davalıya ve dava dışı iş sahibine ait sözleşme konusu işlerle ilgili davacı ve bildirdiği elemanların şantiye giriş çıkış ve çalışma saatlerini gösteren kayıtlar getirildikten sonra bilirkişiden her iki sözleşme hükümleri, tespit dosyası göz önünde tutularak davacının itirazlarını da karşılar şekilde rapor alınarak davanın sonuçlandırılması gerekirken sadece davacı faturaları esas alınarak eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozulması gerekmiştir.
Devamı...

Sözleşme, fesih ve dava tarihleri itibariyle yürürlükte bulunup, somut olayda uygulanması gereken Borçlar Kanunu maddesinde yüklenicinin kasıt ve ağır kusuru ile akdî hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş ve bilhassa ayıplı malzeme kullanılmış veya ayıplı bir iş meydana getirmiş olması sebebiyle açılacak davalar hariç olmak üzere istisna akdinden doğan bütün davaların 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu hükmü getirilmiştir.
Devamı...

Sözleşme, fesih ve dava tarihleri itibariyle yürürlükte bulunup, somut olayda uygulanması gereken Borçlar Kanunu maddesinde yüklenicinin kasıt ve ağır kusuru ile akdî hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş ve bilhassa ayıplı malzeme kullanılmış veya ayıplı bir iş meydana getirmiş olması sebebiyle açılacak davalar hariç olmak üzere istisna akdinden doğan bütün davaların 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu hükmü getirilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olduğu mahkemenin de kabulündedir. Aynı Kanun maddesinde zamanaşımının alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren işlemeye başlayacağı kabul edilmiştir. Alacağın muacceliyeti için ihbar yapılması gerekmesi halinde zamanaşımı bu haberin verilebileceği günden itibaren işlemeye başlayacaktır. Borçlar Kanunu maddesinde zamanaşımının işlemesine engel olan ve tatil eden sebepler, ** maddesinde de zamanaşımını kesen sebepler sayılmıştır.Somut olayda fesih iradesi yükleniciye ****tarihinde tebliğ edilmekle o yüklenicinin sözleşmeden doğan ve fesih nedeniyle isteyebileceği alacakları bu tarihte muaccel olmuş ve zamanaşımı süresi işlemeye başlamıştır. Yüklenici tarafından iş sahibi aleyhine irad kaydedilen teminat mektubu bedelinin iadesi istemi ile açılan …… Ticaret Mahkemesi’nin bozmadan sonra dava konusu farklı olduğu gibi aynı olsa dahi sadece o davada talep edilen miktar için zamanaşımını keseceğinden eldeki asıl ve birleşen dosyasındaki davalarla ilgili zamanaşımını kesici etkisi yoktur. Yüklenici tarafından Borçlar Kanunu maddesindeki zamanaşımının işlemesine engel olan ve tatil eden sebepler ile az yukarıda sözü edilen dava dosyası dışında Borçlar Kanunu’nun 133. maddesindeki zamanaşımını kesen sebeplerin varlığı ileri sürülüp kanıtlanmamıştır. Bu durumda mahkemece asıl ve birleşen ….. Ticaret Mahkemesi dosyasındaki davaların zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile asıl davanın kısmen kabulü, birleşen dosyadaki davanın esastan reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
Devamı...

Mahkemece, davalının sözleşme maddesi uyarınca davacıya ihtar keşide ederek 30 takvim günü cezalı süre vermesi gerekirken bu yükümlülüğün yerine getirildiğine dair dosyaya bir delil sunulmadığı, işin süresi içinde bitirildiğine dair davacının ****tarihli başvurusuna da davalının gecikmeli olarak **** tarihinde cevap verdiği, yapımı gerçekleştirilen işlerin bedeli ile sözleşme bedeli oranlandığında işin yaklaşık %95 seviyede tamamlanmış olduğu gerekçeleri ile dava kabul edilmiş, davalı idarenin **** günlü kararı ile tesis edilen işlemin iptaline karar verilmiştir.Somut olayda olur tarihli fesih kararı davalıya ****günlü yazıyla tebliğ edilmiş, tebliğ tarihi itibariyle sözleşme ilişkisi sona ermiştir. Dava yoluyla feshe yönelik işlemlerin iptal edilmesi, dolayısıyla sözleşmeye geçerlik ve yürürlük kazandırılması mümkün değildir. Sayın çoğunlukla bu konuda bir görüş ayrılığı bulunmamaktadır
Devamı...